Güneşin Tanrıları?
Merhabalar sevgili Arz sakinleri, ya da Dünyalılar mı demeliydim? Bu sefer 
Isaac Asimov ’un Robot Serisi'nin ikici kitabı ile birlikte yeniden karşınızdayım. Kitapları fiziki olarak temin edememem nedeni ile bu seriyi şimdilik e-kitap olarak okumaktayım. Hal böyle olunca eski basımlardan okuyorum kitapları. Tabi yığınla basım hatası ve imla hatası da cabası. Hatta kitabın ismi de muhtemelen basıldığı dönemin zihniyetinin sansürün takılıp ‘’
Güneşin Tanrıları ’’ diye çevrilmiş. Orijinalinde bu kitabın ismi 
The Naked Sun ’dır sevgili dostlar. Yani; ‘’
Çıplak Güneş ’’ Neyse şimdilik bu tür boş karmaşıklıkları ve endişeleri bir kenara bırakıp bu kitabımızda Sivil Polis Memurumuz Elijah Baley’in başından neler geçmiş, o olaylara odaklanalım.
İlk kitapta malumunuz ana kahramanımız Baley, hiç de alışık olmadığı aşırı insansı robot ortağı R. Daniel Olivaw ile birlikte çalışarak dünyalar arası bir krize neden olabilecek bir cinayeti aydınlatmış ve memurluk derecesi ile birlikte ünü de bir hayli yükselmişti. İkinci kitap da tam olarak buradan başlıyor. Ünü artık dünyalar arası bir boyuta ulaşan kahramanımız bu sefer de bir dış dünyada gerçekleşen cinayeti çözmek adına Uzaycılar tarafından dünyaları Solaria’ya davet edilir. Hatırlatmak da fayda var; Baley’in halihazırda yaşadığı insanlığın ilk dünyası, bizim bildiğimiz Dünya ya da kitabın deyimi ile Arz’da insanlık kendini devasa büyük kentlere hapsederek yaşamaktaydı. İnsanlık, dünyanın kabuğundan ve atmosferinden kendini soyutlayıp adeta birer çelik mağara olan bu kentlere kendini hapsetmişti. Hal böyle olunca da anlıyoruz ki Dünya’da yaşayan insanlar için bu kentlerden çıkıp Dünya üzerinde bulunmak başlı başına bir fobi boyutuna ulaşıyormuş. Kendi gezegeninde bile devasa kentinden çıkıp Dünya yüzeyinde dolaşamayan Baley için ise bir başka dünyaya yolculuk başlı başına bir sorun halini alıyor anlayabileceğiniz üzere.
Asimov serisinin ikinci kitabında da okuyucuya Üç Robot Yasasını enine boyuna düşündürmeye ve adeta ilmek ilmek açıklamaya epey emek harcamış. Kitap genel anlamı ile Robot-İnsan ilişkileri ve bu üç temel yasa üzerine kurgulanmış. Fakat ilk kitaba nazaran bu kitaptaki gizem unsuru olan cinayeti, ve cinayetin çözümüne giden olay örgüsünü biraz zayıf bulduğumu da itiraf etmeliyim.
Solaria’ya doğru yola çıkan kahramanımız Baley’in bu kitapta da ekürisi yine R. Daniel Olivaw olarak karşımıza çıkıyor. Solaria gezegenin de ise durum bildiğimiz Dünya’dan çok farklı. Nüfusu milyarları bulan Dünya’ya kıyasla Solaria gezegeninde sadece yirmi bin insan yaşamakta. Fakat her insan başına da iki bin robot bulunmakta bu gezegende. Hal böyle olunca robot türünden pek haz etmeyen Baley için işler daha da katlanılamaz boyutlara ulaşıyor. Fakat bu yolculuk yapılmalı ve bu cinayet mutlaka çözülmeli; Arz (Dünya) için!
Ha bu arada Solaria’da yaşayan insanların birbirleri ile aynı ortamda bulunmaktan hatta birbirlerine bakmaktan bile tiksindiklerini belirtmiş miydim? Gizem unsuru epey havada kalıp yine epey oldu bitti bir çözüme kavuşsa da Asimov kurguladığı bu orijinal koşullar altında size hikayeyi bir çırpıda okuma imkanı sunuyor. Büyük yazar vesselam. Neyse işin özü iyi okumalar sevgili Dünyalılar. Serinin devam kitabında yeniden görüşünceye dek; ‘’İstikbal Göklerdedir.’’
·
449 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.