Gönderi

“Osman-ı Sâlis”, “Sultan Osman bin Sultan Mustafa” olarak da tanınır. II. Mustafa ile cariye kökenli Şehsuvar Kadın'ın oğludur. Bu tarihe kadar tahta çıkan Osmanlı padişahlarının en yaşlısı olan III. Osman, (...) babası II. Mustafa'nın tahttan indirildiği 1703'te henüz dört yaşındaydı. Babası ve ağabeyi (I.) Mahmud'la Edirne'den İstanbul'a getirilip Topkapı Sarayı harem dairesindeki Kafes Kasrı'na (şehzadegân dairesi) kapatıldı. Amcası III. Ahmed'in (1703-1730) ve ağabeyi I. Mahmud'un (1730-1754) toplam 91 yıl süren saltanatları boyunca burada kapalı kaldı. Çocukluk, gençlik ve yaşlanma yıllarını, güneş almayan, pencerelerinden dış dünyanın görünmediği dairesinde tekdüze geçirdi. Osmanlı hanedan tarihinde, hapiste tutulan şehzadeler arasında yarım yüzyılı aşan tutukluluk süresiyle bir rekorun sahibi oldu. (...) I. Mahmud, 13 Aralık 1754'te cuma selamlığından dönüşünde ölünce, alayda hazır olan devlet erkânı, saraydan ayrılmayarak Kafes Kasrı'ndaki yetişkin şehzadelerin “ekber”i olan Osman'ın cülusunu beklediler. Yaşlı şehzade dairesinden alınıp hazırlandıktan sonra Bâbüssaade önünde tahta oturtuldu. Atılan toplarla saltanat değişikliği ilan edildi. (...) Çocukken kapatıldığı karanlık daireden yarım yüzyıl sonra çıkartılıp tahta oturtulan III. Osman, gelişememiş hastalıklı vücudu, mütevekkil ama iradeden yoksun sinirli ruh yapısı ve dar görüşlülüğüyle ilkin saray yaşamına müdahale etti. Cariyelerle yaşamaktan ve sürekli aynı çalgıları dinlemekten bıktığı için hizmetine bakan birkaç cariyesi dışında harem kadınlarının kendisine görünmelerini yasakladı. Saray dilinde “hünkâra çatmak” denen ve uğursuzluk sayılan karşılaşmaların olmaması için önlemler aldırdı; tabanına kalın gümüş kabaralar çakılı ayakkabılar giyerek ayak sesini uzaktan duyanların, saklanmalarını buyurdu. Eğlence düşkünü olan önceki padişah Mahmud'un rakkese, hanende, sazende cariyelerini de saraydan uzaklaştırdı. (...) Kadınlara nefretini kendi haremiyle sınırlı tutmayan III. Osman, soğuktan kimsenin dışarı çıkamadığı kış ortasında bir fermanla İstanbul hanımlarının “müştehi libaslar ile” açık saçık dolaşmalarını yasaklayıp zorunlu hallerde kalın feracelerle evlerinden çıkabileceklerini uyardı. (...) Bu yıl (1757) içinde sağlığı giderek bozulan III. Osman Ekim ayında büsbütün ağırlaştı. (...) Uyluğundaki “kurt uru” (loupe) denen kanser oluşumuna hekimlerin müdahalesi, durumunu daha da ağırlaştırdı. 30 Ekim 1757 gecesi öldü. Sabah erkenden cülus töreni düzenlenip kuzeni III. Mustafa tahta oturtuldu. (...) Baron de Tott, yakından gördüğü III. Osman'ı, sinirli, iradesi zayıf, mütecessis bir tip olarak tanımlamıştır. (...) I. Mahmud'un başlattığı ıslahat çalışmalarını durdurması, meyhanelere baskın verdirmek, kadınların sokağa çıkışlarını kısıtlamak, emirlerini cami imamları aracılığıyla halka duyurmak, esnafı ve çarşı halkını yeni kurallara bağlamak, gayrimüslimlerin giyim kuşamlarını hatta yaşamlarını birtakım koşullarla sınırlandırmak gibi yaklaşımları da hoş karşılanmamıştır. (...) III. Osman'ın da ağabeyi I. Mahmut gibi çocuğu olmamıştır.
Sayfa 387 - 25- Sultan III. OsmanKitabı okudu
·
22 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.