Merhaba arkadaşlar. Yeni ayın ilk gününden hepimize selamlar, huzurlu bayramlar dilerim.
Ahmet Mithat Efendi ile alakalı olabildiğince geniş, uzun ve tüm kitapları hakkında genel bir inceleme de bulunacak bu yazımızda. Evvela bunu söyleyerek başlamak istedim. Şimdi birkaç kitabını okuyacak belirli bir sırayla gideceğiz ama birkaç yıl sonra bir okur, yazarın kitaplarını merak edip geldiğinde sadece incelemeyle değil aynı zamanda Ahmet Mithat Efendi ile ilgili bir şeyler öğrensin, bizim de araştırmalarımız birkaç günle kalmasın uzun yıllara yayılsın diye çabalıyoruz. Yazarlarımız arasında daha fazla eseri olan birisi yok ve bu kadar çok kitap yazıp daha pek çok kitabı değil basılmak, günümüz Türkçesine bile çevrilmemiş birinin eserleri üzerine çalışma yapmak da haliyle epey zor oldu takdir edersiniz. 2022 yılı Kasım ayından beridir bir yandan bu projemle uğraşıp bir yandan da günlük hayatıma odaklanmaya çabaladığım için de burada ekleyeceğim genel bilgileri diğer incelemelerde de paylaşacağım. Paragraf düzeni ise sadece okunan kitabın anlatıldığı bölüm büyük harflerle kitabın adı iki kere yazılmak şeklinde olup, aradaki boşluğa yapılan kitap incelemesini içerecek, kalan kısımlar genel bilgi üzerine olacaktır.
DÜNYAYA İKİNCİ GELİŞ yahut İSTANBUL’da NELER OLMUŞ - FELATUN BEY ile RAKIM EFENDİ - HÜSEYİN FELLAH
Evvela TDK yayınları olunca eleştirerek ilerlediğimin defalarca olunca, farkına vardığımı söylemem gerek. Ancak başka kaynaklara ulaşamadığım için zorunlu olarak okuduğum TDK’nın yanlışını söylemedeki ısrarımın tek nedeni kitabın önsöz kısmının günümüz diliyle yazılması ama içeriğine hiç dokunulmaması. Kaç kişi anlayacak ve yazarın istediği baskı biçimi gerçekten böyle miydi sorgulamak istiyorum. 2000 yılında da yayımlamışsınız yani daha güncel bir dil kullanabilirdiniz diye düşünüyor ve sorguluyorum.
Hace-i Evvel (ona verilen ilk öğretmen lakabıdır) Ahmet Mithat’ın 3 farklı eseri bu seride yer alıyor. İçerisinde verilen ve zor anlaşılır olan Felatun Bey ile Rakım Efendi kitabını çok önceleri ayrı olarak okuduğum için yeniden okumadım. Bu bilgiyi de verelim.
Dünyaya İkinci Geliş yahut İstanbul’da Neler Olmuş: 1875 tarihli bu hikayede olaylar Sultan 3. Selim döneminde geçer. Mesut isminde hadım edilmiş bir köle vardır. İlginç gelen ise Mesut’un geceleri kadın kılığında konak konak dolaşmasıdır. Günümüzde eşcinsellik denilen ama Osmanlı döneminde daha yaygın olduğu söylenen ‘Oğlancılık’ meselesi üzerine bir yaklaşım da var yani kitapta. Bu da bu meselenin var olduğu, insanlar tarafından bilindiği ve Ahmet Mithat’ın kitabında da işlendiği fikrini düşündürür bizlere. Burada Nergis adında bir cariye ile karşılaşır ama kendisini ele vermesin diye önce onu öldürmek ister. Sonra bundan vazgeçer ve Nergis’in geçmişine ineriz. Burada da geçmişteki Osman karakteri olaya dahil olur. Mağara yaşamı ve yeniden doğuş olarak nitelendireceğimiz bu olay aynı zamanda kitaba da adını veren olaydır. Tabi bir İstanbul yaşantısı sunması ve insanların hayatı hakkında da gözlem yapmamızı sağlaması yönü de kitabın pozitif yönlerindendir. Yani bir yerde bu maceralı roman Dumas tarzında yazılmış da diyebiliriz diye düşünüyorum.
