Tamamı 155 kişi olan Osmanlı hanedanının TBMM’nin 3 Mart 1924’te kabul ettiği kanun uyarınca öz vatanlarından sürgün edilişleri ve sonrasını anlatan kıymetli bir eseri takdim ediyorum.
Yazarımız, mal varlıklarını bir yıl içinde tasfiye etmeleri kaydıyla, ikişer bin İngiliz lirası verilerek vatanlarından kovulan hanedan mensuplarının hayatlarını, yaşadıkları sorunları, geçim sıkıntılarını, Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili düşüncelerini, eleştirilerini bizatihi kendilerinden dinleyerek kaleme alıp belgesel tadında bir eser olarak bizlere aktarmıştır. Hanedan üyelerinin sürgünde çektikleri sıkıntıların yanında iki kola ayrılışları, aile ilişkileri ve miras konularına da genişçe yer verilmektedir.
“Sürgün, hanedanın kadın mensupları için 28, erkekleri için 50 yıl sürdü.”
“… Söğüt’ten elde kılıçla çıkıp, Viyana’ya kadar gidenlerin torunuyduk. Türkiye’nin fenalığını nasıl düşünürdük? Ama memlekete 600 sene hizmet ettikten sonra, bir gecede kovulduk. Diş değiştirirken kovuldum, saçlarıma ak düştüğünde dönebildim…” (Sultan Reşad’ın torunu, Emine M. Osmanoğlu)
Kitap 4 bölümden oluşmaktadır.
1. Sürgün Manzaraları
2. Dağılmış Bir Aile
3. Birkaç Sürgün Mektubu
4. Efsanevi Miras
Ek Bölümler: Belgeler ve Kanunlar, Şecereler, Aile Albümleri
Kitapta birçok hususta bilgiler edindim ve yazarımızın tarafsız yazmasını takdir ettim. Beni derinden etkileyen birçok husus vardı. Şunu özellikle belirtmek isterim ki, Osmanlı Hanedanının sürgün edilişini doğru bulmuyorum ve şuan ki yaşantıları hasebiyle de onları suçlayamadığım gibi kendilerini Osmanlı’nın temsili olarak da görmüyorum. İslam’ın şanlı sancağını cihanda dalgalandıran, halifelik makamını temsil eden padişahların soyundan gelenlerin büyük çoğunluğunun sürgünden sonra İslam’a aykırı bir hayat yaşadıklarını okuyunca yüreğim sızladı, beni sarstı. Benim için pek kıymetli bir okuma oldu ve ilgililerine tavsiye ediyorum.