Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

392 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
35 saatte okudu
Herkese merhabalarr!!! İnceleme yazmayı çok özlemişim biliyor musunuz? Bu satırları gülümseyerek yazıyorum, çoğunlukla da ne diyeceğimi bilmeyerek. Sanırım artık alıştım, her incelememde oluyor bu ufak heyecanlanma. Uzun bir süredir elimde olmayan nedenlerden dolayı kitap okuyamıyordum ama yazın gelmesini ve kitap okuyacağım günleri iple çekiyordum. Sanırım artık o günler geldi ve bu konuda ne kadar mutlu olduğumu anlatmaya kelimeler yetmez. Şimdi bu incelemeyi yazarken de heyecandan yerimde duramıyorum, o kadar uzun zaman olmuş gibi geliyor ki… Sanki yıllardır inceleme yazmıyormuş gibiyim. Biraz fazla heyecanlı yazarsam ve saçmalarsam lütfen mazur görün beni. Bugün çok tatlı bir kitap hakkında konuşmak için buradayım. Kendi düşüncelerimden önce, kitabın konusundan bahsedeceğim. Kitap şu şekilde başlıyor: Rosie'nin evinin tavanı çöktüğünden balayında olan en yakın arkadaşı Lina'nın evinde kalmaya karar veriyor. Lina'nın bundan haberi yok ve Lina da erkek kuzenine şehre geldiği zaman evinde kalabileceğini söylüyor. Rosie Lina'nın evinde kalırken bir anda kapının zorlanmasıyla birlikte Lucas ile tanışıyorlar. Biraz kutuplaştıktan sonra aynı evde kalmaya başlıyorlar. Biz de bu sırada Rosie'nin kendi yazdığı kitabında ilhama ihtiyacı olduğundan yaptıkları deneyle birlikte romantizmi Lucas ile beraber yeniden deneyimlemesini okuyoruz. Bu kitap İspanyol Aşk Aldatmacası kitabında okuduğumuz Lina karakterinin erkek kuzeni olan Lucas ve yine Lina'nın en yakın arkadaşı olan Rosie'nin romantik ilişkisini anlatıyor. Ben Rosie'yi hatırlıyordum önceki kitaptan fakat nedense Lucas aklımda kalmamış. Kitabı okuyalı yaklaşık bir yıl olacağından dolayı da aklımdan çıkmış olabilir. Lucas'tan bahsedildiyse bile ben hatırlamıyordum. Karakterleri çok sevdim, çok sempatiklerdi. Lucas gerçekten şu ana kadar okuduğum en gerçekçi ideal erkek tiplemesi olabilir. Hem komik hem sempatik hem de çok romantik bir karakterdi. Dans etmeyi bilmesinden ve arada kendi dilinden kelimeleri araya sıkıştırmasından bahsetmiyorum bile. Üstelik Martin ailesine bayılmışken Lucas'ı sevmemem hiç olmazdı. Yemek yapmayı da biliyordu, ayrıca hayvansever ve çok da centilmen. Kısacası yazar, okurlar olarak okurken eriyip bitmemiz için yazmış bu karakteri. Yani şu an ne desem ne yazsam az, Lucas gerçekten okuduğum en iyi erkek karakterlerden birisiydi. Bacağı kötü durumda olmasına rağmen Rosie için her seferinde etrafta koşuşturup durdu. Rosie'nin çıkarlarını her seferinde kendi çıkarlarının önünde tuttu. Sanırım onun hakkında en sevdiğim özelliği de bu fedakarlığıydı. Düşüncelerime gelirsek; Bu nasıl bir kitaptı??? Aralarındaki çekim kitabın bazı sayfalarında öyle bir doruğa ulaştı ki, karakterlerin kimyasına dilim tutuldu resmen. Ya ikisinin arasındaki etkileşim gerçekten bambaşka bir şey, ciddi ciddi birbirlerinden etkileniyorlar ama sürekli bir şeyler yüzünden geri çekiliyorlar bu sebeple de aralarındaki elektrik daha da kuvvetli oluyordu. Çok da çabuk bitti kitap, nasıl bittiğini anlamadım. Keşke biraz daha uzun sürseydi çünkü ben bitmesine hiç hazır hissetmiyordum bittiğinde. Kendimi boşluğa düşmüş gibi hissettim. Kitabı hem Lucas hem de Rosie'nin ağzından okumak çok tatlı bir deneyimdi. Sanırım ben en çok Lucas'ın ağzından okuduğum kısımları sevdim, Lucas'ın düşüncelerini okumak çok güzeldi. Olayları her seferinde gülümsenecek şeylere çevirmesi ve Rosie'yi sürekli gülümsetmesi beni de gülümsetti .