Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

244 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
David Le Breton
David Le Breton
ın 'Beden' e yönelik algılamaları bazı bilim-teknik akımlar, gnostik görüsler gibi yaklaşımlarla ortaya koyduğu eseri. Tarihsel sürece baktıgımızda beden nasıl algılanmış, varoluş kazanmış ve neden yok edilmek / parçalanmak istenmiş? Sorularını çeşitli yaklaşımlar altında sade bir anlatımla okuyucuya sunmakta. Bunlardan bazılarını şöyle ifade edebilirim: İlk olarak birey bedenini bir aksesuar olarak görür. Kendi benliğini yaratmadan önce bedenine yönelir. Bedenini insa ettikten sonra kendi kimliğini/benliğini inşa eder. "Birey bedenini değiştirerek hayatını, kimlik duygusunu değiştireceğini düşünür." bu düsünce body art, body boulding, alter ego gibi kavramları doğurmuş ve toplumun da o yönde şekilllenmesini etkilediğini söylemek mümkün. Keza modern toplumda yer bulmus ifadeler bunlar. Bu inşanın farklı yolları mevcuttur: Dövmeciler, punklar, hard rock, motorcular vs. Bunlar modern ilkeller olarak gecer ve baktıgımız zaman aslında beden değiştirme, ortadan kaldırma bireyin hem topluma hemde kendine karşı bir tepki verme biçimi oldugunu da görürüz aynı zamanda. Birey benliğini kendisi değil farmokolojik olarak üretilmesine izin verir. Bedenimiz tehdit altındadır, onu değiştirmek için önce ruh halimizi değiştirmemiz gerekir. Hangi ruh hali içerisinde olacağıma, ne hissedeceğime teknoloji karar kılar. " Kişinin rahatsız olduğu özelliklerini yok ederek ve duygusal bir kozmetik gibi, arzu ettiği özelliklerini uyandırarak, onun zemine sağlam basmasını sağlar." Yani kişi kendi olmak için kendi olmaktan çıkar. Eser çocuk imalatını yani tıbbi yollarla üretmenin, embriyonun icat edilmesinin aslında ojenizmin tersten yapıldığının bir göstergesi olarak sunar. Bunun dısında bana hitap etmeyen 'herkes hak ettiği yerdedir' görüşünü savunan genetik köktenciliği de vurgu yapar. Buna göre toplumsal eşitsizlikler genetik eşitsizliklerle bağlantılıdır. Toplum daima biyolojik olarak adildir. Bu yuzden bu eşitsizlikler düzeltilmeye çalışılmamalıdır. Dolayısıyla toplumsal sorunlar toplumsal işleyişteki bozukluğun bir sonucu değildir, bedensel, biyolojik anomalilerdir. Düzeltmek mi istiyoruz o halde negatif ojenizm uygulayalım. Ya bazı sosyal kategorilere üremeyi yasaklayalım ya da genetiğini değiştirelim. Peki ya sonra? Etik, gen ahlakı gibi kavramlar? “Biyoloji gene tapan yeni dindir" yargısı güçleniyor. Siber uzay, yapay zekadan yola cıkarak insanın makine, makinenin insanlaşmasından bahseder. Yapay zeka ile makinelerinde bir bilinci dolayısıyla bir ruha sahip olduğu düşüncelerini savunur. Burada Marry Shelley İn yarattığı Frankenstein canavarını ve "Her" isimli filmin gercek olma ihtimalini aklıma getirtti,irkildim. Ruh, heyecan, arzu, tutku gibi duygu durumlar insanı insan yapan duygulardır ve insanın gercek anlamda yaşadığının belirtisidir. Bunların şeyleştirilmesi, makinelere atfedilmesi kolay kabul edilir olmasa gerek. Peki ; İnsanı bedeninden ayrı düsünebilir mi? İnsanı insan yapan asıl şey nedir? İnsanın kimliğini / benliğini belirleyen şey nedir ve bedenin varlığının bu kimlik içerisinde yeri var mıdır? Sorularını size bırakıyorum. İyi okumalar
Bedene Veda
Bedene VedaDavid Le Breton · Sel Yayıncılık · 201643 okunma
·
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.