Gönderi

115 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 days
Keyifli okumalar dilerim
Mustafa Kutlu tarafından 2000 yılında yayınlanan bu eser adı gibi uzun hikaye türünde yazılmıştır. Bu kitabıyla hikayeciliğinden farklı tarzda bir eser verse de, tam olarak bu özelliğinden uzaklaşamamıştır. Naif ve zarif tarzda yazılmış olan eser tek solukta okuru son cümleye getirmektedir. Mustafa Kutlu’nun sade, akıcı ve Anadolu kokan dilini burada da görmekteyiz. Sıkça geriye dönüş tekniği kullanılmış olması da okurun dikkatini canlı tutmayı amaçlamaktadır. Gezgin bir hayat anlatılması hasebiyle kitap aslında küçük küçük hikayelerin bir bütünüdür. Kitabın giriş cümlesi “Ben o zamanlar on altı yaşındaydım.” diye başlar. Okuyucu henüz ilk cümleden anlar ki geçmiştedir. Şu an ve geçmiş arasına daha ilk sayfadan anne, baba ve bir vagon sığdırır yazar. 16 yaşındaki kahramanımızın aklına ne zaman annesi gelse o vagondan evi anımsar. Sonraki sayfalarda da anlarız ki vagondan ev ve annesi arasında derin bir bağlantı kurulmuştur. Zaten geçmişte olan okuyucu “anne ve vagondan ev” sembolleri ile daha da geçmişe götürülür. Geçmişe, daha geçmişe ve en geçmişe olmak üzere geçmiş kategorize edilmiştir. Burada okuyucu için önemli olan ve kitabın akıcılığını sağlayan önemli kısım ise şudur: Anlatım sırasında geçmişe dönme eylemleri ile ‘şu an’ arasındaki geçiş keskin mi? Eğer keskinse anlatımın bir tarih kitabından farkı olmadığı muhakkaktır. Ancak anlatımlar arasında “siyah, gri, beyaz” gibi bir geçiş söz konusu ise yani aşamalı bir geçiş sağlanmış ve bu metne yedirilmişse hikâyenin anlatıcılığı daha sağlam duruyor. Mustafa Kutlu, bu geçişi metin içerisinde öyle muntazam bir şekilde sağlıyor ki siz aynı bir fotoğraf albümüne bakar gibi hikâyenin içerisine dalıyorsunuz. 16 yaşında olan kahramanı okumak da o kahramanın çocukluğuna gitmek de size garip gelmiyor…
Uzun Hikâye
Uzun HikâyeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202336.3k okunma
·
1 plus 1
·
981 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.