Felatun Bey ile Rakım Efendi: Okumaktan zamanında büyük keyif aldığım, çok eski yazıyla tekrar okumaya heves etmediğim (aynı zamanda yazardan da okuduğum ilk eser olduğu için bu anlam veremediğim ilginç çevirisiz çeviri ile yeniden okumadığım) ancak hikayesine biraz değinmek istediğim eserdir. Temelde Doğu ve Batı çatışmasını önümüze seren, Batının gelişmişliğinin alınmasını değil de özentiliğinin yaşanmasının bir eleştirisi olan bu eseri bilhassa günümüz dillerinde bulabilirseniz lütfen okuyunuz. Öyle ki batı temsilcisi Felatun’a Bey, doğu temsilcisi Rakım’a Efendi olarak hitap edilir. Yazara da Ahmet Mithat Efendi deriz, hatırlatalım. Batı etkisinin tüm yaşanışı etkilediği gözler önüne serilir bu kitapta ve aynı zamanda para kazanma zorluğu yanında parası olanın da har vurup harman savurması da iki karakter üzerinden işlenmiştir. Bir diğer dikkat çekici husus ise yabancı dil öğrenme merakı dönem içinde halkı epey etkilemiş ki başta Fransızca olmak üzere yabancı dil öğrenme sevdası başlamış ülkede. Tabii tüm ülkede değil ama yine de belirgin bir etken.
Hüseyin Fellah: Efsanevi Hasan Mellah ile isim benzerliği dikkatinizi çekiyor mu arkadaşlar? Malumdur ki Monte Kristo Kontu etkisi olduğunu belirtmiştim gene söyleyeyim. 30 kişi 3 yılda çeviriyorlar bu kitabı ve haliyle böyle bir çalışmadan Ahmet Mithat da çok etkileniyor. Bu etkiyle de birer yıl arayla önce Hasan Mellah ardından da Hüseyin Fellah kaleme alınıyor. Beni çok etkileyen bir hikaye değil daha doğrusu kurgusunu zayıf, macera romanı olsa da meraklandırmaktan uzak bir eser oldu. Belki bunda anlatım dili ve çeviri olmamasının da etkisiyle romana girememek vardı ama birini kurtarmak, ekonomik sıkıntı sonrası kendini köle diye satmak, sonra doğru yola çıkmaya çabalamak daha çok sosyal sorunların öne çıktığı ve macera romanı etkisini taşımayan olaylar. Böyle olunca da açıkçası dramı aşıp maceraya odaklanmak zor, zaten bir şeye odaklanmak da zor bu yayınla. TDK bence bu yanlışını 20, 25 sene sonra da olsa telafi etmeli artık.
DÜNYAYA İKİNCİ GELİŞ yahut İSTANBUL’da NELER OLMUŞ - FELATUN BEY ile RAKIM EFENDİ - HÜSEYİN FELLAH
Kitap incelemesi ardından devam ediyoruz. Evvela Ahmet Mithat Efendinin eserlerine ve neleri okuduk neleri okumadık bunları ayırdığımıza yönelik açıklamaları yapacağız. Bulabildiğimiz kitapları ve bunların neler olduğunu anlatacak, bulduklarımız üzerinden sıralı bir liste yaparak ilerlemeye çalışacağız. Aynı zamanda bu birkaç günlük - haftalık proje de değil. Yaklaşık 3 ila 5 yıl arasında düşündüğüm zaman dilimini kapsayarak son bulacak bir proje olacaktır. Hatta bu süreçte ve sonrasında bizlere yardımı dokunacak her türlü bilgiye de açık olduğumuzu belirtmek isterim.
