Gönderi

280 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Hiper-ataerkil Bir Toplumda Cinsiyet Tiranlığı: Güneşin Çekirdeği
Açık ara bu sene okuduğum en iyi kitaplardan biri Güneşin Çekirdeği. Fin spekülatif kurgu yazarı Johanna Sinisalo, Virginia Woolf’un deneyselcilik, Margaret Atwood’un feminizm ve Ursula K. Le Guin’in anarşizm anlayışını aynı pota altında eriterek özgürlüğün ve toplumsal cinsiyet rollerinin irdelendiği dehşetengiz bir distopya çıkartmış ortaya. Güneşin Çekirdeği post-modern bir yapıya sahip, düşünmeye ve bazı değerlerimizi sorgulamaya teşvik edici kurgusuyla birlikte Damızlık Kızın Öyküsü ve Kendine Ait Bir Oda gibi eserlerle de ortak temalara, hatta daha ziyade ortak ‘’dertlere’’ sahip bir eser olarak karşımıza çıkıyor. Hikaye, tarihten ders çıkararak sosyal düzeni değiştirmiş; vatandaşlarının sağlığını ön planda tutan bir ‘’sağlık saltanatı’’ sistemini benimsemiş, zevk ve bağımlılık yaratabilecek her uyarıcıyı yasaklamış Ösistokratik Finlandiya Cumhuriyeti’nde geçmektedir. Bir tür totaliter yönetim biçimi olan bu düzende, ‘’öjenik’’ adı verilen, insan ırkının genetik özelliklerini ‘’ayıklayarak’’ düzeltmek amacıyla yürütülen bir denetim sistemi uygulanmaktadır. Bu sistemde iki tür kadın vardır: üremelerine izin verilen, itaatkâr, uysal ve erkek ırkının kalkınmasına katkıda bulunan eloi’ler (dişilkadınlar) ve zeki, bağımsız, sorgulayan fakat ‘’zararlı’’ genlere sahip olduğu düşünüldüğü için üremeleri engellenmiş morlok’lar (kısırkadınlar). Başkarakterimiz Vanna ise eloi görünüşüne sahip bir morloktur. Eloi okullarına gitmiş, onların aldığı dersleri almış, bir eloi gibi yetişmiş ama içten içe zeki ve olanları sorgulayan bir tiptir. Tam anlamıyla gerçek bir eloi olan ve kısa süre önce kayıplara karışan kız kardeşi Manna’ya yardım etme amacıyla ‘’acı biber’’ adı verilen, illegal bir uyarıcı madde ticaretine girişir. Güneşin çekirdeği de tam olarak burada devreye girer. Sinisalo’nun hikayeyi kurgularken post-modern bir anlatım tarzı seçmesi okumayı ekstra keyifli kılıyor. Anlatı, Vanna’nın Manna’ya yazdığı mektuplarla ilerlerken aralara ses kayıtları, sözlükler, kurgusal eserlerden parçalar, reklamlar, anayasa maddeleri, ödevler, şarkılar, cinsiyet testleri giriyor. Bu yöntemle de Finlandiya’ya ve nasıl bu hale geldiğine dair bilgiler ediniyoruz. Hiper-ataerkil bir toplumda cinsiyet tiranlığı: Güneşin Çekirdeği, aceleye getirilmiş finali haricinde ekseriyetle beğendiğim bir kitap oldu. Şimdiye kadar okuduklarım arasında kadının toplumdaki rolünü ele alan en orijinal distopyalardan biri. Karanlık, keskin ve acı... Distopya, feminizm, spekülatif kurgu okumayı sevenlere gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum. Ayrıca bazı editöryel hatalar hariç çeviri gayet iyiydi zaten kapağa diyecek söz yok... Kitabın tüm edisyonlarının arasında en iyisi.
Güneşin Çekirdeği
Güneşin ÇekirdeğiJohanna Sinisalo · İthaki Yayınları · 202333 okunma
·
526 views
Rawen okurunun profil resmi
Okuma listeme ekledim. :) Bu arada eloi ve morlok isimleri H.G. Wells'in Zaman Makinesi kitabında da geçiyordu, yanlış hatırlamıyorsam. Acaba bir çeşit gönderme mi var? Yoksa kelime kökenleri ile ilgili falan mı acaba? Merak ettim.
Kayaberk İpek okurunun profil resmi
Evet, o kitaptan geliyor isimler. Alakalı diyeyim. Kitapta da belirtmiş bunu yazar. ^^
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.