Gönderi

206 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
Sosyal medya bir araçtır, amaçsallaştırmayın
Her kesime hitap eden bir üslupla yazılmış ve bölümün neredeyse yarısına yakın kısmında isminden de anlaşılacağı üzere İnternet ve sosyal medya bağımlılıklarının toplumun başına getirdiği felaketlerden tutun da haber sitelerine konu olan ölümlerden ve cinayetlerden bahşedilmiş. Sosyal mecra kötülüklerin tamamıyla kendisi olmasa da en büyük etkenidir. İnsana zaman zaman kendisini kaybettiren, bazen toz pembe dünyada yaşamasına sebebiyet verip hakiki aleme döndüğünde depresyonlara girmesine neden olan, asıl maksadının dışında kullanılarak nasıl berbat bir hale gelebiliriz sorusuna canlı örnek olan, bildiğimiz ve tanıdığımız bir dünyayla yeniden yüzleştiriyor bizi yazar.. Bir gemi için dümen ne ise, insan için de irade odur. (s:49) Sanırım en çok da irademizden vurdu bizi bu mecra. Başına oturduğumuzda kalkamaz hale getirdi. Bir adam elmayı çok seviyor, bir ağacın altında elma görüyor ve alıyor,tam yiyecek, ötede oturan bir adam diyor ki: "O elmaya çocuk çiş etti". O adam da elmayı eviriyor çeviriyor, "buraya çiş yapmamıştır" deyip ısırıyor. Böyle diye diye elmayı bitiriyor. (s:201) İşte tam olarak gerek sosyal medya gerekse tv böyle böyle zamanımızdan çalıyor. Bir beş dakika daha bakayım, şunu da izleyeyim, dur dur bu son, diyerek hem kendimizi kandırıyor hem de irademize sahipliğimizi kaybediyoruz. Peki nasıl kurtulacağız sosyal medyanın "zamanımızı çalmalarından?!!" Yazar bu hususta : Yerine yenisini koymadığınız hiçbir şeyden kurtulma şansınız yoktur.. (s:52) diyor. Evet, bizi heyecanlandıracak, yaptığımızda zevk verecek bir şey koymalıyız onun yerine. İşte tam da burada tıkanıyoruz. Çünkü sosyal medya öylesine hayatımızın içine işlemiş ki, onsuz bir yaşamı düşünemiyor, düşünmeye başladığımızda ise yerini dolduracak bir iş, hareket yahut aktivite koymak da zorlanıyoruz. Sanırım farkında olmadan yavaş yavaş sindirdiğimiz bu yanlış, alışkanlığımız olmayı dahi çoktan geçmiş ve bağımlılık halini alıp bizi kendisine esir etmiş. Mesnevi de deniyor ki: "Nefis ejderhasını devamlı donmuş bir halde tut. Eğer şehvet güneşi vurursa, o nefis ejderhası uyanır." (s:157) İşte biz önce masum düşüncelerle, o ejderhayı ısınsın diye güneşe koymuşuz, sonrasında buzları çözülen nefsin ejderhası bir anda prangalarından kurtulup ruhumuzu yutmuş. Şimdi kaybettiğimiz maneviyatımızı arasak dahi bulmaktan aciz kalışımız belki de ondandır. Her şey masumiyetle başlar ve biz asla yanlışa düştüğümüzü kabul etmeyiz. Her güne "bugün zamanımı boş geçirmeyeceğim" diye kalkıp, akşamına "bugün böyle oldu ama yarın çok daha iyi olacak" larla günü kapatır, duyduğumuz pişmanlıkların dahi üzerine bastırırız. Oysa Yusuf (aleyhisselam) ne güzel söylemişti :" Ve ben kendimi, hiç kötülükte bulunmam diye tamamıyla temize çıkaramam, ancak Rabbim acırsa kötülük yapmam.. Yusuf sr: 53.ayet (s:147) Ne yaparsak yapalım alışmışlıklarımız ve nefsimizin hazları hep bir puan önde bizden. Ne tutup kafese kapatabiliyoruz ne de hapsettiğimiz yerde durmasına rıza gösterebiliyoruz. Ya salıveriyoruz tamamıyla yahut öylesine boğuyoruz ki, o yine bir şekilde kurtuluyor bizden.. Şöylesine dengede yaşamayı bilmiyoruz hiçbir şeyi. Ortamız yok ne yazık ki! Ya hep bizdeki ya da hiç. Ne hiçlikten çıkabiliyoruz, ne de hep olabiliyoruz.. Umarım her anıyla dengede olabildiğimiz, dinimizi yozlaştırmadan yaşayabildiğimiz, böylesine nimet olan işleri hayrımıza kullanmakta daha da öne çıktığımız yarınlara uyanırız hep birlikte.. Kitap çok bir şey katıyor mu? Açıkçası aman aman bir konusu yok. Genellikle bildiğimiz bilgilerin derlenip toparlanmış hali. İlla ki size kattıkları oluyor. Bazı yerlerde yazarın fikirlerine katılmadığım ve çok uçta bir fikir yapısına sahip olduğunu düşündüğüm noktalar oldu. Fakat genel hatlarıyla verdiği mesajı tek bir cümleye sığdırmak gerekirse, bu:"Sosyal medyayı amaçsallaştırmayın. Bırakın araç olarak kalsın ve sadece ihtiyacınız olana bakın, okuyun, dinleyin, kapatın ve kendinize, sevdiklerinize vakit ayırın." demek olurdu.. Şimdiden keyifli okumalar
İnternet Belası
İnternet BelasıAhmet Meral · Yasin Yayınevi · 20149 okunma
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.