Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

208 syf.
10/10 puan verdi
Deruni Miras İle Kazanılmış Bir Hissiyat
Deruni Miras İle Kazanılmış Bir Hissiyat ❈❈❈ İslâm, Uzak Doğu ve Batı düşünce sistemlerini yakından ve derinlemesine inceleyen Japon Bilim insanı Toshihiko İzutsu (1914-1993); Japon Keio Üniversitesi, Kanada McGill Üniversitesi öğretim görevliliği ve Tahran İmparatorluk Felsefe Akademisi üyesidir. Dillerin girift ve karmaşık yönlerini fevkalâde bir kavrama yeteneğine sahip, metinlerin gramatik ve dilsel yapılarını dikkatle analiz eden profesör Toshihiko İzutsu; otuzu aşkın dili sorunsuz ve akıcı bir şekilde konuşup anlayan, otoritesi dünyaca kabul edilmiş bir dil dâhisidir. İslâm düşüncesinin derûnî boyutlarına, bunun girift ve karmaşık usul ve şekillerini açıklık ve sempati ile inceleyen profesör Toshihiko İzutsu; Kur'an'da Dinî ve Ahlâkî Kavramlar, Kur'an'da Allah ve İnsan, İslâm Düşüncesinde İman Kavramı gibi çevrilen ve çevrilmeyen birçok kitabı vardır. ‘Vahdet-i Vücûd’, ‘her an ve sürekli yaratma’, ‘tecelli’ ve ‘varoluş’ gibi kavramlarla İslâm düşüncesinin ‘esoterik’ boyutunun derûnî merkezine “İslâm Mistik Düşüncesi Üzerine Makaleler” kitabıyla; ‘Nûr-Zulmet’ paradoksu, Meta-Felsefesi, ‘Mistisizm’ ve ‘Çok-Anlamlılık’, ‘Aynü'l-Kudât Hemedânî'nin Mistik Felsefesi’, ‘sürekli yaratma’ ve son olarak ‘Egzistansiyalizm’ konularıyla on başlık ele alınmaktadır. ‘Varlık (vücûd)’ terimi, ârızî ve izâfî meseleleri Müslüman filozoflar tarafından gerçekliğin mantıksal, gramatik analizi, yüklemsel ya da kategorik bir araz; oluş, başkasında var olma, başka bir şeyde var olan nitelik veya sıfat olarak anlaşılma sürecinde ‘İslâm Metafizik’ düşüncesinin temelini oluşturma gayretindeydi. ‘Varlık’, ‘Mutlak’, ‘Gerçeklik’ kavramlarının zihinsel dinamikleri ve boyutları Doğu’nun felsefe okullarında varlık sancısı çekerek hakikî ve derin bir felsefî anlayış kazandı. Farabi, İbn-i Sina, İbn-i Rüşt, İbn-i Arabî, Molla Sadra gibi Müslüman filozofların izinde merhum duayen Toshihiko Izutsu, temel yapı düşünceleri ile varlık sancılarının hakikî ve derin zihinsel anlayışları anlatarak kitabın ilk başlığında başlamakta. ‘Çiçek beyazdır’, ‘Bu masa kahverengidir’, ‘Varlık’ terimi masanın bir niteliğine işaret eden bir sıfat olduğunda ‘masa varlıktır’, ‘masa kahverengidir’ aynı görünüm ve niteliğe sahip olur. Bu iki önermede özne bir cevhere işaret eden isim ‘masa’dır; yüklem ise gramer bakımından bu cevherin bir nitelik veya arazına işaret eden bir sıfattır. ‘varlık’ın çok özel ve biricik bir araz türü olduğunu, fikrini savunan İbn-i Sina; ‘Varlık’ cevherinden nitelenen ‘araz’ yoktur, karşı fikri savunan filozofları da Izutsu anlatmakta. Bu karşı fikrin düşünce okuluna bağlı filozofların ‘Varlık’ ile nitelenen bir masa fenomenin tümüyle bir gölge-resim gibi bir şey -tamamıyla illüzyon olmayan fakat illüzyonun mahiyetine yakın olan bir şey- halinde olduklarını garip ve cesurca görünebilecek bir tavırla savundular. Bu bakış açısı çerçevesinde hem masa ve hem de onun ‘araz’ı olan ‘varlık’, rüyada görülen şeylere benzemektedir. Bu okulun mensupları olan filozoflar, ‘değişim veya dönüşüm tecrübesi’ edindiği bilgi düzeyi ya da boyutu kapsamında sağlam ve kendi