Toprak ilk insanlıktan beri insanların geçim kaynağı olmuş, medeniyetlerin kurulup toprağı işleyip en verimli şekilde yararlanmaya çalıştığı hatta birbiri ile savaşmasına neden olmuştur. Verimli topraklara sahip olan medeniyetler bilimde de ilerlemiştir. Toprağa bu açılardan bakarsak ülkemiz verimli topraklara, uygun iklimlere sahip bir coğrafya konumundadır. Ama gelin görün yaşadığımız bu coğrafyanın bu konuda hakkını verememekteyiz. Kitabın arka kapağından aldığım alıntı çok güzel açıklamaktadır: Ülkemizdeki tarım alanlarının çokluğu ve çeşitliliği konusunda ne kadar şanslı isek, bundan pek de istifade edememe konusunda da o kadar üzgünüz. Oysaki bereketli topraklara ve geniş arazilere sahip olan bir millet olarak aslında ne kadar güçlü ve zengin olduğumuzu unutmamak gerekir! Öte yandan soframızda organik ve lezzetli gıdalarla nasıl beslendiğimiz konusu da tartışılan bir gerçek. Üzerine pahalılık, masraflar, motivasyon düşüklüğü ve ilgili strateji eksikliği gibi faktörler eklendiğinde maalesef gıda üretimde hak ettiğimiz organik üretkenliği göremiyoruz. Kitaba gelecek olursam; pandemiden sonra teknoloji hayatımızın her alanına daha hızlı girmeye başladı. Özellikle yapay zeka... Bu alanlardan biri de tarım sektöründeki teknolojik gelişmeler oldu. Tarımdaki teknolojik gelişmeler ve bunun yanında yapay zeka ile birlikte tarımda verimlilik artmaya başladı. Özellikle tarımda robotların insanların da yerini alması ve nesnelerin internetiyle beraber blokzincir teknolojisi kullanılmaya başlanması önemli bir faktör olmaktadır. Yapay zeka ve robotlar birlikte çalışarak tarımda veriler toplanıp en fazla verim alınmaya, maddiyat yönünden kazanç, zamandan tasarruf ve daha çok iş yapılmaya başladı. Örneğin uydulardan toprak analizi, görüntü işleme ile bitkilerdeki hastalıklar, hava durumu, topraktaki su, gübre ve minarel miktarı, seralarda ısı ve karbondioksit miktarı, robotlar ile daha hızlı hasat ve toplama, dronlar ile ilaçlama, böcek tuzağı, gıda takibi gibi faktörlerden veriler toplanıp işlenmesiyle birlikte tarım sektöründe çağ atlatıldı denilebilir. Hollanda, Tayvan, Amerika gibi devletler akıllı tarıma destek vermeye ve bu konu hakkında bütçe ayırmaya başlamıştır. Ama ne yazık bir tarım ülkesi olmamıza rağmen gereken desteği çifçilere verememekteyiz. Özellikle genç nüfusa sahip bir ülke olarak gençleri daha çok bu konuda teşvik etmeli ve desteklemeliyiz, çiftçilere sürdürülebilir tarım konusunda eğitimler vermeli geleneksel tarımdan teknoloji ile birlikte yapılan tarıma geçişini hızlandırmalıyız. Evet son on yılda savunma sanayisinde yaptığımız atılımları ve destekleri tarım sektöründe de boy göstermeliyiz hemde son teknoloji ile. Çünkü gıda insanoğlu var olduğu sürece bir temel ihtiyaç olarak devam edecektir. İnsanlarımıza veri okuryazarlığını öğretmeli gerekli eğitimleri ücretsiz sağlamalıyız. Kitabı okuyacaklara; ufkunuzu genişletecek, toprak ve tarıma farklı bir perspektiften bakmış olacaksınız. Son olarak kitap hakkında küçük bir eleştiride bulunursam kitaptaki grafikler çok anlaşılmaz şekilde basılmıştır. Umarım düzeltilir. Gelecekte bir tarım ve hayvancılık ülkesi olma dileğiyle iyi okumalar...

Sürdürülebilir Akıllı Tarım TeknolojileriKolektif · Ekin Basım Yayın · 20221 okunma

·

24 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Kelebek Etkisi