Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

11 - Büyük Selçuklu İmparatorluğu
Hüküm Yılları: 1040-1157 (...) Devlete adını veren Selçuk Bey, Aral gölü ile Hazar denizi arasına hâkim olan Oğuz Yabgu Devleti'nin kumandanlarından Dukak Subaşı'nın oğludur. Dukak ölünce, 17-18 yaşlarındaki Selçuk Bey subaşı oldu. Genç yaşına rağmen yüksek mevkilere ulaşan Selçuk Bey'in devamlı artan bir itibara sahip olması, Yabgu ve eşini telaşlandırdı. Onu başlarından atmak için çare aramaya başladılar. Öldürülmekten çekinen Selçuk Bey, kabilesiyle birlikte oradan ayrıldı. (...) Selçuk Bey'in idaresindeki Türkler, kısa zamanda İslam'ı kabul ettiler. Bu durum, Yabgu ile aralarını iyice açtı. “Müslümanlar, gayrimüslimlere haraç vermez" diyen Selçuk Bey, Yabgu'nun haraç memurlarını kovdu ve bağımsızlığını ilan etti. Gayrimüslim Türklere karşı savaşmaya başladı. (...) Samani sultanı, Selçuk Bey'e, devlet sınırlarını diğer Türk akınlarına karşı korumasına karşılık Buhara yakınlarındaki Nûr kasabasına yerleşme izni verdi. Selçuk Bey, Mikaid, Arslan, İsrafil, Yusuf ve Musa adlarındaki oğullarıyla Büyük Selçuklu Devleti'nin temelini atıp Tuğrul ve Çağrı adında iki torun bırakarak, yüz yaşlarında vefat etti. (...) İkinci büyük oğlu olan Arslan Bey, babasının yerine geçti. (...) Selçuklular'ın güçlenmesi, bölgenin hâkimi Karahanlılar ile Gazneliler'i rahatsız ediyordu. Karahanlı-Gazneli işbirliğiyle 1025'te Arslan Yabgu, Gazneliler'ce yakalanıp, Hindistan'daki Kâlencer kalesine hapsedildi. Bu hadiseden sonra, Selçuklular'la Gazneliler arasında açık bir mücadele başladı. Onun esaret yıllarında Selçuklular, ortak hükümdar sistemiyle yönetildi. (...) 1038 yılında Serahs civarında yapılan savaşta Gazneli ordusu ağır bir yenilgiye uğradı. (...) Tuğrul Bey'in üvey kardeşi İbrahim Yınal, 1038'de Nişabur'u alıp, Tuğrul Bey adına hutbe okuttu. Nişabur'a gelen Tuğrul Bey'i muhteşem bir törenle karşıladı. Tuğrul Bey, Sultanü'l-Muazzam (Büyük Sultan), Çağrı Bey de Melikü'l-Mülûk (Hükümdarların Hükümdarı) unvanını aldı. Büyük Selçuklu Devleti'nin kuruluş ve istiklalini (bağımsızlığını) ilan ettiler. Selçuklu-Gazneli mücadelesi, 23 Mayıs 1040 Dandanakan Meydan Savaşı ve Selçuklular'ın üstünlüğü ele geçirmesiyle neticelendi. (...) Başkent olarak Merv seçildi. (...) Büyük Selçuklu Devleti, yeni kurulmuş olmasına rağmen kısa zamanda, Büveyhîlerin işgalindeki Bağdat hariç bölgedeki bütün İslam topraklarını hükmü altına almayı başardı. Sultan Tuğrul, Büveyhîlerin işgalindeki halifelik merkezi olan Bağdat'ı kurtarmak için Abbasî halifesi El-Kaim bi-Emrillah'ın davetiyle 17 Ocak 1055'te Bağdat'a girdi. Halifenin, âlimlerin ve Sünni Müslümanların büyük bir memnuniyetle karşıladığı Tuğrul Bey, Büveyhî Hükümdarlığını yıkarak, Abbasî halifeliğini yeniden güçlendirdi. (...) Halifelik makamına ve Bağdat şehrine hizmetinden dolayı 25 Ocak 1058'de Tuğrul Bey'e iki altın kılıç kuşatan halife, onu, doğunun ve batının hükümdarı ilan etti. (...) Çağrı Bey, 70 yaşlarında, 1060'ta, Tuğrul Bey ise 1063'te yine 70 yaşında vefat etti. (...) Tuğrul Bey'in oğlu olmadığından, Çağrı Bey'in oğlu Muhammed Alparslan, Selçuklu sultanı oldu. Başa geçer geçmez, amcasının veziri Amîdülmülk'ü görevden alarak, yerine Nizamülmülk'ü tayin etti. (...) Doğu Anadolu'nun kuzeydoğu ucundaki meşhur Ani kalesini 1064'te fethederek, 16 Ağustos 1064'te Kars'a girdi. Ani, Hıristiyan âleminin kutsal yerlerinden biriydi. Bu fetihler İslam dünyasında büyük sevinç kaynağı oldu ve halife Kaim bi-Emrillah, Alparslan'a, “fetihler babası”, yani çok fetheden anlamına gelen “Ebü'l-Feth” lakabını verdi. (...) Şii-Fatımi baskısının İslam ülkeleri üzerinden kalkmakta olduğunu gören Mekke şerifi, Alparslan'a itaatini arz ederek, hutbeyi Abbasi halifesi ve Sultan Alparslan adına okutmaya başladı. (...) Selçuklu sultanının gittikçe kuvvetlenmesi Bizans İmparatorluğu'nu telaşlandırdı. (...) İmparator Romanos Diogenes ordusunu toplayıp sefere çıktı. (...) Malazgirt Zaferi.. (...) Alparslan vefat ettiğinde, devlet toprakları, doğuda Kaşgar'dan batıda Ege kıyıları ve İstanbul boğazına, kuzeyde Hazar-Aral arasından güneyde Yemen'e kadar olan bir bölgeye yayılmıştı. Alparslan'ın yerine oğlu ve veliahdı Melikşah, Selçuklu sultanı oldu. (...) 1092 senesinde, önce Selçuklular'ın ünlü veziri Nizamülmülk, Hasan Sabbah'ın fedailerinden bir batıni tarafından, arkasından Sultan Melikşah Bağdat'ta zehirlenerek şehit edildiler. Melikşah'ın ölümüyle başlayan saltanat mücadelesinde (...) Selçuklu Devleti Irak, Horasan, Suriye, Kirman ve Türkiye Selçukluları olmak üzere dörde bölündü. (...) Ağır Oğuz darbesi altında çöken, iç huzursuzluk ve istikrarsızlığa maruz kalan Büyük Selçuklu Devleti kendini toplayamadı. (...) Büyük Selçuklu Devleti'nin İran, Irak, Suriye ve Anadolu'daki parçaları Selçuklu Hanedanı'na mensup kişilerce idare edilip, 14. yüzyıla kadar devam edenler oldu.
Sayfa 168Kitabı okudu
148 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.