başına var olabilen varlıklardan meydana gelen bir gerçeklik alanı olduğunu savunurlar. Izutsu, İran felsefesinin belirgin bir şekilde mistisizme yöneldiği nokta burası olduğunu, söyler. Eşi ve benzeri olmayan biricik bir suje-obje ilişkisi yani bilen ile bilinenin birliği formuyla bilginin en yüksek derecesine, bilenin -yani, insan olan süjenin- obje ile aralarında hiç bir fark kalmayacak derecede birleşip onunla tamamen özdeş hale gelmesi gerekmektedir. Bu okulun filozoflarına göre en yüksek derecedeki bilgi objesi ‘Varlık’tır. Bu okulun en önde gelenlerinden Molla Sadra’ya göre ‘Varlık’ın gerçek bilgisi, rasyonel akıl yürütme ile değil, sadece ve sadece çok özel türden bir sezgi yoluyla elde edilebilir. Izutsu, Molla Sadra'nın ‘Varlık’ bilgisinin ‘bilen ile bilinenin birliği’ çerçevesinde kişinin öz-bilincini kazanması yoluyla onu içeriden ulaşacağını, söylemekte. ‘Varlık (vücûd)’ terimi, ârızî ve izâfî meseleleri başlığın ilerleyen yerlerinde Mutlak ile fenomenler dünyası arasındaki ilişkinin ‘Vahdet’ ve ‘kesret zıtlarının birlikteliği’ ilişkisinin mantıksal, gramatik analizi, yüklemsel ve kategorik bir araz boyutlarını incelemekte. ‘Vahdet-i Vücûd’ öğretinin salt monizm ve egzistansiyal monizm olarak değerlendirmenin ciddî yanlışlarını ortaya çıkartmaktadır. Izutsu, ‘Metafizik Gerçeklik’ veya ‘Mutlak’ mantıksal, gramatik analizi, yüklemsel ve kategorik çıkarılmasıyla kitabın ilk makalesini ‘Vahdet-i Vücûd’ öğretisinin temel yapısını anlatmaktadır. Aşkın bilinç düzeyi Müslüman mistik felsefe sancısı çerçevesinde ‘fenâ’ ve ‘bekâ’ tecrübesi hasebiyle bir makam kazanmış. Sıra dışı fakat hârikulâde düşünülmüş bir doğaya sahip ontolojik ve metafizik bir tecrübeyle ‘fenâ-bekâ’ makamları çıkıp ve gelişirdir. Obje ile sujenin olmadığı hiç bir şey hakkında bir bilinç olmadığı ‘fenâ’ makamı iken; görünmeye algılanmaya suje ve objenin varlıkları fark edilmesi ve bilinçte çeşitli tasavvurlar belirlemesi ‘bekâ’ makamıdır. ‘Mutlak Gerçeklik’ tecrübesinin doğrudan ve dolaylı yollarla ulaşmanın ‘Nûr ve Zulmet’ tasavvurları ile mistik deneyime sahip ve ‘mecâzî tecrübe’ olarak ifade edilir. Duayen Izutsu, ‘Vahdet-i Vücûd’ öğretisine giden ‘Mutlak Gerçeklik’ tecrübesini temsil etme gücü yüksek mistik filozof Muhammed Şebusterî’nin deneyimini ele almakta. On beş sorudan oluşan Emir Hüseyin’in mektubuna cevap yazan Muhammed Şebusterî, “Gülşen-i Râz” adlı manzum eseri yazıldı ve ardından bu esere birçok şerh yazıldı. Izutsu, Muhammed Lâhicî’nin “Gülşen-i Râz” eserine yazdığı meşhur şerhindeki felsefî açıklamaları esas alarak bu iki eserden yola çıkarak ‘Mutlak Gerçeklik’ tecrübesinin ‘Nûr ve Zulmet’ tasavvurunu anlatmaktadır. ‘Saf Varoluş’ Mutlak Gerçeklik’te en üst düzeyde kavranır; aslî tecrübe yoluyla ‘nûr’ olarak kavranan şey ile örtüşür. Nûr-zulmet paradoksunu Izutsu, Şebusterî ve Lâhicî’nin teosofik görüşleri şöyledir: İnsan, “Nûr ve Zulmet arasında bulunan orta bir nokta ya da safha (berzah)”dadır. İnsan, kozmik paradoksun cisimleşmiş hâli ve merkezi konumundadır. Mutlak Gerçeklik, birbiriyle zıt yönlere yönelmiş: “Bâtın ve Zâhir (iç ve dış)” yani ilki Mutlak’ın ‘kendini-gizleme’ yönü, ikincisi ‘kendisini-açığa-vurma’ yönüdür. Vahdet-i Vücûd okulu düşünürlerine