Tab’ı şair andelîb-i zârdur gülzâr şi’r
Nutknsâhil, akl gavvâs ü dürr-i şehvâr şi’r
Aşkî
Şair; yaratılış icabı inleyen bir bülbüle benzer,
Şiir de gül bahçesidir.
Yahut söz sahildir de, akıl orada dalgıç; şiir ise şehane bir inci…
Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde
Ziya Paşa
Kişinin aynası yaptığı işlerdir, laflarına bakılmaz.
Çünkü kişinin aklının seviyesi ancak yaptığı işlerle, eserlerle ortaya çıkar.
s.28
Bil illeti, kıl sonra müdâvâta tasaddî
Her merhemi her yâreye merhem mi sanırsın?
Önce hastalığı teşhis eyle; ancak ondan sonra deva için çareler ara.
Her merhemi her yaraya iyi gelecek mi sanırsın? (Eğer öyle sanırsan aldanırsın!..)
Yıldız arayıp gökte nice turfa müneccim
Gaflet ile görmez kuyuyu reh-güzerinde
Birçok acemi müneccim, gökte yeni yıldızlar keşfedeyim derken gaflete dalarak yollarının üzerindenki kuyuyu görmez.
Tabii ki bu beyitte Ziya Paşa; hakiki âlimleri eleştirmiyor. Onun asıl anlatmak istediği, bazı insanların kendilerinden beklenen işlerle uğraşacağı yerde gerçekleşmesi imkansız hayallerin peşinde koşmaları ve gülünç duruma düşerek başlarına kötü işler açmalarıdır.
s.32
Râz-ı aşkı aşikâr etmeğe takat bulmasa
Sinesinde nâvek-i dil-dûzlar pinhân olup.
Avnî (Fatih Sultan Mehmed Han)
Aşkın sırrını açık etmek ayıptır, zaten âşık da bunu yapmak istemez ama buna gücü, kuvveti yetmede bile sinesine, göğsüne yediği oklar sebebiyle rahat nefes alıp onu da yapamamalı, istese de o sırrı verememeli.
Dilberinden rahm eğer olmazsa ol dil-hasteye
Kimseler derdine derman edemez imkân olup.
Avnî (Fatih Sultan Mehmed Han)
Eğer sevgilisinden bir lütfa kavuşmazsa onu hiçbir ilaç iyi edemez.
s.39
Neşv ü nemâ eyleyemez düşmeyicek hâke nebât
Mütevazı olanı rahmet-i Rahmân büyütür.
Laedrî (Anonim, yazanı söyleyeni belli değil
Bir tohum, toprağa düşmeyince asla büyüyüp gelişme gösteremez.
Çünkü mütevazı olup başını yere indireni; Allahü Teâlâ’nın rahmeti büyütür.
s.43
Nev’iyâ lâzım değil olmak filân ibn-i filân
Ma’rifet kesb eyle tâ bir âdem ol âdem gibi
Nev’î
Filânın oğlu filân olmak hüner değil.
Faydalı ilim edin, öğrendiklerinle uygun yaşa; bunu da gösterişsiz ve yalnız Allah için yap ki; adam gibi adam olasın.
s.50
Şecâat arz ederken merd-i kıptî sirkatin söyler.
Koca Ragıp Paşa
Kıpti’nin mert olanı, yiğitliğini, kahramanlığını anlatırken hırsızlığını söyler. Çünkü anlatabileceği başka marifet yoktur.
s.57
Cihânın nimetinden kendi âb u dânemiz yeğdir
Elin kâşânesinden kûşe-i viranemiz yeğdir
Bâkî
Dünya dolusu maldan, kendimize ait bir tas su ile bir lokma ekmeğimiz yeğdir, daha iyidir.
Başkasına ait saraylardansa, köşesinde oturduğumuz viranemiz, eski püskü bize ait evimiz hoştur bize.
s.70
Ehl-i dildir diyemem sinesi sâf olmayana
Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil.
Nef’î
Bağrında saf düşünceler bulunmayanlara, “bu, gönül ehlidir.” diyemem; çünkü gönül ehli olanların birbirini bilmemeleri insaf değil.
Yıkanlar hatır-ı nâşadımı yâ Rab şâd olsun
Benim’çün nâmurâd olsun diyenler bermurâd olsun
Nâilî
Allah’ım! Şâd olmayan gönlümü yıkanlar varsın şâd olsunlar
Benim için: “Muradına ermesin” diyenler de muratlarına ersinler.
s.74
Olmuş o kadar halk-ı cihân mekirde üstâd
Kim sâbıka-i şöhret-i şeytân unutulmuş
Nâbi
İnsanlar hile ve üçkâğıtçılıkta o kadar ustalaşmışlar ki, şeytanın bu konudaki şöhreti unutulup gitmiş.
s.75
Cânıma bir merhaba sundu ezelden çeşm-i yâr
Öyle mest oldum ki gayrın merhabasının bilmedim!
