Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Karakterlerin bir yazarın hayal gücünün derinliklerinden çıkıp insanlık durumunun girift hikâyelerini ördüğü edebi ustalık alanında, bir eser uyuşuk iç gözlemin somutlaşmış hali olarak duruyor. İvan Gonçarov'un magnum opus'u Oblomov, ruhun ataletinin hem bir ızdırap hem de bir metafor haline geldiği bir dünyayı gözler önüne seriyor. Gonçarov, ustaca bir kalem darbesiyle bizi, romana adını veren kahramanı Oblomov'un, uyuşukluğun ve kendi kendine dayatılan aylaklığın okuru durgun bir sis gibi sardığı çökmekte olan evine davet ediyor. Oblomov'u deşifre etmek, kayıtsızlık tohumunun ennui'nin verimli toprağında geliştiği uyuşuk bir ruhun labirent girintilerine girmektir. Romanın açılış pasajları, usta bir ressamın durgun fırça darbeleri gibi, bize Oblomov'un hareketsizliğinin karmaşık bir portresini, daha geniş insanlık durumunun bir yansımasını bahşediyor. Yazar, incelikle işlenmiş her cümleyle, kendi iç gözleminin örümcek ağına yakalanmış bir adamı, kendi başına bir güç haline gelecek kadar güçlü bir tembelliğin kurbanını ortaya koyuyor. Gonçarov, insan ruhuna dair zekice bir anlayışla, Oblomov'un hem felaketi hem de sığınağı olarak hizmet eden rutin bir duvar halısı örüyor. Titizlikle seçilmiş kelimeler ve çağrıştırıcı imgeler aracılığıyla, günlük hayatın sıradan işlerinin Sisifosvari bir çabaya dönüştüğü sıradan varoluşun özünü yakalıyor. Oblomov'un varoluşunun sarkacı, ertelemenin sancıları ile tembel tesellisinin kısa soluklanmaları arasında salınır; her salınım geride kaçırılmış fırsatların ve yerine getirilmemiş hırsların kalıntılarını bırakır. Oblomov'un bitmek bilmeyen ataletinin ortasında Gonçarov, melankolik bir bahçede çırpınan kelebekler gibi geçici uyarılma anlarını ortaya çıkarır. Oblomov'un duyularının uyanışı, geçici olsa da, içinde yatan uyuyan potansiyelin ipuçlarını veriyor. Hassas bir özlem ve sessiz bir umutla dolu bu canlılık anları, Oblomov'un varoluşunun yıkıntıları arasında titreyen sönmüş alevi hatırlatıyor. Okur da bu geçici kıvılcımlarla teselli bulmakta, ölmekte olan bir gün batımının son ışıkları gibi geçici güzelliklerinin tadını çıkarmaktadır. Oblomov'un dünyasının sınırları içinde, Gonçarov atalet ve eylem, ilgisizlik ve canlılık arasındaki ebedi ikilemi araştırıyor. Yazar, titizlikle hazırlanmış diyaloglar ve iç gözlemsel düşünceler aracılığıyla, insan ruhunun karmaşıklıklarını araştırıyor ve hareketsizliğin rahatlığı ile durmak bilmeyen büyüme arzusu arasındaki evrensel mücadeleyi ortaya koyuyor. Oblomov'un ataleti, görünmez bir kefen gibi, hepimizi bağlayan zincirlerin bir sembolü haline geliyor ve bizi kendi uyuyan arzularımızla yüzleşmeye ve kendini gerçekleştirmenin dönüştürücü yolculuğuna çıkmaya çağırıyor. Oblomov'da İvan Gonçarov, insan ruhunun tembel girintilerine tereddütsüz bir bakış atıyor ve uyuşukluğun esrarengiz dokusunu usta bir heykeltıraşı anımsatan bir sanatla çözüyor. Roman sadece hikâye anlatmanın ötesine geçerek insanlık durumunun samimi bir keşfi haline geliyor. Oblomov'un aylaklığının merceğinden Gonçarov, varoluşun karmaşıklığı üzerine derin bir düşünce sunarak okuyucuları atalet ve amaç arayışı ile kendi savaşlarını düşünmeye davet ediyor. Oblomov'un dünyasına veda ederken, bilincimde silinmez bir iz bırakan kalıcı bir iç gözlem duygusuyla baş başa kaldım. İvan Gonçarov'un başyapıtı, edebiyatın derin gücünün, insan ruhunun derinliklerine inme ve ruhlarımızı uykularından uyandırma yeteneğinin sonsuza dek bir kanıtı olarak kalacaktır.
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,5bin okunma
·
1.544 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.