Gönderi

·
Puan vermedi
Ekmek Şarap Sen ve Ben
Modern İran Edebiyatının babası modern öykücülüğün öncüsü, Doğunun Kafkası , hikâyeci, romancı, halkbilimci, oyun yazarı, denemeci, araştırmacı, çevirmen ve ressam olan Sâdık Hidayet Farsçayı Çağdaş Edebiyat alanına sokan ilk isimdir. Hem Doğu hem Batı etkisinde kalan Sâdık Hidâyet, eserlerini Farsça’ya çevirdiği Çehov Anton Pavloviç ve Franz Kafka’nın yanı sıra Edgar Allan Poe, Guy de Maupassant ve Dostoyevski’den etkilenmiştir. Doğu’da ise hikmet dolu veciz rubâîlerini okuduğu Ömer Hayyâm’ı geçmişin en sevilen ve sözü en ölçülü şairi olarak kabul etmiştir. Kerelerce intihara kalkışan Hidayet sonunda bunu başarmıştır ne yazık ki, Sadık Hidayet’in ölümünü çok yakın arkadaşı şu şekilde anlatır; Paris’te iken günler süren hava gazlı bir ev arayışı oldu. Nihayet aradığı evi bulmuştu. 9 Nisan 1951 tarihinde evine kapandı. Havanın çıkacağı tüm delikleri kapattı ve gaz musluğunu sonuna kadar açtı. Bir gün sonra ziyarete gelen arkadaşı onu mutfakta yerde yatarken buldu. Kafka gibi ölmeden önce eserlerini yakmıştı ve bunlarda kül olmuş şekilde yanı başında duruyordu. Sadık Hidayet bu intiharı için çok güzel giyinmiş ve traş olmuştu. Cebinde de parası vardı. Sadık Hidayet Türkiye’de ilk kez “Üç Damla Kan” öyküsüyle okurla buluşmuştur. Bu öykü, Varlık dergisinin 1 Aralık 1957 tarihli sayısında yayımlanmıştır. Sadık Hidayet’in Türkiye’de gerçek anlamda tanınmasındaki en büyük katkılardan birini ise Behçet Necatigil yapmıştır. İlk olarak “Sahipsiz Köpek” adlı eserini, sonrasındaysa “Kör Baykuş” romanını Türkçe’ye çevirmiştir. Milliyet Sanat Dergisi’nin 1978 yılında yayımlanan  “Türkçede Çağdaş İran Edebiyatı ve Doğumunun 75. Yılında Sadık Hidayet” adlı yazısının sonundaysa “Ben, Sadık Hidayet’i Türkçe’deki iki hikayesi ve tek romanı Kör Baykuş’la sevdim. Vakti gelse de başka hikayeleri ve masalları da çevrilse, diyorum. Çünkü Hidayet, benim için, devletlerin, rejimlerin sınırları içinde edebiyatın bağımsız ve yıkılmaz cumhuriyetler olduğunu bir kez daha hatırlatmış, mutsuzluğunda ölümsüz mutluluğa erişmiş sayılı yazarlardan biri oldu” sözleriyle ise Hidayet’in, kendisi ve edebiyat dünyası için önemini vurgulamıştır. Kitabın hemen hemen her satırını çizdim diyebilirim, nasıl bir melankoli nasıl bir ızdırap içini kemiren düşünceler gürûhu hayaller ve gerçekler karmasının iç içe entegre olması, okurken ‘dur bi dakika şuan gerçek mi rüya mı? Biz şuan neredeyiz ‘ diye bol bol geçiriyorsunuz . Kasvetinden yer yer midem bulanmadı değil böyle başımdan kaynar sular dökülmedi de değil … Hidayet sen ne yaşadın sana ne yaptılar be Abi dedim okurken . İsyan bayrağını öyle güzel çekmişsin öyle güzel Ti’ye almışsınki hayatın hiyerarşik sağlamcılığını, adaletsiz iğrenç saplantıları dayanamadığın o saçma sapan yönetim gidişatını . Ser vereyim olsun ama şunada kalem sallayayım diye diye her telden insanı resmen dansettirmişsin. Ah arkadaşlar size kitaptan çok bahsetmek isterim ama Hidayet kısaca Allah hepinizin belasını versin düzeniniz yeriniz yöreniz devrilsin diyip duruyor . Yanlış işleyiş adaletsiz köklenişin karşısında kudurup dönenim üst mercilerini de olasılıkla kudurtuyor . Herkes okumalı demek isterdim ama yürek yemek lazım bu satırların içinden geçmek için .
Kör Baykuş
Kör BaykuşSadık Hidayet · Ayrıntı Yayınları · 201628,6bin okunma
··
1.169 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.