Araştırma sürecinde bulduğumuz eserler neler oldu? Neleri sıraladık? Şöyle bir isim sırası şeklinde ilerlemenin en doğrusu olduğu kanısındayım ve burada büyük emek harcadığımı belirtmek isterim:
Acaib-i Alem
Ahmed Metin ve Şirzat
Aleksandr Stradella
Altın Aşıkları
Amiral Bing
Arnavutlar Solyotlar
Avrupa’da Bir Cevelan
Beşair
Beşir Fuad
Bir Acibe-i Saydiyye
Cellad
Cinli Han
Çengi
Çerkez Özdenler
Çingene
Durub-u Emsal-i Osmaniyye Hikamiyyatının Ahkamını Tasvir
Dünyaya İkinci Geliş yahut İstanbul’da Neler Olmuş
Dürdane Hanım
Demir Bey yahut İnkişaf-ı Esrar
Eski Mektublar
Esrar-ı Cinayat
Eyvah
Felatun Bey ile Rakım Efendi
Fenni Bir Roman yahut Amerika Doktorları
Gönüllü
Gürcü Kızı yahut İntikam
Hasan Mellah yahut Sır İçinde Esrar
Hayal ve Hakikat
Haydut Montari
Hayret
Henüz On Yedi Yaşında
Hilal-i Ahmer Cemiyet-i İnsaniyesinin Tarihi
Hikmet-i Peder
Hüseyin Fellah
İstibşar
Jön Türkler
Karı Koca Masalı
Karnaval
Kıssadan Hisse
Letaif-i Rivayat (İçerisinde 21 öykü vardır. Bazı öyküler farklı kitaplarda farklı isimlerle yayımlanmış olabileceğinden buna da değineceğiz ve o öyküleri de ekleyeceğim)
Suni’fi Zan
Gençlik
Esaret
Teehhül
Felsefe-i Zenan
Gönül
Mihnetkeşan
Firkat
Ölüm Allah’ın Emri
Bir Gerçek Hikaye
Bir Fitnekar
Nasib
Çifte İntikam
Para
Kısmetinde Olanın Kaşığında Çıkar
Diplomalı Kız
Dolabdan Temaşa
İki Hudutkar
Emanetçi Sıdkı
Cankurtaranlar
Ana Kız
Menfa
Mesail-i Muğlaka
Müdafa’a
Müşahedat
Nedamet mi – Heyhat
Niza’ı İlm-ü Din
Pariste Bir Türk
Rikalda yahut Amerika’da Vahşet Alemi
Seyyadane Bir Cevelan
Süleyman Musli
Şeytankaya Tılsımı
Şopenhavr’ın Hikmet-i Cedidesi
Taaffüf
Üss-i İnkılab ve Zübdetül Hakayık
Vah
Volter
Volter Yirmi Yaşında
Yeniçeriler
Yeryüzünde Bir Melek
Görüldüğü üzere bizim bulabildiklerimiz Ahmet Mithat kitaplığında yalnızca %15 civarında. Daha bunun yayımlanmayan, çeviri bekleyen, illaki kaybolan veya yazar tarafından yazılıp da ona ait olduğu imzası olmadığı için anlaşılmayan gibi pek çok çeşidi var. Elimizden geleni de yapacağız bu konuda.
Şimdilik araştırdıklarımız ve bulduklarımız bu kadar. Birkaç yıl sonra yeniden bu çalışmalara döndüğümüzde hem yeniden araştırmamıza gerek kalmayacak hem de –umudum bu yönde- yeni bilgilerle harmanlamaya çalışacak ve eldeki Ahmet Mithat eserlerini güncellemeye çabalayacağız. Bu konuda kütüphaneci ve moderatör arkadaşlardan da ricam, bilmediği kitaplara lütfen dokunmasınlar. Bilhassa isimleri farklı diye kafalarına göre ayırma yapmasınlar bazı eserlere. ‘Geçmiş’ kısmından özellikle emek verip düzenlediğim eserlerde bunu rica ediyorum. Hayatımın 4’te 1’ini bu işe adadığım için bu şekilde konuşup hepinizden rica ediyorum.
Hepimize iyi okumalar dilerim..