Gönderi

344 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Yazarın " kendini arayan gençlere..." diyerek ithafta bulunduğu, insanın  dünyaya bakışını sorgulatan, derin mesajlar veren muhteşemm bir  kitap. Aynı zamanda kitap  içinde kitap okuyor kelimelerin büyülü dansı ile hareket ediyorsunuz. Bu  gezegendeki yerimiz, kim olduğumuz nereden geldiğimiz gibi konulara meraklı , "filozof" bir babaya sahip olan Hans-Thomasın felsefi konulara bakış açısını okumak güzeldi. Kitap tamamen felsefe üzerinden gitmiyor. Gerek fantastik gerek gizemli olması  bakımından severek okuyacağınız bir kitap olduğunu düşünüyorum. ♡ Jokerden her şeyin birbirleriyle bağlantılı olduğu  olaylar dizisi şu şekilde ; "Gümüş gemisi azgın denizde boğulur. Denizci durmadan büyüyen adaya sürüklenir. Göğüs cebinde güneşte kuruyacak kartlar saklıdır. Elli üç resim, şişe üfleme ustasının oğluna arkadaştır. Henüz renkler solmadan elli üç cüce, yalnız denizcinin düş gücünde şekillenir. Ustanın bilincinde tuhaf figürler dans eder durur. Usta uyurken, cüceler kendi yaşamlarını sürer. Güzel bir sabah Kral ve Prens, bilinç zindanından dışarı tırmanırlar. Hayal ürünleri, yaratan mekandan yaratılmış mekana sıçrar. Figürler, sihirbazın ceket kolundan dökülür ve havada capcanlı buluverirler kendilerini. Hayal ürünleri güzeldir, ama biri hariç hepsi, anlama yetilerini yitirmişlerdir. Oyundakilerden sadece Joker, görünenin ardını görür. Parıldayan içecek Jokerin duyularını köreltir. Joker parıldayan içeceği tükürüp atar. Küçük deli, yalan iksiri olmadan daha açık seçik düşünebilir. Tam elli iki yıl sonra kazazedenin torunu köye gelir. Gerçek, kartlardadır. Gerçek şu ki, şişe üfleme ustasının oğlu, kendi düş gücünün ürünlerine deli gözüyle bakmıştır. Hayaller, hayret verici bir ayaklanma başlatır ustaya karşı. Usta yakında ölecektir; cüceler öldürmüştür onu. Güneş Prensesi, denize giden yolu bulur. Büyülü ada kendi içinden parçalanır. Cücelerin elindeki kozlar çok zayıftır. Masal parçalanıp dağılmadan, fırıncının oğlu kurtulur. Deli, köhne depoların arasında kaybolur. Fırıncının oğlu dağlara çekilir, ücra bir köyde yaşar. Fırıncı büyülü adanın hazinelerini saklamaktadır. Neler olacağını kartlar söyler. Annesini hastalık alan terkedilmiş çocuğa Dorf yuva olur. Fırıncı ona parıldayan içecekten verir ve güzel balıkları gösterir. Çocuk yaşlanır, saçları beyazlaşır, ama ölmeden önce kuzeydeki ülkeden mutsuz asker çıkagelir. Büyülü adanın sırrını asker saklar. Asker, saçları kazınan kadının güzel bir çocuk doğurduğunu bilmez. Çocuk, düşmanın oğlu olduğu için, denizlere çıkmak zorundadır. Denizci güzel kadınla evlenir, kadının bir oğlu olur, sonra kendini bulmak için güneydeki ülkeye gider. Baba ve oğul, kendini bulamayan güzel kadını ararlar. Soğuk elleri olan cüce ücra köye giden yolu gösterir ve kuzeydeki ülkeden gelen çocuğa yolculukta kullansın diye büyüteç verir. Büyüteç, altın balığın kabındaki kırığa uymaktadır. Adanın sırrını altın balık değil, küçük ekmek açar. Ekmekçi, kuzeydeki ülkeden gelen askerdir. Büyükbabanın gerçeği kartlarda yatar. Kader, açlıktan kendi kendini yutan bir yılandır. İç paket dış paketi açar, dış paket de iç paketi. Kader, her yana doğru aynı şekilde büyüyen bir karnabahardır. Çocuk ekmekçinin büyükbabası olduğunu anlar, büyükbaba da kuzeydeki ülkeden gelen çocuğun torunu olduğunu. Ekmekçi büyülü boruya konuşur, sesi yüzlerce mil uzaktan duyulur. Denizci sert içeceği tükürüp atar. Kendini bulamamış olan güzel kadın, onun yerine sevgili oğlunu bulur. Fal bir aile lanetidir. Görünenin ardını gören bir Joker her zaman bulunur. Her kuşağı bir diğeri izler, ama zamanın dişlerini geçiremediği deli, dünyada hep dolaşır. Kaderin ne olduğunu bilmek isteyen, ondan daha uzun ömürlü olmalıdır."
İskambil Kağıtlarının Esrarı
İskambil Kağıtlarının EsrarıJostein Gaarder · Pan Yayıncılık · 2022986 okunma
·
620 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.