göre ilk yönü itibariyle Mutlak (Tanrı), ezelî-ebedî olan metafizik bir sırdır. İkinci yön olan ‘Zâhir’ yönü ise, tam tersine, insan zihni içinde Mutlak’ın pozitif yönünü temsil eder. Yani, fenomenler dünyasının metafizik Kaynağı’dır. Mutlak(Tanrı), vahiy, tecelli ve tezâhür gibi yollarla kendisini-açan Tanrı’dır. Bu konuyu irdeleyen Izutsu, Vahdet-i Vücûd kavramının Molla Sadra(Sadreddîn-i Şirâzî)’nin deneyimiyle 16. ve 17. yüzyıllarda İran-İslâm sentezinin geçirdiği felsefî gelişim ve ilerlemeyi ele almakta. Bu başlık çerçevesinde Izutsu, Vahdet-i Vücûd türü metafiziğinin temel yapısını, dört varoluş safhası ve dört ontolojik varoluş türünü anlatmaktadır. Rasyonel düşünme ve algısal bilinç düzeyinden egzistansiyal bilinç düzeyine ulaşan Aynü'l-Kudât Hemedânî; dünyada, Allah ile yüz yüze gelebilecek hiç bir şey asla yok ve yüzünü tüm şeylere çeviren Allah’tır ve Şeyler kendileri, Allah'a çevirerek hiç bir yüze sahip değiller. Hemedânî’nin düşüncelerini oldukça orijinal olan semantik yönünü analiz eden duayen Izutsu; insanın iç dünyasında yeni bir bilinç derinliği gerçekleştirmesi durumu ‘İlâhî âleme’ adım atması ile gerçekleşe bilir. Hemedânî bu olaya, ‘basiret gözünün açılması’ veya ‘basîret gözünün açılması’ diyerek; ‘içte bir nûrun ortaya çıkması’ olarak tasvir eder. Ampirik tecrübe alanının son safhası ile ‘akıl ötesi alan’ın ilk safhası ile kemâle derecesi hakkında Hemedânî’nin fikirlerini anlatan Izutsu; kitabın iki başlığını insan dilinin semantik yapısı olan spesifik problemleri ile yaratma ve şeylerin zamansız nizamını ele almaktadır. ‘Halk-ı cedîd’ Kur'ân'daki ‘yeniden yaratma’ sûfî düşünürlerin ‘sürekli yaratma’ kavramı çerçevesinde derin mistik bir boyut kazanmış. Benzer düşünceyi geliştiren Japon Zen Budizmi’nden Üstad Dogen’i referans alan Izutsu, İslâm Tasavvufu ile Zen Budizmi’nde ‘Sürekli Yaratma’ kavramını ele almakta. Kitabın son konusu ise Egzistansiyalizm’i Doğu ve Batı karşılaştırması yapmakta. Heidegger, Paul Sartre referans alarak Batı egzistansiyalizmi bahsetmekte. Molla Sadra, Sebzivârî gibi filozoflarla Vahdet-i Vücûd felsefesi karşılaştırması yapmaktadır. İslâm mistik düşünce deneyimlerinde ‘esoterik’ boyutunu temsilen ‘Metafizik Gerçeklik’ veya ‘Mutlak’ öğretilerin mantıksal, gramatik analizi, yüklemsel ve kategorik çıkarılmasıyla ‘Vahdet-i Vücûd’ felsefesinin temel yapısını “İslâm Mistik Düşüncesi Üzerine Makaleler” kitabında anlatmaktadır. İslâm, Uzak Doğu ve Batı düşünce sistemlerini yakından ve derinlemesine inceleyen Japon Bilim insanı Toshihiko İzutsu; ‘Vahdet-i Vücûd’ öğretisine giden ‘Mutlak Gerçeklik’ tecrübesini temsil etme gücü yüksek mistik filozofların deneyimlerini ele almaktadır. Kitabın Künyesi: Toshihiko İzutsu, İslâm Mistik Düşüncesi Üzerine Makaleler – Creation and the Timeless Order of Things: Essays in İslamic Mystical Philosophy, çev. Dr. Ramazan Ertürk, Ağaç Kitabevi Yayınları, Tasavvuf Dizisi: 2, 3. Basım Kasım-2010, 208 sayfa. Yunus Özdemir
İslam Mistik Düşüncesi Üzerine Makaleler
İslam Mistik Düşüncesi Üzerine MakalelerToshihiko Izutsu · Anka Yayınları · 200212 okunma
··
586 görüntüleme
Hicret okurunun profil resmi
Emeginize sağlık hocam 👏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.