Gönderi

160 syf.
10/10 puan verdi
“O kadar masum insanın öldürülmesine Almanlar nasıl izin vermişler?” sorusuna tamamen yanıt veren bir kitap, hatta yaşanılmış bir olay olduğu için deney. Kitabın gerçek olaylardan uyarlama olması her şeyi daha ilginç kılıyor. Olanlar ihtimale dayalı şeyler değil, bunların hepsi yaşanmış. Ortam yaratıldığında insanların bir ideoloji uğruna birey olmaktan çıkıp bir grubun arkasına nasıl takıldığı anlatılmış. Konusundan kısaca bahsedeyim. Gordon lisesinin tarih öğretmeni olan Ben Ross bir dersinde öğrencilerine Nazilerin toplama kamplarında uyguladığı vahşeti gösteren bir belgesel izletiyor. Belgesel, sınıftaki çocukları dehşete uğratıyor ve Nazilerin bu katliamı yaparken neden hiçbir Alman’ın karşı çıkmadığını anlamlandıramıyorlar. Hatta bazıları kendilerinin böyle bir şeye asla izin vermeyeceklerini söylüyorlar. Öğretmenlerine bununla ilgili bir sürü soru soruyorlar. Ben Ross, öğrencilerinin ona sordukları sorulara yeterince iyi cevaplar veremediğini düşünüyor. Bu yüzden bu konuyu nasıl iyi anlatabileceği hakkında kafa yormaya başlıyor. " Eğer aynı ortam yaratılsaydı bu konu daha iyi anlaşılır mıydı?" düşüncesinden yola çıkarak bir deney yapmaya karar veriyor. Aslında bu kitapla ilgili iki sayfa yazı yazabilirim. Her bir karakter ve olay hakkında birçok yorum ve çıkarım yapabilirim. Ders çıkarılması ve herkesin okuması gereken bir kitap. Faşizmin nasıl ortaya çıktığını ve körü körüne bir ideolojik fikre nasıl bağlanıldığını kitap çok güzel özetlemiş. Yapılan deney tabii ki tamamen başarılı oluyor. Deney için yapılan bu hareket Faşizm’in çoğu özelliğini taşıyor: Sloganlar, semboller, iletişim araçlarının kontrol altına alınmaya çalışılması, baskıcı sistem, farklı görüşlere açık olmama. Neyse ki her şeyin sonunda deney bitebilecek en iyi şekilde bitti, gerçekler çocukların yüzlerine çarpılarak. “İşte lideriniz burada!” Adolf Hitler’in devasa görüntüsü perdede belirince salonda nefesler tutuldu ve şaşkın nidaları yükseldi. “Ulusal Dalga Gençliği Hareketi diye bir şey yok. Lider yok. Ama olsaydı, o olurdu. Ne hale geldiğinizi gördünüz mü? Nereye gittiğinizi gördünüz mü? Ne kadar ileri giderdiniz? Çok özel olduğunuzu sandınız!” dedi Ross onlara. “Bu salonun dışındaki herkesten iyi olduğunuzu düşündünüz. Eşitlik olduğunu söylediğiniz şeyin karşılığında özgürlüğünüzü verdiniz. Ancak eşitliğinizi, Dalga üyesi olmayanlara karşı üstünlüğe dönüştürdünüz. Grubun iradesini kendi inançlarınızdan üstün tuttunuz ve bunu yapmak için kimin canını yakmanız gerektiğini umursamadınız. EVET, HEPİNİDEN ÇOK İYİ NAZİ OLURDU.”
Dalga
DalgaTodd Strasser · April Yayıncılık · 2014284 okunma
·
45 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.