Harika bir kitap okudum; Ahmet Büke'den Deli İbram Divanı... 1950’li yıllara gidiyoruz; değişmeyen şifreleriyle çalkantılı politik döneme... İç içe geçmiş masalsı hikâyelerle Ege'yi, Köstence Adası’nı anlatıyor yazar. Adada balıkçılık yapılıyor. Dalyan; balık ağılı olarak adlandırabileceğimiz kayalıklar, balıkçılar tarafından sahiplenilmiş ama geçim sıkıntısını gidermiyor. Suyunda balıkların oynaştığı denizi, kutsal yunusların topluca katledilmesini, yakalanan yunusların nasıl işlendiğini, adayı sarmalayan yağ kokusunu, bunun nedenlerini ayrıntılarıyla öğreniyoruz. Adada yaşayan Balıkçı ve ailesinin ilginç öyküsünü okuyoruz; Balıkçı’nın on yaşındaki oğlu Osman'ın yunuslarla sınavını... Romana adını veren Deli İbram, hikâyede oldukça etkili; onun ağzından Köstence Adası’nın tarihi, oranın efsaneleşmiş kadınlarının öyküleri akışa eşlik ediyor. Balıkçı'yla yakın arkadaşı Demirci Asım, değişimin, doğa tahribinin karşıt mücadelesindeler, ancak zengin şahsiyeti Eczacı Süleyman, paranın, siyasi gücün erkiyle kimseye özgür haraket etme şansı tanımıyor. Balıkçı’nın karısı, gelecek endişesiyle oğlu Osman’ı, dayısı Yusuf Reis’e, İzmir’e götürüyor. Bu kez İzmir’i tanıyoruz; semtleri, sokakları... Yusuf Reis, başka bir dünya; kaptanlık zamanları, yaşamındaki ayrıntılar soluksuz okunuyor. Ve Yusuf Reis’in manevi kızı Leyla, zaman akarken Leyla’nın Osman’la kurduğu duygusal ilişki inanılmaz etkileyici. Leyla’nın yalnızlığı, arayışları, düş kırıklıkları yalın duygu geçişleriyle aktarılmış... Finale doğru ilerlerken bitmesin, dediğim 204 sayfalık romanın evrensel bir hacmi var; olduğundan daha uzun, daha derin... İlginç kurgusuyla, geniş açılı bir fotoğrafla, capcanlı görüntülerle insanı anlatıyor Ahmet Büke; kalemi dert görmesin; hep yazsın... Keyifle, ilgiyle okudum; çok etkilendim. Tavsiyemdir. Kitaplar ölümsüzdür, kitaplar iyi ki var...

Deli İbram DivanıAhmet Büke · Can Yayınları · 20211,596 okunma

·

191 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sibel Güneşdoğdu