Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

678 syf.
9/10 puan verdi
·
160 günde okudu
İrving Stone’un, Vincent Van Gogh’un hayatını ve eserlerini anlattığı biyografik romanı Yaşama Tutkusu, 678 sayfalık cüssesine rağmen mutlaka okunması gereken bir kitap. Ben bu kitaptan çok şey öğrendim. Yazar kitabı 1934 yılında yazmış ve romanda adı geçen kişilerden birçoğu ile birebir görüşerek bilgi almış. Ayrıca Vincent Van Gogh’un kardeşi Theo Van Gogh’a yazdığı yedi yüz mektuptan oluşan bilgi kaynağını kullanarak hemen hemen tamamı gerçek olan bir biyografik roman yazmış. Romanın en çarpıcı cümlelerinden biri Vincent için çok önemli olan Delacroix’in bir cümlesi; “ Resim yapmayı, ağzımda diş, ciğerlerimde nefes tükendiğinde keşfettim.” Vincent Van Gogh da gençlik yıllarında din adamlığı, sanat simsarlığı gibi işlerde çalışmış, Borinage isimli madenci şehrinde madencilerle birlikte açlık, soğuk, hastalık ve sefaletle yoğurulduktan sonra resim yapmaya başlamış. Bu dönemde tanrıya ve hayata bakış açısı değişmiş ve hayatının anlamının resim yapmakta olduğunu, onu hayatta tutabilecek tek şeyin içindeki yaratma isteği ve tutkusu olduğunu fark etmiş. İlk önce karakalem çalışmaları yapmış. Sanat dünyasının içinde olan amcaları ve kuzenlerinden destek almaya çalışmış fakat resme yeteneği olmadığı söylenerek defalarca reddedilmiş, anne babası tarafından da desteklenmemiş. Hayatta ona tek inanan kişi kardeşi Theo Van Gogh olmuş. Theo Vincent’taki tutkuyu fark eden ve gerçekten onu seven belki de tek insan olabilir bence. Vincent’ı; kaba halleri, yabanıl tavrı, resim yaparken deliliğe ulaşan esrik hareketleri ile kabul etmiş ve onun yaratıcı gücünün bu yapısından geldiğini düşünerek onu olduğu haliyle seven ve destekleyen tek kişi olmuştur. Theo maddi açıdan da Vincent’ı resme başladığı zamandan itibaren on yıl boyunca desteklemiş, ona belli bir maaş bağlayarak kendini sadece sanatına adamasını sağlamıştır. Vincent yaptığı tüm tablolarını kardeşi Theo’ya göndermiş, ölümünden önce sadece tek bir resmi satılmıştır. (Arles’te Kırmızı Üzüm Bağı-1988’de yapılmış, Anna Boch tarafından satın alınmış, ölümünden sonra Bolşevikler tarafından kamulaştırılmıştır. Şu anda Moskova’daki Puşkin Müzesinde yer almaktadır.) Vincent’ın ölümünden altı ay sonra kardeşi Theo da hayatını kaybetmiş, tüm resimleri Theo’nun eşi Johanna ve küçük oğlu Vincent’a kalmıştır. (Kitapta yok ama ek bilgi; Vincent’ın ünlenmesinin en önemli mimarı Johanna’dır. Theo ile olan mektuplarını üç cilt halinde yayınlamış, resimlerini sergilere göndermiştir.) Bu kitaptan Vincent’ın zorlu ve çarpıcı hayat hikayesi, onu hayata bağlamış olan resim tutkusu, kardeşi ile kurduğu muhteşem ilişkisinin yanı sıra dönemin ressamları ve resim akımları ile ilgili de çok şey öğrendim. Kitapta adı geçen tüm ressamların hayatına ve resimlerine göz gezdirdim. Bu sayede resim sanatının geçirdiği evrelere ve yıllar içinde beğenilerin ne yönde değiştiğine dair fikir edindim. Empresyonistleri çok sevdim; en çok da “kızıl saçlı kaçık”ı tabii ki. Şimdi bir hayalim daha var artık; Van Gogh müzesine gidip öykülerini severek okuduğum eserlerin, canlılarını görmek ve yaşama resim tutkusu ile sarılan kızıl saçlı kaçık Vincent Van Gogh’u, eserlerinin önünde saygıyla selamlamak…
Yaşama Tutkusu
Yaşama TutkusuIrving Stone · Cümle Yayınları · 2015326 okunma
·
118 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.