Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

bazen hayat çok kötü gidiyor ve ben onu nasıl anlatacağımı bilemiyorum.
Korkuyu sevdiklerimizden öğrenirmişiz. Artık kocamanız, her şey için kocaman. Tüm mumları söndürdüm. Çünkü biliyorum artık öyle iyi biliyorum ki birine ait bir parça değilim ben, birini parçalara ayırabilen bir parçayım. Ve hiçbir zaman ait olamayacağımda. Çift kişilik yatakta ki o çiftim. Isı getiriyorum. Biliyorum, korkuyu bu şekilde öğrendim. Yalnız başıma bütün olacak bir parçayı kaplayarak. Benim olmayanı ben her zaman çok istedim. Anladım ki, istekler yanı sıra birçok sorumluluğu da getiriyor. Bu yüzden hiçbir zaman diyemedim, "seni istiyorum." Kendimle sadece karanlıkta yüzleşebiliyorum. Herkes biliyor, ben insanları yalnızca boğuyorum, kanamalarını sağlıyorum. Sessizce gitmem gerekirdi; çocukluğumdan, uzanıp uyuduğum yerden, kemiklerimden. Tüm çocukların ben olmayı istediği zamanlarda gitmem gerekirdi. Arkamda koca bir yığın çöplük bıraktım. Keşke o gece izleyebilme şansım olsaydı. Anahtarsız kapıların hepsini üstüme kapasaydım ve mahsur bıraksaydım kendimi. Ciğerlerime çektiğim bütün dumana razıyım. Bu onun tek nefesi, o kara dumanlardan oluşan tek nefes. Yüzü olmayan bir adamlayım, yüzü yok her yerini duman dolduruyor. Arkadaşlarımı kaybediyorum. Rüyalarımda yaşıyorum sadece. Yeniden yalnızım, anahtar yok, kapı yok. Dumandan başka hiçbir şey yok. Neyi soluyoruz? Tavandan cennet düşüyor, boğuluyoruz. Dumanların arasında ölüyoruz. Yüzü yok, hatlarını kanlar belli ediyor. Bu iki gözün arasında bu kadar ölü olmak nefesimi kesiyor. Içime bastırdığım her canlı, bir şeyler hissedebileyim diye damarlarımı kemiriyor. Bana dokunmalıydı, bana dokunmalıydı ki bir şeyler hissedebileyim. Hâlâ çalınmış o gecedeyim, gözlerinde, ağzındayım. Bana bahsettiğin sözlerdeyim. O sözlerin ta kendisiyim. Tekrar evine döndüğümde hep gözlerine bakardım. Ne zaman yaklaşacak olsam, çoktan gitmiş olurdu. Nereye gittiğini bilmiyorum, nereden geldiğini de. Geceleri hiç rahat olmazdı, çok korktuğu kâbusları vardı. Öylece uzanırdık, konuşmadan. Sadece koşmalıydık, koşmalı. Bu intihardı. Bir daha kalamayacak, bir müddet daha süremeyecek bir intihar. Yalnız kalmanın bir öneminin olmadığı bir intihar. Uyarmadan öldüren bir intihar. Bana her şey hâlâ kanlarını belli eden hatlarını hatırlatıyor. O her zaman gidecek bir yer bulurdu. O hep büyüyecek, ev diyecek bir yara bulurdu. Herkes gittiğinde ve hava karardığında, çirkinleştiğimde, gidecek başka bir yeri olsa bile, bulur muydu beni? Yıldızlar zıt düşer, biz düşmeyelim. Beni tüm gölgelerime rağmen bul. Zamanı geldiğinde ve beni avlayacakları sırada, sana kurban gideyim.
·
756 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.