Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

291 syf.
10/10 puan verdi
·
24 günde okudu
Kalbime taht kuran yazar, Sema Soykan’ın son kitabıyla karşınızdayım. Ne kadar çok özlemişim satırlarında kaybolmayı, bir de sohbet havasında olunca geçen seneki Marmaris buluşmamız gözlerimin önüne geldi. Sanki karşımda Sema hanım, ellerimizde kahveler, o anlatıyor ben dinliyor ve her kelimesine hak veriyorum. Her cümlesinde yeni şeyler öğreniyorum… Bu sohbet hiç bitmesin istiyorum. Tarih, etimoloji, atasözleri, deyimler ve daha fazlası bu kitapta toplanmış. Kitabımız altı bölümden oluşuyor ama bölümler arasında hiç kopukluk yok ne ara geçtiğinizi anlamıyorsunuz. Tıpkı sohbet eder gibi laf lafı açıyor ve buraya nereden gelmiştik diyorsunuz. Hazırsanız hadi gelin konulara birlikte göz atalım. İlk bölümde kahvenin tarihinden tutun toplu serçe avı, maymunların idamı gibi birçok bilgiyle karşımızda oluyor yazarımız. İkinci bölümde haftanın günleri, Heidi’nin altında yatan göndermelerine, tavlanın tarihi ve dahasına misafir oluyoruz. Üçüncü bölüm doğru bildiğimiz yanlışlar ya da eksik bildiğimiz doğrular ve tarihte yaşanan acı gerçekler gibi konuları kapsıyor. Dördüncü bölüm Sema hanımın kafasındaki tilkilerle olan konuşmalarını içermekte. Laf aramızda Sema hanımın tilkileri de tıpkı onun gibi araştırmacı, duyarlı, bilgili ve bilgi paylaşımını seven kişilikte… Beşinci bölüm de mavi kan tarihinden başlayıp Atatürk’ü kurtaran saate doğru ilerliyoruz. Altıncı ve son bölüm de toplu sinek avı, paranın nasıl pul olduğu ve Atatürk’ün sansürlenen mektubu ile kapanışı yapıyoruz. Sema Hanım’ın sayfasını takip edenler bilirler ki o bizler için gecesini gündüzüne katıp araştırmalar yapar, nerede yanlış bildiklerimiz varsa onları bulur doğrusunu aktarır. Bir de bunları öyle bir anlatır ki sizi hiç sıkmaz içinizde merak uyandırarak aktarır. İşte bu kitapta o paylaşımların bir arada toplanmış derinleştirilmiş hali… Devamı gelecek bence, gelmeli de… Çay sohbetini sabırsızlıkla bekleyen çoğunlukta çünkü Sema Soykan’ın bir değil her kitabı ısrarla tavsiyemdir, okuyun okutturun #alıntı Neyse ki romanlarda sonu belirlemek yazanın elinde. Ama gerçek hayatta toplumların. Seviyorduk hikâyelere inanmayı. Masallarla uyutulan, çok sorulunca ayıplanan, itiraz edince terlik yiyen nesilden, ses çıkarmamanın makbul sayıldığı, boyun eğenin hanımlık, az konuşanın efendilik mertebesine yüceltildiği toplumlardan daha fazlası olmazdı. Hayvanlar evrende işgal ettikleri alanın kira bedelini fayda sağlayarak, ekosistemin devamlılığı için vazifelerini yaparak ödüyor. Oysa insanlar? Değil minnet duymak, yakarak, yıkarak, yanlış tarım politikaları uygulayarak insanlığa sonsuz nimetler sunan doğayı yok etmeye çalışıyor. Yani nankör ve had safhada bencilsiniz. Çünkü tarih, geçmişe mercek tutarken, gelecekte olabileceklere de meşale tutuyor. Ölenler çiçeklere anlattı, çiçekler rüzgârlara, rüzgâr mavi kelebeklere, kelebekler de insanlara…
Öteki Şeylerin Tarihi
Öteki Şeylerin TarihiSema Soykan · Alfa Yayınları · 0283 okunma
·
88 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.