yapıştır bunu geç ;
Çünkü erkek hakları diye bir şey yoksa, kadın hakları da yoktur ve olmamalıdır. Dolayısıyla, yobaz bir erkek eşi veya kızının bu haklarına müdahale ediyor ve kadına baskı uyguluyorsa, bu «kadın haklarının ihlali» değil, «insan haklarının ihlali»dir. Devlet aracılığıyla gerçekleştiriliyor ve kadın vatandaşlara baskı uygulanıyorsa, bu da insan hakları ihlalidir. Yani aslında «kadın hakkı» dediğimiz her şey zaten insan hakkıdır.
Ancak dünya, erkek egemen bir dünya olduğu ve kadınlara çok yüksek oranda baskı uygulandığı için kadınlar yıllarca erkeklere karşı direniş gösterdiler ve bu direniş erkek-kadın savaşı olarak sunuldu. Çünkü aranan şey kadın hakları değildi, erkeklerin baskı uyguladığına dair bir gerçek olsa bile. Bu ayrım, kadın ve erkeğin milyonlarca yıllık evrimsel ilişkilerini zedeler seviyeye geldi. Bazı açılardan kadın üstün, bazı açılardan erkek üstün.
Bu devasa «eşitiz» yalanı, kadın-erkek ilişkilerini zedelemeğe başardı. Kadının erkeğe ihtiyacı olmadığı fikriyle birlikte, erkeksiz yapabildiğini gururla haykıran sayısız kadın ortaya çıktı. Çağlar boyunca birlikte yaşamış, birbirine ilgi duymuş, aşık olmuş, efsaneler yazmış, milyarlarca çocuk ve binlerce nesil meydana getirmiş kadın ve erkek, feminizm sayesinde birbirlerine ihtiyaç duymayan hatta düşman gibi görünen karakterlere dönüştü. Ve sayısız kadın da bu erkeğe direniş ruhunu, konuyla ilgisi olmayan başlıklar altında yaydı.
Çocuk doğurup «çocuk bakmak zorunda değilim» diyen kadınlar artık oransal olarak çoğunluk haline geldiler. Erkek baskısı, politik, siyasi, ekonomik vb. Hamile kalan kadın, emziren kadın, fiziksel olarak daha zayıf olan kadın nedeniyle kadının evde çocuğuyla ilgilenmesi, erkeğin de avlanması, eve yemek getirmesi çok basittir. Bu durum, erkek baskısının yarattığı bir görev paylaşımı değil, mantıklı olanıdır.
Biyolojik olarak annesi var olan ama duygusal, fiziksel, sosyal, kültürel olarak annesiz büyüyen milyonlarca çocuk artık var. Sanki kadının annelik yapması erkek baskısını ortaya çıkarmış gibi. Ama özetle, kadın hakkı-erkek hakkı diye bir şey yoktur. Bu nedenle konuya insan hakkı olarak yaklaşmak, erkek ve kadını pastadan daha büyük dilimler koparan, birbirleriyle savaşan değil, o pastayı birlikte yaratan ve var eden bir ekip olarak görmek ve bu iki cinsin arasındaki farklılıkları, üstünlükleri bir ayrım noktası olarak değil, aksine bağlılık noktası olarak görmek gerekir.
Kadın ve erkek, cinsiyet açısından birbirleri için evrimleşmiş iki cinstir. Kadın ve erkek birbirleri için yaratılmıştır.