Ahmed Paşa
Yani “bezm-i elest”te bakışlarından tattığım o ezelî “merhaba”dan sonra öyle sarhoş oldum ki… Kendimi öyle kaybettim ki… Bir daha senden gayrısının farkına varmadım, senden gayrısına yönelmedim, senden gayrı kimseyi görmez, kimseyi duymaz, kimseyi bilmez oldum. Kimseyi, kendimi bile.
s.77
Tok olan cümle âlem-i tok sanır
Aç olan âlemde ekmek yok sanır
Sabayî
Herkes içinde bulunduğu durumu bilir,
kendi dışındakileri de öyle sanır.
s.86
Kendi kendine ettiğin âdem
Bir araya gelse edemez âlem
2.Bayezid Han
İnsanın kendi kendine ettiğini, dünya âlem bir araya toplansa, o insana edemez.
s.87
Cümleler doğrudur sen doğru isen
Doğruluk bulunmaz sen eğri isen
Yunus Emre (ks)
Bütün insanlar doğru olurlar, sen doğru insan olursan.
Sen iyi olursan herkes iyi olur, dürüst biri olduğunda da dürüst… Yok, sen terslik, yanlışlık yaparsan, insanları kırar, incitirsen başkalarından da iyi insan olmayı bekleme. Onlar da sana kötü muamele ederler. Bu dünya etme-bulma dünyasıdır. Her şey senin elinde. Ne ekersen onu biçersin.
Ne doğrarsan çanağına o gelir kaşığına…
s.88
Allah’a sığın şahs-ı halîmin gazabından
Zîrâ yumuşak huylu atın çiftesi pekdir
Ziya Paşa
Allah’a sığın uysal kişinin öfkesinden,
Çünkü yumuşak huylu atın çiftesi serttir.
s.89
Muradın anlarız ol gamzenin iz’ânımız vardır
Belî söz bilmeziz amma biraz irfânımız vardır
Nedim
O yan bakışın muradını anlarız, anlayışımız vardır; evet, söz bilmeyiz ama biraz irfanımız (bu hususlarda malumatımız, tecrübemiz) vardır.
s.94
Gülü vermen için gülü vermem mi gerek
Haydi, gülüm gülüver de, gülü vereyim.
Havace
Neşeli olmak, gülmek için illa da birilerine gülmek lazım.
Haydi, ey sevdiğim; sen de bana gül ki, bende sana gülebileyim, seni neşelendirip huzur ve saadete kavuşturayım.
s.95
Sana cism-i Hudâ-dâdın gibi zîbâ kumaş olmaz
Hevâ-yı kâle-i dîbâ-yı dehr-i bî-bekâdan geç.
Meşhûrî
Geçici dünyanın süslü kumaşını boşver
Sana yaratılmışında verilen güzellik gibisi yoktur
s.106
Kemâl erbâbı ârâyişle aslâ iftihâr etmez
Değildir hürmeti mushaflara cild-i mutallâdan
Lebîb-i Âmidî
Olgun kimseler süse ehemmiyet vermez, Mushaf’a hürmet parlak cildinden dolayı değil yâ!
s.108
Siyeh-tab’ân olur rûşen-dilânın düşmen-i cânı
Ki düzd-i tîre-rûzı dâimâ dîlgîr eder mehtab
Mehmet Emin Beliğ
Kara kalpliler nurlu kimselerin can düşmanı olur tabiî… Gece hırsızı dolunayı sever mi hiç?
s.109
Şahs-ı pür-gûnun dehânı yaymacı dükkânıdır
Hokkasın cevher-fürûş kılmaz küşâde bî-taâb
Keçecizâde İzzet Molla
Gevezenin ağzı her yerde açılıverir; sattığı şey kıymetsiz çünkü. Sarraf ise tezgâhı kolayca açmaz.
s.110
Yere geçse yeridir ehl-i fazîlet çünkü ah
İzz ü câhın hâr ü has deryâ-misâl üstündedir
Bâkî
Fazilet sahipleri dururken liyakatsizlerin yükselmesine şaşma. Dünyadır bu, bak denize ibret al; çer çöp üstte, inci dipte.
s.111
Gam beyâbâbına eylese her gün seyr ü sefer
Her gece mihnet-serâ-yı firkate mihmân olup.
Avnî
Âşığın hem gecesi hem gündüzü eziyet olursa kayda değer olur.
Huzur; rahatta değil rahatsızlıkta bulunmalı. Yoksa ne ehemmiyeti olur ki?
s.40