Risale-i Nur’dan Gençlik Rehberi, zaman ihtiyarladıkça gençleşen Kur’an’ın hakikatleri ışığında ebedi bir gençlik kazanmanın yolunu gösteriyor. “Gençlik hiç şüphe yok ki gidecek” der Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ve ekler: “Yaz güze ve kışa yer vermesi; gündüz akşama ve geceye değişmesi kat’iyetinde, gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecek.” Peki nice hayallerin temeli olan, ömrün bu güzel zamanlarını ve sahip olunan güzellikleri sonsuz kılmanın bir çaresi yok mu? Elbette var! İşte Risale-i Nur’dan Gençlik Rehberi, zaman yaşlandıkça gençleşen Kur’an’ın hakikatleri ışığında ebedî bir gençlik kazanmanın yolunu gösteriyor. Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin sağlığında bizzat kendisinin yazdığı ve tanzim ettiği ebedi gençliği kazanmanın formüllerini sunan hakikatlerin de yer aldığı bu risale, içinde hazine değerinde bilgilerle bizlere gençlik hakkında faydalı bilgiler sunuyor. Eserin Takdim yazısında ise şu bilgiler veriliyor: “Gençlik damarı akıldan ziyade hissiyatı dinler” der Bediüzzaman. His ve hevesin ise kör olduğunu, akıbeti görmediğini ve bu sebeple fani zevkleri baki lezzetlere tercih edebildiğini söyler. Bu durum aslında, “Onlar ki, dünya hayatını seve seve ahirete tercih ederler” (İbrahim Suresi, 3) ayetinin de bir tecellisi olarak “bu asrın aciz olduğu bir özelliği”dir Bediüzzaman Hazretlerinin dilinde. Evet, bu asır dünya hayatını öyle çok öne çıkarmıştır ki, Müslümanlar bile dünyayı ahirete “bilerek ve severek” tercih eder hale gelmiştir. Başta gençler olmak üzere bu asrın insanı, Hz. Muhammed (sav)'in dilinde “kimse nefsine hakim olamaz” denilen bir dehşetli tehlikeyle karşı karşıya kalmıştır. Fitne o kadar cazip, dünya hayatı o derece aldatıcıdır ki, pervane böceğinin göz göre göre kendini ateşe atması gibi, insanlar da gerçekleri “bildiği” halde kendilerini bu fitne ateşlerinin ortasına atabilmektedir. Tabii Müslüman hayatlardaki bu durum, Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'ne göre “imansızlık”tan değildir. Ancak insanın akıbeti görmeyen nefis, his, heves, vehim gibi duygularının akıl, kalp ve ruhunu alt etmesinin neticesidir. O halde insan akıl, kalp ve ruhunu “iman hakikatleri” ile daima beslemelidir ki, nefis ve şeytana mağlup olmasın, his ve heves aldatmasın. İşte Bediüzzaman Said Nursi, bu nedenle, Risale-i Nur Külliyatında iman ile küfür, hidayet ile dalalet karşılaştırmalarını sık sık işlemiş; küfür, dalalet ve günahların içerisindeki manevi elemleri gösterek insanın hissini mağlup etmeye çalışmıştır. Gayr-i meşru yolun daha bu dünyada iken insanı manevî bir Cehennem azabında bıraktığını; iman ve hidayet yolunun ise daha bu dünyada iken Cennet lezzetleri tattırdığını delilleriyle ortaya koymuştur. Şöyle seslenmiştir mesela Bediüzzaman Said Nursi: “Ey zevk ve lezzete müptela insan! Ben yetmiş yaşımda, binler tecrübelerle ve hüccetlerle ve hadiselerle ayne’l-yakin bildim ki, hakiki zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevinç ve hayattaki saadet yalnız imandadır ve iman hakikatleri dairesinde bulunur. Yoksa, dünyevi bir lezzette çok elemler var. Bir üzüm tanesi yedirir, on tokat vurur, hayatın lezzetini kaçırır.” İşte, Gençlik Rehberi, başta gençler olmak üzere bu asrın karşısında tehlikede olan herkese, gerçek zevk ve mutluluğun iman hakikatleri dairesinde bulunduğunu; dünyanın geçici ve günahlı lezzetlerinin ise hem dünyada hem ahirette büyük acı ve azapları netice verdiğini/vereceğini Kur’ânî temsil ve hakikatlerle ispat ederek gösteriyor. İçindeki nice faydalı bilgilerden istifade etmeniz dileğiyle iyi okumalar dilerim.

Gençlik RehberiBediüzzaman Said Nursî · RNK Neşriyat · 20152,900 okunma

·

4 artı 1'leme

·

176 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.