Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Gün oldu kelimeler ateş, kelimeler can yongası oldu
Fotoğraftakiler ninem ve dedem Rabbim Rahmet eylesin birbirlerine kelimelerle bağlandılar çok güzel sevdiler birbirlerini ve çok güzel yaşadılar dillerinden son saatlerine kadar kelimeleri düşürmediler Kur’an aynen şöyle der: “Rabbi İbrahim’i kelimelerle sınayıp o da bu sınavı tamamladığında?” Hz. İbrahim’in ateşe atılması, babasıyla sınanması, vatanından bir daha dönmemek üzere ayrılması, çocuksuzlukla sınanması, karısıyla sınanması? Bütün bunlar hep “kelimelerle sınanmak” cümlesindendi. Tıpkı kelime gibi yürekte iz bırakıcıydı. Tıpkı kelime’nin türetildiği kök olan “kelm” gibi “bir yara izi” kadar kalıcıydı. Öyle kalıcı bir iz ki, binlerce yılın rüzgârı bu izi aşındıramadı. Hep canlı, hep taze kaldı. “Söze karnım tok” diyen, söz kıymeti bilmez nadanları sevmem. İnsanı kelimelerin doyurduğu kadar hiçbir şeyin doyurmadığına inanırım. Yürek açlığını, zihin açlığını hangi sofra bastırır ki? Kur’an’ın kızı Fatıma değirmen çekmekten kabarıp su toplamış avuçlarını kocası Ali’ye gösteriyor. Müşfik koca “Babana müracaat etmenin tam sırası” diyor, “Hayber’den gelenler arasından belki bir yardımcı da sana düşer!” “Babasının anası” derhal alemlere rahmet olanın kapısına varıyor ve halini arz ediyor. Aldığı cevap, ancak kelimelerin kadrini kendisi kadar kimsenin bilemeyeceği birinin ağzından dökülecek cinsten: “Kızım, ben onları Suffe ehli için ayırdım, veremem. Fakat size ondan daha hayırlısını vereyim. Şu şu vakitlerde deyiniz ki: Sübhanallah, elhamdülillah, allahuekber?” Babasının anası, can paresi “Söz karın mı doyurur” demiyor. Aksine sevinerek dönüyor. Kelimelerin gücüne inanıyor. Hz. Ali diyor ki: “O kelimeleri ömrüm boyu terk etmedim”. Oradaki biri ölüm-kalım gününe işaret ederek “Sıffin gününde de mi?” diyor. Aldığı cevap kelimelerin kadrini bilen birinin cevabı: “Vallahi Sıffin gününde de terk etmedim!”
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.