Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

96 syf.
·
Puan vermedi
#Okudum #KitapYorum #BenimKalbimDikdörtgen #TubaAyşeÖzgür #EyobiYayınları #Roman #95Sayfa Merhaba arkadaşlar, Bugün sizlere Eyobi Yayınları'ndan çıkmış olan Tuba Ayşe Özgür'e ait "BENİM KALBİM DİKDÖRTGEN" isimli romanla geldim. İlk sayfada dikdörtgen bir prizma içinde bir kalp resmi var. Sonuçta ismine münhasır bir başlangıç dedim içimden. Okudukça şaşkınlık, biraz kara mizah, biraz marjinal, uçuk kaçık, sıra dışı değişik bir anlatımın hakim olduğunu gördüm. Düşünün kitabın kahramanı Aslı Çerçeve bir sabah uyanıyor kalbi dikdörtgen bir şekilde ayaklarına doğru uzuyor, büyüyor. Burada bir nokta koyup, küçük bir hatırlatmayla ilginçliğin kökenine inmek isterim. Sanki anlaşılması böyle daha kolay olacak. Yoksa konu ve işleyiş havada kalacak gibi. Roman beni aylar önce okuduğum Kafkanın Dönüşüm kitabına götürdü. Samsa bir sabah böcek olarak uyanıyor. Esasen bu şaşkınlık ona özgü değildi. Tuhaf ve garip olan ailesi ve onların bakış açısıydı. Benzer şeylerin, altında yatan psikolojik travmalar, ailesel toplumsal ve sosyolojik olayların tezahürüydü. Yani bana göre her iki kitapta, toplumda yer alan her türlü kalıplaşmış olan bazı fikirlerin aslında yanlış olabileceğini de gösteriyordu. Anlayacağınız, başımıza gelmez, gerçekte ne alaka, olsa olsa masallarda olur dediğimiz şeylerin altında hüzünlerimiz, aile içi şiddet, dışlanma, kabul ve onay açlığı, şüphe, çarpıtma, kaygı, kişilik bozukluğu ve onların yarattığı hastalıklar, toplumsal boşluk ve akla gelebilecek her türlü beyinde kapanmamış yarım, eksik kalmışlık biraz absürt, lirik, mizahi, mantık dışı, hayali ve masalsı anlatımlara, öteki gözüyle itiyor yazarları. Belki işin hakkından gelmek, rahatlamak böyle kolay. Sonra ayakları çalınıp, tahta ayaklarla uyanıyor Aslı. Burada da nasıl yani dediniz? Duydum. Evet evet aynen böyle oluyor. Hatta hastaneye, polise, eski aşkının ayak fetişizmi olduğuna, nalbura kadar gidiyor konu. Hemen durumun açılımı o zaman. "Biyolojik babamın anneme yaptıklarını hatırlıyorum. Bir keresinde öyle dövmüştü ki ayakta duramaz hale gelmişti annem. Ben küçüğüm tabii. Ne o, yeni ayakkabı almışmış... O ayaklarını kıracağım diye yürümüştü üzerine. Kadınların ayakları olmaz çünkü. Adımları sayılmaz. Onlar ya arkada ya geride kalmalılar. Onun kadınlığa geçişi ile benim anneliğe geçişimi yarıştırıyoruz zaman zaman. Ben anneliği yaşamaya hazırlanırken annemi anımsıyor, iyileşmeye çalışıyorum." (say.91) tahta bacakların mizahi ama kalp yorgunluğu konulu anlatım da böyle. Korumacılık, isyan belki de kendince bir çözüm. Ardından memeleri devasa boyuta geliyor Aslı'nın. Bilin bakalım ne çıkıyor bu meseleden. Meğer Aslı hamile, veee bebek rahmi istemiyor kendini memelere doğru konumlandırıyor. Büyüyor, nur topu gibi bir kız kucağına alıyor. Hem de ikinci el koca satan bir marketin baba adayından. Sanırım biyolojik babaya manadan çok madde yükleme girişiminin değersiz bir metaya dönüşümünün hırsı alınıyor. Buz gibi su içim sesi geldi sanki kulağıma. Yarasın o halde. Sonuçta bebek kalbinden doğuyor esasen. Yani zincir üretim merkezi "yürek" kitabın son sayfalarına kadar götürüyor okuyucuyu. Tabi bu üçleme romanın genel hatları. Aradaki aksiyonu, kapıcıyı, eczacı transeksülel arkadaşı, dergide çalıştığı patronunu, annesi, biyolojik babası, eski aşkları, polis, doktor, avukat, mahalle sakini, komşu konuşmaları evlere şenlik. Kendiyle, aklıyla ve diğer akıllarla şirin, tatl sert iletişimini görün derim. İçiniz mi ferahlar ohh iyi mi olmuş, sahi iyi mi yapmış, ne derseniz deyin.... Bu ev sohbeti yakın arkadaş, teatral sunumu izleyin, gülün ve çokta düşünün. Benden arta kalanlar böyleydi sevgili okuycu... Tavsiyemdir, kalbe iyi gelir.... Dip not Tuba Ayşe Özgür, yazma yeteneğini annesinden aldığını, kurgu matematiğini de babasının mühendisliğinden aldığını ifade eder. Kalabalık bir aile içinde büyümek hayal gücünü beslerken annesinin kendine has yazma becerisiyle kendi yolunu küçük yaşlarda yazarlığa çevirmiş. "Büyü Bozumu" isimli bir romanı daha var. Hiçbir şey birdenbire olmuyor, her şeyin bir süreci var sonuçta. Hiçbir şey tesadüf değil. Ve her karşılaşma bir sebep. Belki saçma sapan bir dünyanın içinde, belki bir çingene çadırındaki panayırda, belki bir dünyanın tepesinde ya da kuklaların sahnesinde... Her şey daha yeni başlıyor...(say. 95) Bazen yaşanması gerekenler yaşanıyor. Ders alıp yürümek lazımmış meğer. Geçmişimi, biyolojik babamı, annemi ve çocukluğumu özgür bırakmayı seçiyorum. (say. 94)
Benim Kalbim Dikdörtgen
Benim Kalbim DikdörtgenTuba Ayşe Özgür · Eyobi Yayınları · 202384 okunma
·
257 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.