Orijinali 2005 yılında basılan eser, Artemis Yayınları Eylül 2010 tarihinde Barbaros Bostan’ın tercümesi ile 384 sayfalık bir kitap halinde dilimize kazandırılmış. Gerek tercüme de gerekse baskı da beni rahatsız eden bir yön olmadı. Terminolojide, özellikle de bir macera romanında ender görülen teknik konularda ve genel akışta bir zorlama fark etmedim. “Tarih öncesine ait” adeta mistik bir konum kazanmış bu konuyu irdeleyen bir macera romanı için sorun yaratmadan okunuyor. Kitap başından sonuna kadar Antarktika’da geçiyor. Uluslararası kanunlara göre yasak olmasına rağmen ABD’ne ait gizli bir üssün büyük bir kısmı ve burada çalışan bilim adamlarının bir kısmı deprem sonucu açılan yarıkta kaybolur. Yakında bekleyen bir Amerikan uçak gemisi grubundan yola çıkan özel kuvvetler kurtarma çalışmalarına başlarken, işin içine Vatikan ve bizzat Papa ile onun yolladığı çevreci Dr. Serena Serghetti de girer. Bu esnada, Peru'da arkeolog Dr. Conrad Yeats, Amerikan Gizli Güçleri tarafından neredeyse zorla Antarktika’ya doğru seyahate zorlanır. ABD’ye ait üç casus uydu kaybolurken, Kuzey Kutbu'nda dört büyük fırtına oluştuğunu bildirilir. Papa’ya göre tüm bunlar kıyamet belirtisidir. .. Bizim nesil, (İnternet öncesi!) açısından bu konular gizemli ve akademik “tarih dışı” olduğundan azımsanmayacak bir okuyucu sayısına hitap ederdi. Bu konuda yazanlar arasından Charles Berlitz küresel bir ün kazanmış ve kitaplarının çoğu dilimize çevrilmiştir. Yalnız Berlitz’i okuyanlar için bir not düşmek isterim; bu eser inceleme değil, bazı gerçek ve iddialardan yola çıkarak yazılmış bir macera romanı. Atlantis konusunu irdeleyen birçok kitapta karşımıza çıkan Piri Reis haritası veya “Atlantis”’in aslında Platon’un yarattığı bir efsane olabileceği noktalarına değinildiği gibi, Antartika’nın altında yatan bir yanardağ ve Mısır piramitleri de kitaba dâhil edilmiş. Atlantis bir efsane mi yoksa “tarih öncesi” dönem olarak isimlendirilen geçmişimize ait bir gerçek mi, hala bilmiyoruz. “Tarih yazımı” adı verilen bilim dalının kuralları içerisinde de sanırım, bu mümkün olmayacak. Yine de konu hakkında yazılan çok sayıda kitabın varlığı ve okuyucu kitlesi, belirli aralıklarda olsa, gündemi meşgul ediyor. Bu kitap bir macera romanı olduğu için, herhangi bir noktayı kanıtlama iddiası olmadan yazılmış, rahat ve hızla okunan bir eser, Clive Cussler’ın da dediği gibi. Ancak, yazar hem diğerlerinden bir fark yaratmak hem de kendi düşünce ve konu hakkında ki inançlarını vurgulamak için kitabın bir çok bölümüne tarihsel ve bilimsel ipuçları yerleştirmiş. Bilhassa o bölümleri biraz yavaş okumak gerekiyor ve bazen de İnternette araştırma gereği doğuyor. Kitabın kapağında, macera romanı yazarı olarak son 30 yılın en üretken ismi Clive Cussler’ın, “Gerçek bir kovalamaca” yorumunu görünce, zaten her zaman ilgimi çeken tarihi ve spekülatif bir konuyu irdeleyen bu macera romanını aldım. 13 yıllık geçmişine rağmen “yeni” bir kitap kondüsyonunda olması ve fiyatının da 5.- TL olması, şaka değil, önemli bir rol oynadı. Her ne kadar Clive Cussler övse de, ben sadece deniz kenarında, bazı bölümleri de sabırla okunması gereken, bir eser olduğunu vurgulamak isterim.

Atlantis YükseliyorThomas Greanias · Artemis Yayınları · 201020 okunma

·

43 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Fehmi Ardalı