Gönderi

87 syf.
·
Puan vermedi
'Bir insanı iyice anlamak için yaşadığı bütün bir zamanı bilmek gerekir.' diyor
Stefan Zweig
Stefan Zweig
mektubunda. Mektup türünde yazılmış eserleri okumayı sevmeme rağmen Zweig 'in yaşadıkları onu intihara sürükleyen iç buhranlarını yansıtan bu mektupları okuması zor oldu. Stefan Zweig'in yayınlanacağını biran bile aklından geçirmediği bu mektuplar bir yaratıcının sanat gayreti gütmeden kendini olduğu gibi veren satırları ile doludur. 1919-1942 yılları olaylarının ve özellikle İkinci Dünya Savaşı acılarına değinen Zweig bu arada tanıştığı kişilerden,yaşadığı dönemin sanatcılarından kısada olsa söz eder. Mektupların önemli olan diğer yönüde Zweig'ı intihara götüren oluşun saklı olan çizgisini de vermesidir.
Stefan Zweig
Stefan Zweig
son mektubunu aşağıda paylaşıp, incelememi bitirmek istiyorum. Kitapla kalın. Petropolis, 22 Şubat 1942 Sevgili Friderike, Bu mektubu aldığında ben kendimi eskisinden çok daha iyi hissedeceğim. assing'de beni gördün. Rahat ve sakin geçen günlerden sonra ruhça çöküntüm çok arttı ; öylesine tedirginlik içindeyim ki, derli toplu düşünemez oldum, artık. Sonra da, bu savaşın yıllarca süreceği ve elimde kalan o tek şeye bu olağan üstü durumumuzdan kurtulup da, yurdumuza yerleşmek hayaline ulaşmak için yılların ve yılların geçeceği hakikatı boğuyor insanı. Petropolis çok hoşuma gidiyor. Fakat bana gerekli olan kitaplar yanımda değil. Önceleri pek yatıştırıcı gelmiş olan yapyalnızlık da, bunaltınağa başladı. Başlıca eserim Balzca'ı iki yıl rahat bir yaşayış ve bütün kitaplarım olmadan asla bitiremeyeceğimi düşünmek, pek çetin geliyor ; sonra, bu savaşın henüz iyice kızışmamış olduğu gerçeği de var.Bütün bunlar beni çok yorgun düşürdü. Senin çocukların ve bundan ötürü de sorumlulukların var. Senin geniş ilgilenmelerin ve bükülmez bir canlılığın var. İyi günleri göreceğine ve «hasta karaciğerim»le daha uzun süre beklemediğimden dolayı beni haksız bulmıyacağına güveniyorum. Bu satırları en son saatlerimde yazıyorum. Karara varalıberi kendimi nasıl da neşeli hisettiğimi gözünün önüne getiremezsin. Çocuklarına candan selamlar. Beni suçlama. Sevgili Josef Roth ve Aieger'in bu acılara katlanmak zorundan kurtulmuş olduklarını her düşünüşümde içimi nasıl da bir sevinç kapladığını, hatırlasana ! En iyi dilekler ve sevgiler. Her şeye rağmen rahata ve mutluluğa kavuştuğumu öğrendin, cesur ol ! Stefan
Friderike'ye Mektuplar
Friderike'ye MektuplarStefan Zweig · Yankı Yayınları · 196783 okunma
·
542 görüntüleme
Dilek Özcan okurunun profil resmi
İnsanlık dünyasına inanmıyorum. Pek az şeyden sevinç duyuyorum. Böyle buhranlı anlarımdan bazan birşeyler doğuyor, bazan da daha derinlere batıyorum. Savaş yıllarının yıprattığı sinirlerimizin eski durumuna gelmesi umulmaz. Kötümserlik içimize işlemiz bulunuyor. Bundan sonra hiç birşey beklediğim yok. Eserimin on bin, ya da yüzelli bin satılması umurumda değil. Önemli olan, yeni bir şeylere başlıyabilmek, yeni bir hayat, daha başka ihtiraslar bulmak ve hayatı daha başka bir gözle görebilmek. Ss:24
Dilek Özcan okurunun profil resmi
Otobiyografimde burada epiyce düzeltme yapıyorum. Pek uzun olmıyan bir satranç hikayesi'nin taslağını hazırladım. Bunu yazmak düşüncesi bu sessiz köşemde vakit geçirmek için aldığım bir santranç kitabına baka baka büyük şampiyonların oyunlarını tekrarlarken geldi aklıma. Ss:69/ Petropolis, 29/9/1941
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.