Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

4) Dinler Arası Diyalog
Roma Katolik Kilisesi'nin merkezi Vatikan, Barış için Küresel Dua Günü'nü düzenlediğinde, sorunlu ilişkiler yaşadığı İslam ve Yahudi dinlerinin önderleriyle uzlaşma maksadıyla görüşmek için bir adım attı. 1986'da Yahudiler'le ilişkiyi yenilemek için Roma Katolik Kilisesi adına Papa 2. John Paul, tarihte ilk defa bir Yahudi sinagogunu ziyaret etti ve barış mesajı verdi. Bu fırsatı kullanan Papa, 2000 yılının Mart ayında İsrail'e resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. Holokost Anıtı'nı ziyaret etti ve Roma Katolik Kilisesi adına Anti-Semitizm'i resmen kınadı. Sonra Kudüs'teki Ağlama Duvarı'nda dua etti: "1500 yıl boyunca, özellikle de Haçlı Seferleri sırasında (1096-1291) Roma Katolik Kilisesi'nin Yahudi halkına karşı işlediği tüm günahlar bağışlansın. Kendimizi Yahudiler'le hakiki bir kardeşlik kurmaya adıyoruz." Papa 2. John Paul, İslam dinine de barışmak için yaklaştı. 1995'te Kuzey Afrika'daki İslam ülkesi Fas'ı ziyaret etti ve orada Müslümanlar'a şöyle seslendi, "Aynı Tanrı'ya inandığımız için, biriz." Daha sonra, 2000 yılının Mart ayında İsrail'deki Holokost Anıtı'nda Yahudiler'e seslenirken, müslüman önderlere de hitap ederek Haçlılar'ın (1096-1291) işlediği günahlar için af diledi. 2001 yılının Nisan ayında, Papa 2. John Paul İslam aleminin en eski camilerinden Şam'daki Emevi Camii'ni ziyaret etti. Orada her iki dinin de tek Tanrı'ya inandığını ve peygamberler, İsa, Meryem, Kudüs, ölümden sonra hayat gibi pek çok ortak kavrama sahip olduğunu belirtti. Bu nedenle, bu dinler "ruhsallıkta ortaktır" ve dünya barışı için birbirlerini anlamaları ve birlikte çalışmaları gerekir. Roma Katolik Kilisesi, II. Vatikan Konseyi'nde ilan edildiği şekliyle bütün dinleri Dinsel Çoğulculuk ilahiyatına dayalı tek bir kuruma indirgemek için birleştirmek ister. Yeryüzünde bir ütopyanın gerçekleşmesi hayaliyle, WCC'nin üye kiliseleriyle birlikte dünya barışı hareketi için etkin olarak çalışmayı sürdürmüşlerdir. Dünya barışına yaptığı katkılarla tüm dünyanın takdirini toplayan Papa 2. John Paul'un 2005 yılındaki cenaze töreninde pek çok dünya önderi hazır bulundu. Bunlar arasında dokuz kral ve prens, otuz sekiz başkan, üç başkan yardımcısı, on yedi başbakan, on dışişleri bakanı, altı bakan, Arap Birliği Genel Sekreteri, BM Genel Sekreteri, Yahudi Başhahamı, Anglikan Kilisesi Kardinali, Rum Ortodoks Patriği, Rus Ortodoks Patriği, Etiyopya Ortodoks Patriği, Hinduizm, Budizm ve İslam dininin temsilcileri vs. vardı. Bu olay Dinsel Çoğulculuğun tüm dünyada ne kadar popüler olduğunun bir örneğidir. Günümüzde popülerlik düzeyi siyaset, ekonomi, kültür, din ve ırkın ötesine geçmiştir. Bu durum insanların Dinsel Çoğulculuk tarafından nasıl kolayca aldatılabildiğini göstermektedir. Papa 2. John Paul'un halefi 16. Benedict de selefinin dinsel hedefini korudu. 20-30 Kasım 2006 tarihleri arasında yaptığı Türkiye ziyareti sırasında İstanbul'daki Sultanahmet Camisi'ni ziyaret etti ve her iki dinin ruhsal ortaklığını vurguladı. Liberal mezheplerin bu tür etkinlikleri Yaşam'a ve Gerçek Umut'a tamamen karşıdır. Hristiyanlar dünyanın seküler barış anlayışını takip etmemelidirler. Aksine, kurtuluşu miras almak ve Tanrı'nın Egemenliği'nde ebediyen yaşamak için önceden belirlenmiş olanlara tek yaşam yolu olan Rab İsa'yı duyurmalıyız. Hristiyanlar'a Rab İsa'nın verdiği Yüce Buyruk işte budur. "Size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim.” (Matta 28:29) "Ama Kutsal Ruh üzerinize inince güç alacaksınız. Yeruşalim'de, bütün Yahudiye ve Samiriye'de ve dünyanın dört bucağında benim tanıklarım olacaksınız.” (Elçilerin İşleri 1:8) Roma Katolik Kilisesi de dahil olmak üzere bütün liberal gruplar bu buyruğu görmezden gelmiş ve bu dünyanın seküler barışını arayarak Hristiyanlık karşıtı etkinlikler yürütmeyi sürdürmüşlerdir. Onların öne sürdüğünün aksine, İsa son zamanlarda barış değil, sıkıntılar olacağını önceden bildirmiştir. "Savaş gürültüleri, savaş haberleri duyacaksınız. Sakın korkmayın! Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir. Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer kıtlıklar, depremler olacak. Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır. “O zaman sizi sıkıntıya sokacak, öldürecekler. Benim adımdan ötürü bütün uluslar sizden nefret edecek. O zaman birçok kişi imandan sapacak, birbirlerini ele verecek ve birbirlerinden nefret edecekler. Birçok sahte peygamber türeyecek ve bunlar birçok kişiyi saptıracak. Kötülüklerin çoğalmasından ötürü birçoklarının sevgisi soğuyacak. Ama sonuna kadar dayanan kurtulacaktır." (Matta 24:6-13) İsa, ikinci gelişinden hemen önce görülecek sosyal ve doğal olayların dünya barışı değil, savaş, açlık, kıtlık ve depremler olacağını, bununla birlikte imanlıların dünyada zulme uğrayacağını söyledi. Gelecek yıllarda dünya dinlerinin birliği ve dünya barışı için ekümenik hareket Vatikan'ın öncülüğünde daha da canlandırılacaktır. Sahte ve iğrenç mesajları hızlıca yayacaklar. Savundukları dünya barışı saf bir insani bakış açısıyla akla uygun görünür, ama bunun ebedi yıkıma sürükleyen bir yol olduğunu anlamalıyız. Önceden bildirildiği gibi güçlü kent Babil bir saat içinde cezasını bulacağı için onların yalanlarına kanmayan hikmetli Hristiyanlar olmalıyız. "Üçüncü melek borazanını çaldı. Gökten meşale gibi yanan büyük bir yıldız ırmakların üçte biri üzerine ve su pınarlarının üzerine düştü." (Vahiy 8:10)
Sayfa 190 - YAY YayınlarıKitabı okudu
·
166 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.