Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

184 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
32 saatte okudu
Emanet bilinci ve Sorgulama usülü
Bulutsuz bir yaz gecesiydi. Şehir ışıklarından mahrum kalan köyümde yıldızlar daha net bir şekilde seçiliyordu. Kendime birini seçebiliyordum bu yıldızlardan ve o en parlak olanı olurdu içlerinden. Köy pencerelerini bilenler bilir oldukça geniş olur duvarların kalınlığından dolayı. İşte pencere kenarına oturup kitap okumak gün içerisindeki köy işlerinin ardından yapılacak en güzel aktivitelerden biri olurdu. Yaşım 16 veyahut 17 idi. Bir elimde meal vardı bir elimde tefsir. Bir ordan okurdum bir ordan. Neden derdim sürekli neden böyle. Hikmet arama peşindeydim, hakikati ıskalamamak içindi tüm çabam. Bilmem kaç bin yıllık insanlık tarihinin tüm coğrafyalarına nüfuz edebilecek o hakikatin peşindeydim ben. Bulunduğum coğrafyanın bir getirisi olaraktan hakikatin yükü omuzlarımdaydı. Kendimi emaneti sırtlarken bulmuştum. Bunu ben seçmedim. Bana bir nimet olarak verildi. Yazarın hoş bir vecizesiyle "Yaşamı  seçmedik, maruz kaldık. Şaşkınız" dediği türden. Yükü sırtlamak elimde olmayan bir şeydi ama onu bırakmak elimdeydi. Sonuçlarına katlanacak kadar cesur muydum bilmiyordum. Bana nimet olarak verilen yükün hamalı değil hamili olmak istiyordum. Onu bir hamal gibi değil bir hamil (bebeğini 9 ay taşıyan anneye hamile dememiz bundan) gibi taşımak istiyordum. Sırtımda değil kucağımda taşımak istiyordum. Gerçekten kucaklamak istiyordum onu yük olarak görmek istemiyordum. Okuyordum bu yüzden. Napacağımı bilmiyordum başka çaresi var mı kestiremiyordum. Aklıma gelen sorular beynimin en ince kıvrımlarına kadar rahatsızlık yaratıyordu. Hangi yükü taşıyacağım benim elimde olmadığı gibi hangi devirde yaşadığım da benim elimde değildi. Bazı kelimelere sahiptim bazı düşüncelere. Dilim modern ve postmodern çağın zihnini yansıttığı için düşüncelerimi de esir almıştı bu bataklık. Hanif olmak çok zordu. Düşüncenin saflığına ulaşmamı zorlaştırıyordu bu tabiki. Anakronik miydi bu okuduklarım yoksa eskilerden gecemi aydınlatan bir akşam yıldızı mı? Elimde sınırlı sayıda bileşen vardı. Bunlar : önümdeki kaynaklar, popülizme (her ne kadar ben farkında olmasam da bilinçaltımı etkileyen) kesinlikle aldırış etmemem gerektiği, rasyonel bakış açısı ve elimden geldiğince duygularımı bastırma (bazı cevaplar kafama yattığı halde vicdanıma(?) yatmıyordu ilk etapta) ve altay abiyi tanıdıktan sonra "tutarlı" olma ilkesi eklendi sonradan. O dönemler daha hızlı akıyor tabi kanımız. Okudukça okumaya devam ettim bazen de videolardan destek almaya çalışıyordum çapraz okuma usülünden gidip kafamı iyice yorup kendimi düşünme hastalığının kollarına attım. Ama talibim işte hakikatin talebesi olmaya talip. Sorular soruları kitaplar kitapları açıyordu. Sorular cevaplandıkça kendimi mutmain hissettikçe dünyalar benim oluyordu. Şu an o süreç halen devam ediyor bir bakıma, sorular halen var aklımda ve bitmeyecek gibi de görünüyor. Bir yerden sonra bunun zaten asıl imtihanım olduğunu fark ettim. Biterse eğer ben de bitermişim. Benim yolculuk böyle. Arkamda bu şekil izler bıraktıktan sonra bir de genel gözlemlerimi aktarmak istiyorum. İnternet ve akıllı telefonlar etki bakımından tarihin en büyük birkaç icatlarından biri olarak yerlerini çoktan aldılar. Sonuçları gah iyi -çoğunlukla da- gah kötü oldu. Birçok sonuç yazılabilir tabiki ama ben bilgiye erişmenin konforu ve rahatlığı üzerine yazmak istiyorum. Bunu da yukarıdaki gibi iyi mi oldu bu kötü mü oldu diye ikili bir tasnife tabi tutmak istiyorum. Bu soru daha öznel bir sahada tartışma konusu olacak bir mesele. Ben kötü bir yönüne değineyim : Bilgi kirliliği ve aşırı dezenformasyon. Moğolların yaktığı bağdat kütüphanesine ben bugün birkaç GB lık telefon hafızasında yer verebilirim. Bu, tarihin hiçbir döneminde eşine rastalamayacağımız bir konfor alanı sundu bize. Bilgi bu şekil yanıbaşımızda duruken onu ilme çevirmek de aynı şekilde zorlaştı çünkü bilgiyi aldığımız kaynaklar çoğu zaman kitaplar olmuyor artık. Sosyal medya, tartışma forumları gibi yerler insanların ikincil kaynak olarak kullandığı yerler oluyor çünkü çoğu zaman bilinçli bir şekilde ulaşmaktan ziyade -twitterdaki gibi- maruz kalıyorlar bilgiye. Buradaki sakınca şu : İnternetteki bilgiler parça parça önümüze seriliyor, bu sanal ortamda ilim ehli kişiler popüler olmadığı için bilgi sahibi olduğunu iddia eden şarlatanlar ideolojisini size dayatmak için kimi zaman mizahla kimi zaman demagojiyle kimi zaman ise saman adam safsatalarıyla zihninizi bulandırabiliyorlar. Bahsettiğim şekilde kötü niyetli olanlar olduğu gibi iyi niyetle yazan ama modernist pranglara zihnini teslim edenler de bu bilgiyi size sunanlar arasında bulunuyor. Aklı karışan, niyelerle uğraşan bir ben değilim ki. Türkiye özelinde konuşmak gerekirse bugün özellikle genç kuşak -değişik sebeplerle- dini sorgulamalar yaşıyor bu anormal bir durum değil tabiki tamamen doğal süreçlerle de meydana gelebiliyor. Kurandaki Hz İbrahim örneği bu olguyu en salih insanların bile yaşayabileceğini göstermesi bakımından en güzel örneklerden biri. Asıl önemli olan bundan sonra çizilen yol haritası oluyor. Gözlemlediğim kadarıyla insanlar araştırmalarının neticesinde kimisi yükünü bırakıp ben taşımak zorunda mıyım diyor kimisi mutmain olup yükünü emanet bilip taşımanın gururunu yaşıyor kimisi de -ki en üzüldüğüm kesim- ne yükünü bırakabiliyor ne de taşımaya takat bulabiliyor. Altay abi 2 yıldan fazladır tanıdığım biri ve kalbimin mutmain olmasında kendisinin büyük bir payı bulunmakta. Birebirde de tanıştığım hatta kendisiyle beraber beypazarı içen biri olarak bu incelemeyi yazmayı hak ettiğimi düşünüyorum :) Gençliğin anlattığım şekilde buhranlı bir dönemde bana 'tutarlılık' ve 'usül' kavramlarının önemini öğrettiği için kendisine ne kadar teşekkür etsem az diye düşünüyorum. Altay abi kendisi de zamanında bu sorgulamalardan geçmiş ve bunun üstüne arapçaya vakıf olup klasik eserlerin birçoğunu direk okuyabilmesi çok önemli bir husus. Zira kendisi bu yollardan geçmemiş olan geçen kadar derde deva olamaz diye düşünüyorum. Üstelik kullandığı dil açısından  gençlere yaklaşması da bir hayli önemli çünkü insanlar zaten bu coğrafyanın bir getirisi olaraktan klasik din diline zaten aşina ancak internet, çağ ve gençlik üçgeninde yepyeni bir dil ve muhatap sorunumuz var artık. Bunu da aşabilmesi en kıymetli yönlerinden. Asıl branşı tıp olmasından ötürü hem fenni ilimlerde hem de İslami ilimlerde bu kadar birikim yapması da gençleri kendisine çeken bir başka yönü. Bu sorgulamalara başladığım zamanlardan itibaren belki binden fazla insanın görüşünü okumuş takip etmişimdir. Bunların içerisinde bir kısmı -belki çoğunluğu diyebiliriz- cevap verme iddiası altında aşağılık psikolojisine girip kendi değerlerinden taviz vermiş kişiler. Sırf karşı taraf öyle düşünmesin diye verilen tavizler en çok da o kişilerin kendisini ve takipçi kitlesini sürekli savunma pozisyonunda bıraktığından mütevellit bir yerden sonra ezik bir durumda görünmesine sebep olmuşlardır. Altay abinin belki de en sevdiğim yönü de tam burda ortaya çıkıyor. Gelenekten kopmadan ancak yeniyi de yakalaması benim gibi birçok kişiyi bu eziklik psikolojisinden çıkardı. Bu şekil bir girizgah yaptıktan sonra biraz da incelemesini yapacağım eseri tanıtayım. Kitap Altay abinin ikinci kitabı. Geçen yıl yine bu sıralar çıkan ilk kitabı olan Peygamberliğin ispatı kitabı kendine has metoduyla baya rağbet gördü. Şimdiden 5. Baskıyı geçmesi oldukça sevindirici bir gelişme. Bu kitabındaki bazı noktaları daha iyi anlamak için ilkin o kitabı okuduktan sonra bu kitabı okumanızı öneririm. Kitaptaki cevaplanan sekiz sorunun birçoğu daha önce youtubedaki videolarında zaten cevap verdiği sorulardan müteşekkil ancak verilen örneklemeler daha fazla olduğu için akılda daha fazla yer ediniyor. Kitapta sorulan sorulara Altay abi tıpkı eski kelam kitaplarımızdaki gibi 'eğer muhtabımız derse ki' ile başlayan soru kalıbıyla soruyu daha da zorlaştırıp cevaplamayı bir üst seviyeye taşıyor üstelik. Gayrimüslimlerin İslama yönelttiği itirazlara verilen cevaplarla ilgili bir sürü kitap var aslında piyasada. Ama diğer kitapları incelediğinizde cevapların kısa tutulduğunu fark edeceksiniz. Önceki yazarlar kitap hacminin genişlemesi kitabının okunurluluğunu azaltır düşüncesiyle yazıldıklarından bazen sorulara yeterli cevap verilemiyordu maalesef. Önsöz de bu durumu şu şekilde anlatıyor Altay abi : "Zamanında bu soruları sormuş birisi olarak bu sorulara yeterli çeşitlilik ve derinlikte cevap içeren bir literatürün Türkçede maalesef henüz layığıyla oluşmadığı söylenebilir. Özellikle cevaplarda olması gereken derinlik sıklıkla ihmal edilmektedir. Gerek görsel platformlarda gerekse yazılı eserlerde ortaya konulan cevaplarda 'gençler uzun şeyleri dinlemez, okumaz' yanılgısı, cevapların kısa tutulmasına ve tatmin ediciliğnin düşmesine sebep olmaktadır. Oysa insan dert edindiği şeyle ilgili tatmin edici yanıta ulaşmayı sever. Zaten dert edinemeyenin kafası içine bilgi boca edilemez. O halde, karşımızda bu soruların cevaplarını merak eden ve tatmin edici bilgiye ulaşmak isteyen birisi oturuyormuş gibi konuşmak gerekmektedir. Bu eserde her soruya 2 sayfalık bir yanıtla 100 soruya 200 sayfada cevap verilmeye çalışılmamasının sebebi budur. " diye aktarıyor. Soru sayısı çok fazla, cevaplar da uzun ve doyurucu bir şekilde verilmeye çalışıldığı için bunun tek esere sığması mümkün değil bu yüzden kitap seri halide çıkacak. Kitabın seri halinde çıkmasının nedenlerini şu şekilde sıralıyor yazarımız : " 1 - Eser hacminin çok uzun olması okunabilirliğimi azaltacaktır 2-Artan hacim eserin fiyatını artırarak insanların ulaşımını zorlaştıracaktır. 3-Bu soruların tamamı ilgisini çekmeyen, sadece birkaç tanesini merek eden okuyucular için ilgili konunun bulunduğu eseri alması yeterli olacaktır. 4-Soruların bir kısmı şu anki bilgi düzeyim ile cevaplamak istemediğim konular. Zira bazı sorular öyle fazla sayıda faktörden etkileniyor ki pek çok alanda ciddi bilgi istemekte. Belki birkaç ktwnı hazırladıktan sonra Allah ömür verirse 10 15 sene sonra bile seriye yeni bir kitap olarak ilave edebiliriz.... " Önsöz kısmında ayrıca Sorgulayan Gayrimüslime Tavsiyeler başlıklı bir bölüm de var gayrimüslim gençlere adeta sorgulama usülü niteliğinde. Önsözün hemen ardından gelen Bir Din Nasıl Çütütülür adlı bölüm kitaptaki en önemli bölüm sanırım. Günümüzde forumlarda yaptığı eleştiri ve sorgulamalarla İslamı veyahut diğer dinleri çütüttüğünü iddia eden kişilere 'sahiden çürütebildiniz mi, çürütmeniz için hangi şartlar gerekiyor, çürütme kriterlerini' sunuyor. Bu kısım kitabın omurgasını oluşturan kısım. Kitaptaki soruların cevaplarında yer yer bu kısma atıf yapılması bu yüzden. Bu kısımdan sonra kitaptaki soruların cevaplanmasına geçiyor sıra. Bu seride 8 tane soru yanıtlanmaya çalışıldı bu sorular : İslam doğru din ise İslam coğrafyası neden kötü durumda, Kuranda gramer hatası var mı, Peygamber neden evlatlığının hanımıyla evlendi, Dinler yok olacak mı, Evren kaotik midir düzenli midir, Neden bütün peygamberler Ortadoğu'dan, Şeytan ayetleri kitabı ve Garanik kıssası, Mürted öldürülür mü? Soruların cevaplarını daha önce birçok yerden araştırıp tatmin olmama rağmen bu kitapta faklı bir bakış açısıyla bilgilerimi pekiştirebildiğimi söyleyebilirim. Umarım bu seri samimi arayışta bulunan kişilerin karşısına çıkar ve nasiplenirler. Siz de çevrenizde kafası karışık olan eş dost arkadaşlara önce peygamberliğin ispatı daha sonra da bu seriyi gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirsiniz. İnsanların hidayetine vesile olmamız için bizler de bu tarz eserleri sık sık okumalı ve kendimizi bu sorulara hazır bir şekilde muhatabımıza alnımız dik bir şekilde cevap verebilmeliyiz bir Müslüman olarak. Rasulullah ne de güzel ifade etmiş "Allah'a yemin ederim ki, senin sayende Allah'ın bir tek kişiye hidayet vermesi senin için, kırmızı develerin olmasından daha hayırlıdır.” " Rabbimiz, bizi doğru yola sevk ettikten sonra kalplerimizi saptırma ve kendi katından bize rahmet bağışla, şüphe yok ki sen, fazlasıyla bağışlayansın" Velhamdülillahirabbilalemin
Muhtelif 1
Muhtelif 1Altay Cem Meriç · İnsan Yayınları · 2023442 okunma
··2 alıntı·
2.825 görüntüleme
pârsekci okurunun profil resmi
Okuma yazmaya başladığın zamandan baslasaydin bra böyle kısa olmuş, işte okumayı şöyle öğrendim kırmızı kurdele anısı falan sonra yavaş yavaş Altay abiye gelirdin ben sevmedim bu şekil kısa öz olmuş kendinden bir şey katmamissin
Bu yorum görüntülenemiyor
Rabia okurunun profil resmi
Sen beklentiyi yüksek tutma dediğin için öyle yapmıştım ama kaç gündür i̇ncelemenin övüldüğü kadar varmış, abartmıyorlarmış :) İnceleme yazan kişi salt kitabı tanıtmayıp kendi hayatından kesitlerle, duygularla yazınca daha bir güzel oluyor yazılanlar iyiki öyle başlamışsın :) Her bir satırına cümlesine yorum yapmak ve altına imzamı atmak istiyorum ama o kadarını buraya sığdıramayacağım için ben de birkaç yeri ayriyeten belirteyim. Bilgi edinme konusunda tüm yazdıkların, Altay Cem Meriç'in insanları eziklik psikolojisinden çıkarması ve özellikle sonlarda yazdığın yeterli ve derinlikli cevaplar içeren literatür eksikliği. Bazı kitaplara bakıyorum, hakkında yeni bir kitap yazılacak kadar çetrefilli bir konuyu yalın ve sade olması için iki sayfada özetliyor. Ancak insanı tatmin eden bir cevap olmuyor. Bu tarz sorularda gençler zaten okumuyor/anlamıyor gibi yanlış bir düşünce ile kısa ve çok basit bir dille cevap verme yoluna gidiliyor ama kesinlikle tam tersi olması gerekiyor. Bu kitap inşallah bu noktada güzel bir başlangıç olur. Eline, kalemine sağlık. Bir tıpçı ve ilahiyat alanına ilgisi olan birisi olarak seni de inşallah ilerleyen yıllarda bu alanlarda göreceğiz :)
SİKLOPENTANOPERHİDROFENANTREN okurunun profil resmi
Bu ne güzel yorumdur yahu, dediklerine katılmakla birlikte Allah razı olsun senden diyorum :))
uçuşan bir kağıt parçası okurunun profil resmi
Enfes bir inceleme okudum. Kitabın hakkını verdiğin için yazdığın her bir harf, senin günah defterindeki haneni azaltsın inşaallah. İçime sinen şeyleri okumayı seviyorum bitmesini istemedim. Inceleme yazabilenler yazmalı abi bu şölenden bizi mahrum etmemeli. Gardaşım benim gururlandım jsjsbshakajaaj helal olsun beee ağlayacağım çok duygulandım. 🥺🔪
1 önceki yanıtı göster
SİKLOPENTANOPERHİDROFENANTREN okurunun profil resmi
Ahahsjshdjsjd abartmayalım inşallah, thanks efendim bu cümleleri duymak sevindiriyor jdjdjd benden yazar falan olmaz yoksa kafayı yerim bu inceleme için çektiğim çileyi görsen bir fjdjdjdjdjd
5 sonraki yanıtı göster
Akustik kedi okurunun profil resmi
Geçen Altay Cem Meriç diye biri bu kitabı tanıtıyordu, çok objektifti gerçekten bayıldım :)) şaka bir yana doktor bey başından beri iyi bir gözlemci ve araştırmacı. Noksanlıklar vardı giderilmesi gereken ve öylece duruyorlardı uzun zamandır. Elini taşın altına koyabilmiş olması bile taktire şayan ki kitapları gerçekten başarılı.
SİKLOPENTANOPERHİDROFENANTREN okurunun profil resmi
Kesinlikle öyle, Mevla yardımcısı olsun
Mahmut okurunun profil resmi
ve ahiru davana enil hamdülillahi rabbil alemin dicektin abi yanlış olmuş 😂
Emilyovaa okurunun profil resmi
Bu kitap için daha güzel bir inceleme gelir mi hiç sanmam:) incelemesini yazmak istediğim ama incelemesini yazmayı hak ettiğimi düşünmediğim bir kitabın incelemesini eksikliklerime rağmen yazıp, paylaştım. Bunun yapmamın arkasındaki neden ise Acm fanı olmanın verdiği sorumluluk duygusundan. İncelemenizi okuduktan sonra fanlığımı da sorgulamadım değil :)
SİKLOPENTANOPERHİDROFENANTREN okurunun profil resmi
Ahahaha sizi kadın fan kolları başkanı ilan ediyorum ben erkek kısmıyla ilgilenirim, ben incelemenizi okumaya gideyim inşallah
2 sonraki yanıtı göster
Kübra Şen okurunun profil resmi
Bizlere iç aleminizden bahsederek kitap incelemesinde bulunmanız çok kıymetli. Allah razı olsun.
SİKLOPENTANOPERHİDROFENANTREN okurunun profil resmi
Beğenmenize çok sevindim, sizden de inşallah
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.