Gönderi

134 syf.
·
Not rated
ORTAÇAĞ PEYGAMBERLERİ: PLATON VE ARİSTO
Antik Yunan felsefesi insanlık tarihinde istisnaî bir dönemi temsil eder. Ondaki Sümer, Miken, Hint, Mısır, Fenike, vb. etkileri göz ardı edilmemesi gerekir ama, durum yine de böyledir. Bu felsefenin doğduğu uygarlık yıkıldıktan bin yıl sonraki Ortaçağ dediğimiz dönemin Batı felsefesi bile bu Antik Yunan felsefesinin bir tür tekrarıdır. Ortaçağ felsefesine, bu nedenle, Macit Gökberk’in deyişiyle “Hıristiyanlaştırılmış bir Antik Felsefe" demek yanlış olmayacaktır. Hatta basitleştirmek pahasına Batı Ortaçağ felsefesini, Platon ve Aristo’yu erken dönem bir peygamber veya “Kilise Babası” hâline getirmeye çalışmak olarak da tanımlayabiliriz. Platon Tanrı ile ilgili spekülasyonlara, Aristo ise mantık ve doğa ile ilgili spekülasyonlara kaynak teşkil ediyor (Pisagor, Herakles, vb. filozofların da etkisi var ama zikredilen ikisi özellikle baskın bir öneme sahip). Buradan şu sonuçlar çıkarılabilir: Antik felsefeyle karşılaştırıldığında Ortaçağ Batı felsefesinin orijinal yanı nispeten az görünür. Bu, yaklaşık bin yıl sürmüş olan Ortaçağda da çok parlak filozofların (tanrıbilimcilerin) ortaya çıkmadığı anlamına gelmez. Çıkmıştır. Onların felsefeyi daha çok “Tanrı’yı ispatlamak için” kullanmaları, felsefelerini otomatik olarak saçma veya zorlama hâle getirmez. Nitekim tüm felsefeler belli bir çerçeve içinde yapılır; bu çerçeve bazen Hıristiyanlık olur, bazen de modernlik. Bazı filozoflar, mevcut çerçevenin dışına çıkabildileri için önemlidirler, bazıları ise mevcut çerçeve dâhilindeki hareket imkanlarından usta bir esneklikle yararlanabildikleri için. Antik filozoflar birincisine, Ortaçağ filozofları da ikincisine yakın görünüyor. Bu açıdan bakınca, birincileri daha fazla önemsememiz de bana doğal görünüyor. Ortaçağ filozoflarını kısıtlayan (?), Eski ve Yeni Ahit’in tartışılmaz yazılı emirleri miydi? Yoksa acılı ve belirsiz bir dünyada inanç meselesini bir kurtuluş ve toparlanma yolu olarak mı gördüler? Bilmiyorum. Ama Jeauneau’nun özet biçimdeki “Ortaçağ Felsefesi” kitabına bakarak, zıt kutupların sentezinin yararlı olduğunu, dînin büyük ve özgür fikirlerin çıkmasına engel olmadığını ve sonraki nesillere aktarılan yazılı belgelerin büyük önem teşkil ettiğini söyleyebilirim.
Ortaçağ Felsefesi
Ortaçağ FelsefesiEdouard Jeauneau · İletişim Yayınları · 20159 okunma
·
39 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.