Gönderi

gaz lambası
Dün gece gaz lambasının ışığında aşina kelimeler aradım. Ayın parlaklığını bastıran kelimeler, eski bir lügatin sayfaları arasında paslı bir ışıkla aydınlanıyordu sanki. Lambanın içinde yanan gaz yağı değil, eski asırların, kadim hikâyelerin, eskimeyen acıların, tükenmeyen ümitlerin, ağır sessizliklerin, bitmeyen yolların, ölü şairlerin, melali anlamayan gençlerin varlığıydı sanki. Her insan kendi yanışını görebilirdi gaz lambasının varlıkla yokluk arasında titreyen alevinde. Her insan bir şule katabilirdi hatıralarından, her insan içinde yangınlar yaratabilirdi sessiz bir şerarenin metafizik yorgunluğundan. Her insan gaz lambasının aleviyle yokluk rezonansına girebilir, her insan yokluğun hazzını gaz lambası ile tadabilirdi. Hem ışık hem gölge demekmiş gaz lambası... Bir de çocukluğum... Kokusu bile beni yıllar öncesine götürdü, belki bu yüzden tatil dönüşü memleketten dönerken satın aldım bu gaz lambasını. İlk defa bu kadar uzun yaktım, karşısında oturdum usul usul is tutuşunu izlerken yükselip alçalan alevin tercümesini yapmaya çalıştım kendime. Aklıma Abdurrahim Karakoç geldi. Lambada titreyen alevin üşüdüğü hikayeyi hatırladım. Böyle bir gaz lambasının karşısında aşk şiiri yazmaya niyetlenen şairin kağıda yazılmayan aczini... Aşk kağıda yazılmıyor derken âteşîn cümleler kullanmayı nasıl da bilmişti... Işıkla ve gölgelerle örülü çocukluğumun bir yanı. Soğuk yayla gecelerinde babannem sabah namazı için bizi kaldırdığında ilk duyduğum şey gaz lambasının kokusuydu. Soğuk suyla kendime geldiğimde, seccadenin önüne yerleşen gaz lambası zifiri karanlığın içinde ışıkla oyulmuş bir mihrab gibi parıldardı. Kendim duyacağım kadar kısık sesle okurken, karanlığın içinde sıcak yatağı geride bırakmış olmanın gururu gönlümü okşardı. Şimdi geriye dönüp baktığımda gaz lambasının orada bir yerde ben fark etmesem de içime işlediğini fark ediyorum. Gecenin karanlığı içinde gaz lambasının kokusu, esneyen taban tahtalarının gıcırtısı ve odun sobasının bir kasideyi andıran iniltisi. Ateşin yakıcılığına mukabil gölgenin serinliği... Tekrar gelmeyecek günlerin sızısını da hatırlıyorum gaz lambasıbdaki alevin avuçlarındaki çizgilerde. Gaz lambasının ışığında gâîb kelimeler aradım. Sonra sözlük açtım güzel bir terkip bulabilmek için. Telve kelimesi geldi önüme, gülümsedim. Lambanın isli camında mazinin telvesini gördüm sanki....
·
144 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.