Othello oyunu Cinthio adında bir hikaye yazarının yazdığı " Motor Of Venice " adlı kısa hikâyeye dayanıyor. Yani
William Shakespeare tamamen " Moor Of Venice" adlı hikâyeden esinlenerek yazıyor
Othello'yu. Tahmini yazım yılı 1603 yılı olarak düşünülüyor, ama bu kesin bir bilgi değil elbette.
Gellelim
Othello'nun konusuna... Konumuz: Venedik'li zenci bir komutan olan Othello ile, Venedik'li soylu bir ailenin kızı olan Desdemona'nın aşkları ve Othello' nun hastalıklı kıskançlıklarıdır.
Othello, karısını çok seviyor ama Çavuşu Iago'nun çevirdiği entrikaları ile gereksiz yere karısını kıskanmaya başlıyor. Bu kıskançlıklar öyle bir hal alıyor ki... İş sonunda Othello'nun karısını yataklarında boğmasına kadar varıyor.
Zaten oyunda kin, hile, kötülük, iftira, kıskançlık, cinayet yani ne ararsanız var.
Tüm bunlar bir yana beni şaşkına çeviren asıl şey: Desdemona'nın -Artık kıskançlık mı dersiniz, yoksa akılsızlık mı bilemem ama benim kanaatimce akılsızlık- kocası Othello'yu tüm yaptıklarına rağmen -ki kadına yapmadığını bırakmadı.- hala çıkıp da "kocamı seviyorum" demesi ayrı bir ironiydi. Beni de sinir eden ayrı bir konuydu. Böyle bir adamı kim, nasıl sever ? Onu da anlamış değilim. Kitapta da gerçek hayatta da kadınların, kendilerine hakaret, küfür, şiddet uygulayan erkeklere ses çıkarmamaları yada yaptığı tüm iğrençliklere rağmen tutup da " ben kocamı seviyorum" demeleri beni deli ediyor!
Othello saçma sapan davranışlarına " namus " kulbunu takıyor. -ki namus, namus diye geçinenlerin çoğunun namusla bir alakası da yok. -
Bu da ayrı bir konuydu zaten...
Aslında çok şey söylemek istiyorum ama baya uzun bir inceleme olur. Bu yüzden kısa keselim.
Ah sorma nasıl sevdim Othello'yu bilemesin... Öyle ki " keşke bu adamı bir güzel dövseler de aklı başında gelse " diye düşündüm, yani baya sevdim kendisini... Şu an bir arkadaşıma Çalıkuşu'nu okuycam dedim ama biter bitmez okurum. Teşekkür ederim (: