Gönderi

Yabancı
Beni zaman nehrine istemeden atan kim, zamanı bana katan kim? Ben kime sorayım kendimi neredeyim,kimim diye. Bir bilinmezin,tahmin edilemezin içindeyim ne yana dönsem tanıdık bir şey yok. Yabancıyım olana,olacak olana nasıl bir varlıkta buldumsa kendimi,kendimde yabancı.Koymuşlar bir bedene işte bu sensin demişler başka bir şey yok,bedenim ağır geliyor ruhuma,dışarı taşma fikrinden alamıyor kendini. Dışarıda ne olduğundan haberi yok. Hiçlik işte dışarısı. Tamda bu yabancılaşma kendinden soyutlanma ihtiyacı kişinin anlamlı bir şey bulamadığını gösterir. Anlam göründüğü kadar kolay bulunan bir şey değildir. Anlamsızlaşan her şey kendini bilinmezin,hiçliğin ortasında bulur. Bu zamanlar insanın en savunmasız anları,hata yapabilir dönemleri o yüzden atalet çöker üstüne,üstüne oturur bir şeyin,koltuk diyelim, günlerce orda dururda durur sonra bir ışık yanar hiç bir şeyi tanımıyorsanız ne yaparsınız? Tanışırsınız,tanışmaya hevesli kişiler genelde sizi olduğunuzdan daha yabancı halde bırakacak kişilerdir gerçek tanışılması gereken kişiler tanışmaya hevesli olmayan kişilerdir. Hayat iki zaman arasında oynamaktır bir bize katılan diğeri ise bizim katıldığımız ama zamanda neler yaparsak yapalım çocukça yıkarız yaptıklarımızı. Yıkarken yaparken zevk aldığımızdan daha çok zevk alırız çünkü yapmak yıkmaktan daha zordur,kolayı zevklidir. Bir gün son gelecek her şeyin sonu hiçlik her zaman kazanmalı ki mükemmellik göstersin kendini görecek kimse olmasada.Bazı bazı düşünürüm; hiç olsaydım nasıl olurdu diye bunu o zaman söyleyemem çünkü var değilim şuan bunu hayal ederim elbette ama yaşayamam varlığın paradoksunda hiç olunca var olmadığından nasıl bir şey olduğunu hiçliğimi yaşayamam. Bu nasıl bir bulantı kendime gelemiyorum,kendim nerde ki... Bu aşamada bütün bilinenleri yeniden tanımlamak,yeni anlamlar yüklemek olacak bu anlamı bulamayınca hiçlik... Durum bu iken sorulması gereken kimim,neredeyim,ne zamandayım sorularının cevabı benliğin temel yabancılığını ortandan kaldırabilir. Olumlu noktadan ilerlersek bilinçli bir yabancılaşma beni tanıma,tanımlama fırsatıdır. Bütün olagelen her şeyi yıkıp yeniden kendimizce tanım yapmalıyız. Tanımlama sonucunda varılan yer ile ilk başta ki varmak istediğimiz yerin arasında ne kadar fark varsa o kadar yabancılığımız devam eder. Diyebilirim hedef ve gelinen yer arasında olan fark kapanır diye düşünmek yanlış olur çünkü tam hedefe varan kişi yoktur elimizden gelenin en iyisi varılmak istenen noktanın yanına yaklaşamaz. Neden böyle aslında hayatı hayat yapan eksik olmasıdır tam,mükemmel olan bir şey hayat olamaz kabullenip hayatımıza devam etme cesareti göstermeliyiz kabul etmeyenlerin çıkış yolu intihar etmektir. İntihar insan için her zaman baş ucunda duran istediği an ulaşabileceği,hiç bir güç tarafından elinden alinamayacak en doğal hakdır. Aklımız,bilinebilirliklerin hepsini bilebilir olsada limitleri,kavrayamayacağı sınırlar vardır. Kavramalarımız esnasında geçen zaman aklımızın limitlerinin ne kadar olduğunu göstersede bu zaman uzadıkça normal insan olmaktan çıkar kendimiz yada başka bir şey oluruz. Bu şey ne kendi olabilir nede kendiliğinden olan şeylere uyum sağlaya bilir. Bu eşik delirme eşiğidir kişi bu noktada geri dönemez ileri gitmeyede korkar öylece kalır eşikten çok az kişi ileriye gitmiştir. Geriye kalan kişilerin bazıları eşikte ömrünü bitirir kalanı kendiliğinden olana döner uyumsuz olarak devam eder hayatına. Güzel okumalar.😌
Fatih Aygören
Fatih Aygören
·
101 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.