Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

232 syf.
7/10 puan verdi
Toplumsal Cinsiyet Rolleri ve Normların Bir Kadının Hayatı Üzerindeki Etkisi
Bu kitabı neredeyse herkese sinirlenerek okudum. Kitabın çoğu yerinde Nazlı'ya sinir oldum. Ona sevgi göstermeyip köhne zihniyetlerinin esiri yaptıkları için Nazlı'nın anne ve babasından nefret ettim. Cüneyt'i zaten anlatmaya gerek yok. İçimden resmen ona küfür ede ede okudum. Böyle insanların gerçek hayatta da var olduklarını bilmek beni çok üzüyor. Bu ülkedeki pek çok kadının bu toplum normları yüzünden kendini kurtaramıyor oluşları zoruma gidiyor. Ailelerinden sevgi göremedikleri için sevgiyi başka insanlarda arayan,bunun yüzünden tökezleyen, yanlış evlilikler ve ilişkiler yaşayan pek çok kadın var. Sevgili ebeveynler ve ebeveyn olmayı düşünenler, bu sözüm size: Ne olursa olsun çocuğunuzu bu saçma sapan ve cinsiyetçi zihniyetten uzakta yetiştirin. Onu karşılıksız sevin, ona karşı açık olun. Çünkü çocuğunuzdan gayrı hiçbir şey kıymetli değil bu dünyada. Eğer siz açık olmazsanız, hep yargılayıcı ve ceza verici konumunda olursanız çocuğunuz ona ilk ilgi gösteren insanın peşinden gidecek. Başına kötü bir olay gelirse suçlanma korkusuyla bunu size söylemeyecek. İlişkide şiddet gördüğünde eğer onun arkasında durmazsanız kendini o zararlı ilişkiye mahkum edecek, belki de öldürülecek. Ne kadar acı bir tablo, değil mi? Bir söz de genç kadınlara olsun o zaman: Sırf toplum bunu istiyor diye lütfen asıl yaşamak istediğiniz hayattan feragat etmeyin. Evlenemedim, evde kaldım; artık evli bir kadınım, evli biri gibi giyinmeliyim; kocamdan şiddet gördüm ama boşanamam "dul" diye adım çıkar, diye düşünmeyin. Hayatınızı başkalarına göre yaşamayın. Yalnız yaşamak dünyanın sonu değil. Kimseye yaslamayın kendinizi. Ayrıca evli bir kadın da "genç kız" kıyafeti giyebilir. Bunların kategorisi yok. Kitaba gelince, bu kitapta Nazlı'nın çocukluğundan gençliğine, evliliğinden çocuk sahibi olduğu ana kadarki süreçlerine tanık oluyoruz. Bölümün başlarında şiirler var ve bu çocukluk, gençlik anıları da Nazlı'nın, fotoğraflarına bakmasıyla canlanmaya başlıyor. Bölüm başındaki şiirleri çok beğendim. Güneş karakterine bayıldım. !!SPOİLER!! Cüneyt o kazada öldüğünde o kadar çok sevindim ki! Şerefsiz, bir de o kadar şiddet uyguladığı ilk sevgilisi Zerrin ile aldatmış Nazlı'yı. Salak Nazlı da bu ölümden dolayı derin bir nefes alacağına yine elalemi düşünüp millete rol yapıyor, ağlıyor falan. Resmen o sahnede kendimi Güneş gibi hissettim. Kitabın sonu kendince güzel bitmişti. Ama yıllarca Nazlı'yı horlayan Ramazan'ın yine hayatlarında olması hoşuma gitmedi. Benim babam bana hayatım boyunca öyle davransaydı kolay kolay affedemezdim herhalde. Bir de Cüneyt'in yeni kimlik hikayesine pek gerek yoktu. Daha doğrusu ben Cüneyt'e karşı o kadar hınçlıydım ki hayat hikayesi umurumda değildi. Zaten hikayenin başında Zerrin'e şiddet uygulamasından, Nazlı'dan hemen hoşlanıp(!) ona evlenme teklifi etmesinden anlamıştım ne mal olduğunu. Bu yüzden tarafsız bakamadım, üzgünüm. Bu bir kitap serisi değil, biliyorum. Ama umarım Duru, annesinin yaptığı hataları yapmamıştır da büyüdüğünde güçlü bir kadın olmuştur.
Tut Elimi Ne Olur Yoksa Düşeceğim
Tut Elimi Ne Olur Yoksa DüşeceğimFendiye Kartal · Sinemis Yayınları · 20072 okunma
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.