Çok tatlı bir romantik komediydi, okurken sürekli gülümsüyordum. Etrafımdaki insanlar neden gülümsediğimi sorunca 'Karakterler, kitap her şeyiyle mükemmel. Ben bayıldım bu kitaba...' diyemediğimden de 'öyle gülümsüyorum işte' diyordum. Kitap çok güzeldi fakat okuyanlar başlarda biraz içine girmekte zorlanabilir. Yazar biraz daha yavaş açılıyor kitaplarında. İspanyol Aşk Aldatmacası'nda da böyle olmuştu. Belirli bir sayfaya kadar kitabın içine girmekte zorlanıyorsunuz, sonra ise su gibi akıyor kitap. Bu kitap İspanyol Aşk Aldatmacası'ndan daha erken açıldı, daha erken atıldım kitabın içine. Kitap biraz slowburn ve ben slowburn çok severim ama sevmeyenler de sorun etmesin lütfen çünkü her ne kadar slowburn olsa da kitap bir kere açıldığında gerçekten her türlü işliyor içinize. Slowburn sevmeseniz bile bayılırsınız kitaba. Kitap çok pozitif ve okuması eğlenceli bir kitaptı. Kitap her ne kadar neşeli de olsa buruk bir tarafı da vardı. Rosie'nin kardeşi ve babası, işi ve geleceği ile ne yapacağını bilmemesi. Lucas'ın ise… Lucas için çok üzüldüm, kariyeri ve yaşadığı travması için. Pek diyecek söz bulamıyorum bu konuda, bazen üzüldüğüm şeyler hakkında dilimin tutulduğu oluyor. Devam ediyorum! Okurların sevemeyeceğini düşündüğüm iki şey var bu kitapta birincisi yazarın kasıtlı olarak okurlarını kışkırtması (oraya da geleceğim ajshddsjh) ikincisi de Rosie'nin biraz fazla çekingen olmasıydı sanırım. Genelde romantik kitaplarda ciddi kadın karakterler görmeye alışmıştım fakat Rosie romantiklerin klişesi olan kadın karakterlerdendi. Açıkcası beni çok da rahatsız etmedi çünkü genelde ben de sevdiğim insanların yanında saçmalarım ve elim ayağım birbirine tutuşur. Yani Rosie karakterini çok iyi anlıyorum ve bence bu özellikleri onda çok da tatlı durmuştu, yine de böyle karakterleri sevmeyecek bir kesim de olduğundan uyarımı yapmak istedim. Yazarın kışkırtması olayına gelirsek de şu şekilde açıklayayım kendimi: Lucas ve Rosie dans ediyorlar ve hooopp birdenbire romantik anı berbat eden bir fare ortaya çıkıyor. Farelerden zaten korkan bir insan olarak bir de farelere feci derecede sinir olmaya başladım bu alıntıdan sonra. Ana çiftimiz ne zaman yakınlaşmaya çalışsa, romantik sahneler yaşasa bir olay olunuyor ve ben de içimden 'yeter artıkkk' diye sızlanıp duruyorum. Tam Lucas ve Rosie pizza yaparkenki randevularında yakınlaşmak üzereler, birdenbire pizza yanıyor!!! Ahsgdjdhdj belirli bir yerden sonra çığlık atmak üzereydim, yazarın bilerek yaptığını düşünmeye başlamıştım. Maskeli baloda Lucas ve Rosie dans ediyorlar ve dengesiz adamın teki Rosie'ye çarpıyor, kızın her tarafı içki oluyor ve dansları tekrar berbat oluyor. Gerçi bu içki dökülmesi olayı onların daha çok yakınlaşmasına sebep oluyor. Bunu o maddelere dahil etmiyorum. Ama sonra onlar yine tam yakınlaşmak üzereyken Lina'nın onları basmasını dahil edebilirim sanırım… Yazar bence okurların sabrını sınamak istemiş bu kitapta. Maskeli balo demişken... Ölmeden önce bir kere ben de gitmek istiyorum şuraya, küçüklüğümden beri hayallerimi süslüyor. Ayrıca canım yazarım, yağmurun