Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

açtık çok açtık çok çok açtık ekmek istedik kadın istedik tanrı İstedik ve oturup ağladık niye ve niye hiç görmemiş gibi sanki oturup hep birlikte ağladık ona şaşıyorum ona şaşıyorum biz sanki hiç ekmek görmedik yemek için hadi hiç görmedik diyelim / çok doğru / sanki hiçbir şey de mi yemedik bak biz helva yedik güneşe karşı / şapka alıcak paramız yoktu / helva yedik sonra güneş yedik yüz derece sıcaklıkta şart değildi biliyorum güneş yememiz güneş onlarındı biz hırsızız hem valla hem billa biz toprak yiyorduk o zamanlar katık olsun diye güneşi de yedik yüz derece sıcaklıkta hırsızız valla bak biz daha neler yedik inanamıycaksınız ama hem valla hem billa eylüllerden tutun da nisanlara kadar göğün saralı günlerinde yağan yağmurlarda ve de vıcık vıcık çamurlarda ve de dizboyu karlarda ve de en bi fena havalarda / biliyorum inanmıyacaksınız ama / ayaz yedik soğuk yedik hem valla hem billa yağmur yedik çamur yedik kar yedik ve de eylüllerden nisanlara kadar umut yedik umut yedik memetler gibi hadi hadi söyletmeyin biz daha neler yedik yüzüne tükürülmez adamlardan tekme yedik valla çelme yedik tokat yedik alışkınız acımayın bize o yüzüne tükürülmez adamlar var ya onlar bile hep bizden yediler yediler kollarımızı ellerimizi tırnaklarımızı yediler gücümüzü terlerimizi güç deyip ter deyip önemsemeyin bizim günboyu kullandığımız şeyler ama biz yiyemedik oh deyip kollarımızı ellerimizi tırnaklarımızı ve de gücümüzü terlerimizi hadi hadi biz daha neler yedik ot yedik et yedik bok yedik/ açtık çok açtık çok açtık kadın istedik tanrı istedik ve oturup ağladık niye ve niye hiç görmemiş gibi sanki oturup hep birlikte ağladık ona şaşıyorum ona aşıyorum biz sanki hiç kadın görmedik biz galiba hiç kadın görmedik / çok doğru / biz iş gördük güç gördük kadın görmedik zaman mı bulamadık ne/ biz kadın görmedik ve bir kadın aldık çarşıdan birşeyler umarak kadın dediler soy dediler soyduk giysilerini soyduk kadının ve şeylerini ve salt kadın dediler salt kadındı şimdi o salt erkek bekliyordu şimdi biz salt erkeğiz salt erkeğiz ve çok açız dayanamadık soymayı sürdürdük kadını gözlerimizle ve soyduk giysilerini kadının ve şeylerini ve soyduk saçlarını dudaklarını ve gözlerini tardıeu gibi ve soyduk birşeyler umarak derilerini etlerini ama hep birşeyler umarak soyduk herşeylerini ne çıktı karşımıza biliyor musunuz sonunda salt kadın yerine salt kemik ve kemikler arasında kirli bir yürek çirkin korkunç bir iskelet oysa hep başka düşlemiştik kadını en iyi en güzel ve sıcacık ve de temiz yürekli / yani kadın yani kadın / biz çok açtık kadın istedik yani kadın yani sevgi yani aşk ama en iyi en güzel ve sıcacık ve de temiz yürekli yani kadın açtık çok açtık çok çok açtık tanrı istedik ve oturup ağladık niye ve niye hiç görmemiş gibi sanki oturup hep birlikte ağladık ona şaşıyorum ona şaşıyorum biz sanki hiç tanrı görmedik hadi hiç görmedik diyelim / çok doğru/ tanrı da mı hiç görmedi bizi hep bilinen şeyler gibi yinelemek ama yalnız yinelemek hep yinelemek hep umarsız -sen n’apıyorsun orda sen n’apıyorsun -hiç sigara kutusu topluyorum yerden yakıcam -bak bir odun düştü arabadan alsana -yok onu öteki alsın o çok yoksul -kamyona geleyim mi abi kamyona iyi taş taşırım -beş liradan fazla vermem bak hava cok soğuk – manton yok mu senin bu kış kıyamette -hırkam eski biraz ama olsun yündür tutar gene çıplaklıktan iyidir -bu adam deli mi ne yırtık gömlekle bu soğukta -ben karı iki beş de çocuk yedi bir de tanrı sekiz kim ısıtacak bizi kim doyuracak bizi -‘inandığımız tanrı -da- yalnız bıraktı bizi’ bağışlatıcı olmuyor ey bagışlatıcı olmuyor bilmem nerelerdeki özgürlük şarkıları bizim özgürlüğümüzü bunca kısıtlamışken tutsaklığımızı sürdürürken ezerken ezdirirken kurdukları düzende kayırdıkları güçlere kayırdıkları güçlere sanki biz insan değiliz gökyüzüne uzanmaktan yoruldu ellerimiz ne isteriz ne isteriz bilseniz bilseniz inanca karşı gelmek ne zor bilseniz ekmek yemek su içmek ne zor bilseniz mutluluk ah mutluluk mutluluk çok ötelerde şimdi nedensiz isteksizliğiyle vermekten kaçındığı bizlere bizlere yani kendi yarattığına / ne gülünç kendi yarattığına / mutluluk çok büyük ve çok ötelerde şimdi tanrı kadar ulaşılmaz bir ulaşsam bir ulaşsam yok mu ya bir ulaşsam kimselere bırakmıycam kimselere bırakmıycam ama gücüm ama gücüm ama gücüm kısıtlı valla bıktık billa bıktık yaşamaktan ben insanım dedik günahkâr olduk ben tanrıyım dedik günahkâr olduk ben günahkârım valla ben günahkârım valla ve de tüm günahlarını insanların topladım omuzlarıma/ ben günahkârım valla bir hafifledim bir hafifledim ki sormayın günâhlar ne hafif şeyler öyle ve de ne güzel ben hep tanrıyı düşündüm tanrıyı sevdim ben hep tanrının dediğini yaptım günahkâr değilim baktım hiç düşünmedi tanrı beni hiç sevmedi baktım tanrı hiç yapmadı dediğimi töbe töbe ben günahkârım valla kaynattım üç tencerede üç ayrı aşı ekmeği kadına kadını tanrıya tanrıyı ekmeğe üleştirdim Arkadaş Zekai özger
·
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.