Gönderi

160 syf.
·
Puan vermedi
Italo Calvino’nun çokça teknik ve ders kitabı tadındaki “klasikleri niçin okumalı?” Kitabından hemen sonra:))aralık ayı grup kitabı Orhan Kemal’in “ekmek kavgası”ından hemen önce,pastoral nefes gibidir Murathan Mungan kitabı okumak:)) Sempozyum,kongre,söyleşi ve üniversitelerde yaptığı konuşma metinleri,fotoğraf ve albümlere yazılmış önsöz niteliğindeki yazılar,biribirinden bağımsız konu ve farklı türde ortaya çıkan,kısaca yazarın “elimdeki iş” dediği satırlar okumaya değer.. Babamın iş gezilerinden birinde yoldan geçerken gördüğüm manzarayı yıllar hiç unutturmadı.Çevresine daire çizilen adam etrafını kuşatan bir kalabalık tarafından sürekli taşlanıyor,adamsa o dairenin dışına çıkmamıyordu.Adamın Ezidi olduğu söylendi.Bir azınlık toplumu olduklarını,Melek-i Tavus’a taptıklarını,inançlarına göre tavus kuşunun ve dairenin kutsal olduğunu bu yüzden çizilen daire silinmeden içindekinin dışına çıkamadığını öğrendim.Bu inancı gülünç bulanların da başka türlü görünmeyen daireler içinde olduğunu ve bunun dışına çıkamadığını çok sonra anlayacaktım. Tıpkı daha geniş bir coğrafyaya çıktığımda dünyanın her yerinde her türlü azınlığın nasıl taş altında tutulduğunu anladığım gibi..yıllar sonra ilk oyunum Mahmud ile Yezida’yı yazarken belki de dramatik sanatların metaforunu bulmuştum.daire,çizen için bir komediydi. Dairenin dışındaydı.Saçma bulduğu bir inancı silah olarak kullanıp inananı teslim alabiliyordu.Bu,ona bir iktidar sağlıyordu. Dairenin içindeki içinse bir dramdı.Tutsak ediliyordu.Yazgısını Öteki’nin insafına terk ediyordu. Ya kişi,daireyi kendi eliyle,kendi çevresine çiziyorsa.. işte bu trajediydi.seçiminin içerdiği sonu yaşayacaktı. ...vicdanımıza takılan çengelli sorulardan kaçarken,belli belirsiz bir korkuyla,yıllarca üzerine toprak atılmış belleğin derinliğinden yükselen geçmişin hayaletlerinin üstümüze çullanıp bizi kendimizle yüzleştirmesinden korkuyoruz.. Fotoğraf ve resim üzerine yazı yazmayı fal bakmaya benzetirim ben.Birbirimize gördüklerimizi anlatırız.Bildiğiniz gibi her fal özneldir.Biraz da bakanın gözlerinin ve biriktirdiği kelimelerin hikayesidir. fotoğraf sanatının yazınsal sanatlar içinde en çok öykü ve şiirle benzeştiği söylenir.Ben de fotoğrafın saklı olaylar;çoğaltılabilir anlar,ucu açık durumlar içerdiği için “öykü” yü;imgeler oluşturma gücüyle de “şiir”i düşündürdüğü kanısındayım./Güne söylediklerim
Güne Söylediklerim
Güne SöylediklerimMurathan Mungan · Metis Yayıncılık · 201561 okunma
·
26 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.