Video: youtu.be/WZ-jl7bpQf0
Tasmalı Güvercin.
Cemil Kavukçu'dan okuduğum ilk kitap.
Tasmalı Güvercin, müstakil öykülerden oluşan, 100 sayfalık bir öykü kitabıdır.
Tasmalı Güvercin'de; Kavukçu, okurunu köylerde, kasabalarda dolaştırıyor. İnsan hayatlarından sunduğu çeşitli kesitlerle son derece canlı görüntüleri okurun hayal dünyasına bırakmayı da ihmal etmeyen yazarın solgun olarak bilinen renkli dünyalardaki insan manzaraları, gerçekçi olduğu kadar da ilgi çekici olarak ortaya konuyor.
İki bölümden oluşan kitapta bölümler içindeki öykülerin kendi içinde tutarlı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Çeşitli iletişim problemleri, kültürel çatışmalar, travmalar ile örülen öykülerdeki samimiyet, bulutsuz bir gökyüzünün kuşlara davetiye çıkarması gibi okura davetiye çıkarıyor.
Kitaptan bazı alıntılar:
Ağaçların da insanlar gibi üzüldüğünü, acı çektiğini bilirmiş ama konuşabileceğini söyleseler dünyada inanmazmış (22).
Yaşamda bedeli ödenen acıların bıraktığı çizgilerden hiçbiri oluşmamıştı yüzünde (25).
Ona sunulanları öylesine doğal karşılardı ki kimseye bir teşekkür borcu olduğunu düşünmezdi (26).
Ortada gülünecek bir şey oktu ama hepimiz gülmüştük (28).
Kuş mu adamı gezdiriyordu adam mı kuşu; kuş mu boynundan tasmalıydı, adam mı elinden kuşa bağlıydı, belli değildi (29).
Bir kuşun minicik kalbini çok büyük kırdığını bilmiyormuş tabii.
Anlaşılamamak bu işte (31).
Hata, bir kez mi yapılırdı (31).
Herkese, her şeye tepkiliymiş gibi bir duruşu vardı (34).
Bunlar böyleydi işte, başları sıkışınca uygun bir maske buluveriyorlardı. Güç durumda olduğunu söyleyen ya da hissettiren bir kadının yardımına hangi erkek koşmazdı ki (34).
Eyleme geçmesi için o konunun önce kafasında olgunlaşması gerekiyordu (63).
Sokak köpeklerindeki hüzün ve yaşamın gizemini çözmüş gibi duran bilgelik hep etkilemiştir beni (67).
Bize, aşılamaz olduğu öğretilen, bugüne dek kimsenin aşamadığı, aştığını sananların mahvolduğu duvarların içinde yaşıyorduk. O ise çıkmak istiyor, asıl felaketin burada yaşamak olduğunu söylüyordu. Bir gün, kimseye haber vermeden kaçar gibi gitmişti. Duyunca sarsılmıştım. Gidişi değil, buradan gidilebileceğini anlamam çökertmişti beni. Bir kez daha anlamıştım ki, yaşam güçlüler içindi (70).
Dudaklarında sana yabancı bir gülümseme var (97).
İyi kitap okumak herkesin hakkı! Okuyun, asla pişman olmazsınız. :)