Bayağı güzeldi açıkçası. Aşırı beğendim mi? Hayır. Güzel miydi? Kesinlikle evet. Bu kadar beğeneceğimi düşünmüyordum. Daha öncesinde seri bağımsız diye birinci ve üçüncü kitabı okumuştum ama ikinci kitaba hep birazcık önyargıyla bakmıştım. Çünkü diğer kitaplar gibi ana karakterler aşk ilgisi içinde olmayacaktı ve iki tarafın hislerini düşüncelerini okumayı sevdiğim için beğenmeyeceğimi düşünüp bir önyargı oluşturmuştum. Ama beklediğim gibi olmadı. Tam tersine diğer kitaplardan daha çok sevdim diyebilirim. Kitabı sevmemin ve önyargımdaki kırılışın nedeninin yer değiştirme olaylarını sevdiğimden kaynaklandığını düşünüyorum. Kılık, yer, kimlik… Her ne olursa hayatı değiştiren şeyler hoşuma gidiyor ve karakterlerin böylece hiç görmedikleri bir dünyayı daha yakından tanıdıklarını düşünüyorum. Diğer nedenlerden birine gelelim. Normalde tüm seri hayran olan taraf ve hayran olunan taraf üzerine kurulmuş. Kızlar kitabın içinde bulunan bir dizinin hayranı ve onlarla yaşamış olan kişiler. Erkek karakterler ve ikinci kitaptaki diğer kız karakter ise bu dizinin yeniden çekimlerinde rol alan oyuncular. Ve işte konu tam burada yer alıyor. Oyuncuların daha doğrusu insanların yaşamlarının, kimliklerinin sosyal medyada göründüğü gibi olmadığı. Ve bu ikinci kitapta yer değiştirmeden dolayı daha etkili. Çünkü birbirlerinin yaşamındaki insanlarla etkileşime giriyorlar ve birisi yerine geçtiği kişinin neden oynadığı karakterden, evrenden nefret ettiğini diğeri ise neden insanların bu kadar hayranlıkla bağlanıp anlam yüklediğini anlıyor. Ayrıca kendi kimliklerine ulaşıyorlar. İşte bu nedenlerden solayı beğendim ve bir kadın olduğundan dolayı Jessica’nın çektiği zorluğun ortaya konuş şekli gayet güzeldi.

Prenses ve HayranıAshley Poston · Yabancı Yayınevi · 2019517 okunma

·

139 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.