altında öpüşme sahnesi mi??? Okuduğum en güzel sahnelerden birisiydi, karakterlerin kimyası öyle güzel uyuyordu ki sahneyi okurken bir an kalbim atmayı bırakacak sandım. Gerçi sonrasında da histerik bir gülme krizine girdim çünkü en romantik anda yazar ne yapıp etti yine böldü o anı... Bu sefer de Rosie'nin telefonu çaldığı için ayrıldılar ve ben... Ben ise üzgün üzgün kahvemi içip 'yazar bu okurlardan ne istiyor?' ve 'neden bir romantik sahne bize çok görülüyor?' sorularını soruyordum kendime içimden. Gossip Girl göndermesi vardı ve görünce gülümsememi durduramadım. Çoğunuz biliyordur fakat ben yine de bilmeyenler için açıklayacağım. Gossip girl bir gençlik dizisi ve introsunda "...you know you love me xoxo gossip girl." diye bir alıntısı var. Lucas'ın bunu bilip mesajlaştıkları bir sahnede gönderme yapması çok tatlı geldi bana. Ufak bir sahneydi fakat yıllar önce izlediğim bir gençlik dizisinin göndermesi yapılınca birden gülümsemekten alamadım kendimi. Aaa Hızlı ve Öfkeli göndermesi de vardı ahghshf Bayılıyorum böyle arada sevdiğim dizi ve filmlerden bahsedilmesine. Başka ne diyecektimm, evet! Rosie'nin yazdığı kitabında Lucas'ı anlatması banaçok tatlı geldi. Lucas'ın ona ilham verdiğini hep biliyorduk ama Lina 'sayfalarda seni gördüm.' ve 'o kitap sana yazdığı upuzun bir aşk mektubu, Lucas.' diyene kadar kitapta ikisinin ilişkisini yansıttığını anlayamamıştım. Gerçi burada sıkıntı bendeydi, Rosie'nin tüm aklı ve tüm kalbi Lucas ile doluyken kitabında başka neyden esinlenecekti ki? Bu arada Lina'nın Lucas'ı arayıp haddini bildirmesi çok hoşuma gitti. Eğer o yapmasaydı Lucas hala 'ben ona layık değilim.' kafalarında takılacaktı saçma sapan. Lucas'ın gideceği sahnede Rosie'yi öylece bıraktığı andan beri kitabın içine girip Lina'nın Lucas'ı azarladığı gibi ben de Lucas'ı azarlamak istiyordum. Çok şükür ki Lina benim yerime yaptı yoksa sinirden şalterlerim atacaktı. Diyeceklerim bu kadardı sanırım, daha konuşmak istediğim çok şey var ama çoğu aklıma gelmiyor. Okumak isterseniz bir şans verebilirsiniz bence çok tatlı bir kitaptı. Yine de İspanyol Aşk Aldatmacası’nı geçemedi benim için ama burada kitap yarıştırmıyoruz değil mi? İkisinin de ayrı bir güzelliği vardı ve ben bu kitabı çok sevdim. Okurken su gibi akıp gitti ve kesinlikle romantik komedi favorilerime girdi. Romantik komedi kitaplarını okumayı gerçekten çok özlemişim onu da anladım, insanı gerçekten nasıl gülümseteceklerini biliyorlar. Her neyse! Eğer buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim,heyecandan biraz saçmalamış olabilirim. Yine de okuduğunuz için iyi ki varsınız! Umarım gününüz güzel geçiyordur. Sevgiyle kalın, kendinize dikkat edin <3
Amerikan Ev Arkadaşı Deneyi
Amerikan Ev Arkadaşı DeneyiElena Armas · Yabancı · 2023782 okunma
·
390 görüntüleme
Deniz okurunun profil resmi
Ben okusam sinir hastası olurmuşum kesin ama incelemen çok güzel olmuş
Nehir okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim yorumun içinn💖💖 İnan bana beni de çok sinir hastası bir kişiliğe dönüştürdü okurken, sabrım sınanıyormuş gibiydim ahahskfh
zeynep okurunun profil resmi
cok fazla cinsellik var miydi??
Nehir okurunun profil resmi
ne kadar vardı hatırlamıyorum kitabı okuyalı oldu baya ama cinsellik sahneleri içeriyordu kitap
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.