Gönderi

·
Not rated
Her şeyden önce belirtmek isterim,küçük hikaye yazımı yazar sayesinde edebiyatımıza yerleşmiş ve gelişmiştir. Yazar,romanlarındaki kişileri yalıda yaşayanlardan,aydın kesimden vb sınıftan seçerken hikâyelerinin çoğunda kişilerini halktan seçer.Halkın yaşayış biçimine göre,adetlerine göre hikâyelerini oluşturmuştur.Biri zenginleşirken diğeri fakirleşen, iki saatçi kardeşin hikâyesi olan Sade Bir Şey,İzmir’de geçen ve fakir bir ailenin kızı olan ve çocukluğunda mahallenin çocuklarını oyalamak için daha sonra bütün komşuların hizmetini görmek için mahallelinin çağırdığı Şerife’yi anlatan Mahalleye Mevkuf hikâyeleri,yazarın hikayelerindeki karakterlerini halktan seçmiş olduğuna birer örnektir.Mösyö Kanguru hikâyesi ise Türk olmayan bir çevreye ait kişiler üzerine yazılmıştır,öyküdeki hadiseler de yurtdışında geçer.Mösyö Kanguru fiziksel görünümü çirkin olan birinin iç dünyasını, yaşadıklarını anlatır.Çirkinliğin çocukluğundan beri hayatına etkisini işler.Çocukluk yıllarında arkadaşlarınca Bay Kanguru lakabı verilen,aile ve çevresine düşmanlık besleyen,evden kaçan,çirkinliğinden dolayı sirkte çalışmaya karar veren,kendini bu yolla saklayan bir adamı anlatır.Gerçek yaşamdaki türlü eksikliklerini,mahrumiyetlerini sanatıyla kapatan bu adamın hikâyesi acıklıdır.Yalnız,hiç kimseyi sevmeyen,hiç kimse tarafından sevilmeyen bu adam iki hayat kurar; Makyajıyla,sahnedeki başarısıyla var olduğu hayat ve gerçek hayatı.Yaşadığı bir olayla onca zaman sanat ve gerçek hayatı ayrı olan adamın artık iki hayatı birbirine karışır.Psikolojik tahliller üzerine kurulu bir hikâyedir. Hikayelerindeki konular gözlemlerinden oluşur.Yazar, romanlarında yapı olarak bir çerçevede kalır.Mai ve Siyah’ta bir sanat çevresini ,Aşk-ı Memnu’da İstanbul’un varlıklı kişilerinin bulunduğu çevreyi,Kırık Hayatlar’da yine belli bir kesimi ele alırken, hikâyelerinde bu çerçevenin dışına çıkar. Hikâyeler İstanbul kadar İzmir’ de geçer.Bunun sebebi belirttiğim gibi yazarın yaşanmışlıklarından yola çıkması,kendi etrafındaki insanları gözlemesinden dolayıdır.Yazar İzmir’de yaşamıştır.Kısacası hikâyelerinde salon,köşk,aydın kesim çerçevesinden çıkar.Bu anlamda yerel hikâyeciliğin başlangıcını oluşturur. Yazar realist biçimde bireysel ya da sosyal hayattan bir kesit aktarır.Romanlarına göre hikâyelerinde sosyal hayatı daha fazla yansıtır.Misal Aşk-ı Memnu’da dışarı hayata kapalı, kendi içinde yaşayan salon insanlarının tersine hikâyelerinde dışarıda yaşayan, dışarıyla bağı olan insanlar vardır.Hikâyelerde genel olarak aile,ahlak,toplum sorunları, insan ilişkileri,aşk konuları işlenir. Solgun Demet aileyi konu alan, eşinin eşyaları arasında solgun menekşe demeti bulan ve bunun üzerine eşi tarafından aldatıldığını düşünen bir kadının korkularını işler.Kadının korku ve iç dünyası annesine gönderip göndermeyeceği belli olmayan bir mektupla okura aktarılır.Son Çocuklar,Kırık Oyuncak çocuk sevgisini işleyen hikâyelerdir.Yazar kendi hayatından izleri aktarır ki Kırık Oyuncak hikâyesinde hastalık nedeniyle kaybettiği oğlu Sadun’dan ve acı hadiseden izler vardır.Hikâyedeki çocuk ölmez lakin geçirdiği hastalıktan dolayı kırık bir oyuncak gibi yaşar. Evliliklerinden seneler sonra dünyaya gelen çocuklarıyla mutlu vakit geçiren anne ve babanın çocuklarının geçmek bilmeyen bir hastalığa tutulmasıyla mutluluklarının gölgelenmesi anlatılır.Son Çocuklar hikâyesindeyse peş peşe çocuklarını kaybeden çiftin evlat acıları ve bu acıyla,çocuklarının hatıralarıyla yaşamaları,anne ve babanın psikolojilerine eğilerek anlatılır.Çiftin acıya bir teselli bulmasıyla hikâye son bulur. Mektup Parçası yine aile konusunu işleyen hikâyelerden biridir.Koca ve kaynana baskısını ,bu baskı altında ezilen kadını anlatan bir hikâyedir.Penceremin Hikâyesi, yine aile konusunu işler. Çöl Kızı,vatan hasretini, vatanından ayrıldıktan sonra mutlu olamamış bir kızı anlatırken,Bir Demet Çiçek hikâyesinde yine çocuk merkezdedir.Bu defa hasta olan iki küçük kardeş işlenir.Erkek kardeşinin hastalığıyla ilgilenen kız,kardeşinin ölümü ardından hastalanır.Birinci Perde merhameti anlatırken, Uçurumun Kenarında,Sevda yı Girizan(Kaçan Sevda) hikâyeleri yasak aşkı,yasak aşka düşmüş kişileri anlatır.Kaçan Sevda hikâyesi yasak aşkın kadın taraflardan birinin evli olan kadın tarafını korumasıyla dikkat çekicidir.Uçurumun Kenarında’yı bir adamın aşk sırrını arkadaşına anlatmasıyla okuruz.Biraz da aşık olan adamın kendini savunma hali vardır.
Solgun Demet
Solgun DemetHalid Ziya Uşaklıgil · Özgür Yayınları · 200671 okunma
·
70 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.