Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1) Dünya Kiliseler Konseyi (WCC)
1948 yılında Hollanda'nın Amsterdam Kenti'nde 147 liberal kilise ve mezhebin temsilcileri bir araya geldi ve Dünya Kiliseler Konseyi'ni (WCC) kurdular. Hristiyan dünyasını temsil eden geleneksel mezheplerin çoğu bu konseye üyedir ve üye sayısı giderek artmaktadır. Şu anda 560 milyon insanı temsil eden 349 kilise ve mezhep bu organizasyonun bir parçasıdır. Roma Katolik Kilisesi, konseyin tam üyesi olmamasına rağmen, fahri üyesidir. Bugün WCC'nin başlıca ilgi alanları dünya barışı, insan hakları, yolsuzlukla mücadele, gelir dağılımı eşitsizliği, yeşil hareketi ve benzeri aktiviteleri olup bunları sosyal kurtuluş üzerine odaklanan Missio Dei'nin faaliyet alanlarıdır. WCC, Dinsel Çoğulculuk ilahiyatına dayanarak tüm enerjisini dinler arası diyaloglara verir. Bu organizasyon, dinler arası diyaloglar adı altında dünya dinlerinin güçlerini birleştirmek için her 6-8 yılda kongreler düzenler. WCC kongrelerinin tarihi şöyledir: ilk kongre Hollanda'nın Amsterdam Kenti'nde (1948), ikincisi A.B.D'nin Evanston Kenti'nde (1954), üçüncüsü Hindistan'ın Yeni Delhi Kenti'nde (1961), dördüncüsü İsveç'in Upsala Kenti'nde (1968), beşincisi Kenya'nın Nairobi Kenti'nde (1975), altıncısı Kanada'nın Vancouver Kenti'nde (1983), yedincisi Avustralya'nın Kanberra Kenti'nde (1991), sekizincisi Zimbabve'nin Harare Kenti'nde (1998), dokuzuncusu Brezilya'nın Porto Alegra Kenti'nde (2006), ve onuncusu Güney Kore'nin Busan Kenti'nde (2013) yapıldı. Bunlar arasında özellikle 1961'de Hindistan'ın Yeni Delhi Kenti'nde düzenlenen üçüncü kongrede dinler arası diyalog üzerinde somut bir tartışma yapıldı. Kongrenin sonuç bildirgesinde şu açıklama yapıldı: "Mesih'in onlara (Hristiyan olmayanlar) bizim aracılığımızla ve bize de onlar aracılığıyla konuştuğu gerçeğini kabul ederek, onlarla Mesih hakkında diyalog kurmalıyız." Ve bildiriyle birlikte Kutsal Ruh'un diğer dinler yoluyla da çalıştığını resmi olarak iddia etmiş oldular. 1968'de WCC, kurumun Dinler Arası Diyalog Departmanı başkanlığına Hintli bir ilahiyatçı olan Stanley Samartha'yı getirdi. Roma Katolik Kilisesi'yle iş birliği içinde, doğruluğundan tam emin olarak dinler arası diyalog kurmaya hız verdiler. Bu arada, 15 Ocak 1990'da yayınlanan Baar (İsviçre'nin Zürih Kenti yakınlarında bir kasaba) bildirisiyle WCC, Dinsel Çoğulculuğu resmen onayladı. Hedefleri, dinlerin temelde birbirlerinden farklı olmasına rağmen, ilk olarak dinlerin birliğini ve ekümenliğini remi ve görünür biçimde sağlamaktı. WCC dünya barışma ve dinler arası diyaloğa odaklandıkça, gitgide Hristiyanca bir humanist bakış açısına yöneldi. WCC, savaş, açlık, kitle imha silahları, kadınlara, eşcinsellere, engellilere yönelik ayrımcılık, zengin ve yoksul arasındaki uçurum, ırkçılık, insan hakları ihlalleri, çevre kirliliği vs. gibi dünya barışını tehdit eden tüm sosyal olayları kötü ruhların işi olarak tanımladılar. Bunun sonucunda, bazı WCC üyeleri toplum için iyi işler yaptıkları sürece ruhlara ve putlara tapan dinlerin bile Kutsal Ruh'un işi olabileceğini iddia etme hatasına düştüler. Örneğin, Avustralya'nın Kanberra Kenti'ndeki yedinci WCC kongresinde Koreli feminist ilahiyatçı Chung Hyunkyung, bir Şaman ayini gerçekleştirdi (Korece'de Gut). Chung, "Gel, Kutsal Ruh, evreni yenile" adlı konuşmasında masum kurbanların canlarını ve ruhlarını çağırmak ve rahatlamak için bu Şaman ayinini yaptı. Bu ayinden yapılan aşağıdaki alıntıyı okuduğumuzda, Chung'un İsa'nın Ruhu'nun suyun ve havanın ruhuyla aynı kefeye koyduğunu görmekteyiz. Bu durum tam bir ruhsal cahillik göstergesi olup Kutsal Kitap'a aykırıdır. "Gel, imanımızın ataları İbrahim ve Sara tarafından istismar edilip terk edilen Mısırlı köle kadın Hacer'in ruhu. Gel, büyük Kral Davut tarafından karısı Bat-Şeva'yı elde etmek için savaş alanında öldürülen sadık asker Uriya'nın ruhu. Gelin, İsa'nın doğumu üzerine Kral Hirodes'in askerleri tarafından öldürülen erkek bebeklerin ruhları. Gel, Ortaçağ'da pek çok kadının yanı sıra cadı mahkemeleri tarafından diri diri yakılan Jeanne d'Arc'in ruhu. Gelin, Haçlı seferleri arasında ölen insanların ruhları. Gelin, kolonileşme ve putperest dünyaya büyük Hristiyan misyonunun başladığı dönemde soykırım kurbanı olan yerli halkların ruhları. Gelin soykırım sırasında gaz odalarında öldürülen Yahudi insanlarının ruhları. Gelin, Hiroşima ve Nagazaki'de atom bombasına kurban giden insanların ruhları. Gelin, insanoğlunun açgözlülüğü yüzünden tecavüz edilen, işkence gören, suistimale uğrayan Yeryüzü, Hava ve Suyun ilahları. Gelin, şimdi kanlı Körfez Savaşı'nda ölen askerlerin, sivillerin ve deniz canlılarının ruhları. Gel, çarmıhta işkence edilerek öldürülen kardeşimiz Kurtarıcı İsa'nın ruhu" (Marlin Van Elderen. Introducing the World Council of Churches Geneva: World Council of Churches, 1990). Chung's Şaman ayini elbette Müjdeci Hristiyanlar ve WCC'nin üye mezhepleri tarafından şiddetle eleştirildi. Buna rağmen, WCC'nin önderlik grubu bu yanlış fikre ve vizyona hala sahiptir. Bu olay, bir kimsenin Dinsel Çoğulculuğu benimsediği zaman, içine düşeceği ruhsal yok oluşu tüm çıplaklığıyla tasvir eden ibretlik bir örnektir.
Sayfa 181 - YAY YayınlarıKitabı okudu
·
93 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.