Gönderi

175 syf.
·
Puan vermedi
Sizi bilmem ama ben hep özsözleri de okurum ve bu kitabın çıkışı ile Dostoyevski için “Yeni Gogol geldi!” demişler diyerek girişimi yapıyorum. 23 yaşında yazmış ve çok güzel eleştiriler almış. Dostoyevski’nin ilk eseri olan İnsancıklar’ı iki günde okudum. Olayları merak ederek değil de edebi zevk için. Neredeyse tamamen yoksulluk üzerine dönen, mektuplardan oluşan bir kitap. İçinde aşk da var ancak ben o enerjiyi pek hissedemedim. Buna rağmen ana karakterlerin ilişkileri çok naifti. Devuşkin’in Varvara’ya Küçük Güvercinim diye hitap etmesi çok hoştu ve farklı hissettirdi. Mektuplarda yazarın etkisini hissetmektense karakterlerin gerçekten kendileri olarak yazdıklarını okudum özellikle Varvara’nın üslubu, düşünceleri çok hoşuma gitti. Ayrıca mektuplar sadece aşk veya basit şeylerden bahsetmiyor ve bir karakterin üslup gelişimi de görüyoruz. İlk mektup favorilerimden biriydi sanırım çünkü üslup çok dağınıktı ve bu eğlence katmıştı ayrıca oldukça pozitifti ama tabi kitap ilerledikçe işler karamsar bir hal alıyor. Belli edilmemeye çalışan yoksulluk utanılacak bir şey olmayan, konuşulması kaçınılmaz bir hal aldı ve o kadar güzel anlatıldı ki çevreme bir bakıp aslında ne kadar iyi şartlar olduğunu fark ettirdi. Kitabı okurken aklımda bazı soru işaretleri vardı. Mesela Devuşkin sürekli kendinden ihtiyar olarak bahsediyor ancak Varvara oldukça genç tabir ediliyor. Yaşlarını kesin olarak bilseydim daha keyifli bir okuma olurdu. Karakterler zaman zaman buluştu ve yazarın mektupları bölerek bu sahneleri dahil etmemesi bana keyif verdi. Bu kitap bana Ruslar, veya eski dönemde yaşamış insanlar gerçekten duygularını bu kadar uçlarda ve yoğun mu yaşıyor yoksa yazarlar mı böyle yazıyor diye düşündürttü. Kesinlikle önereceğim, okuması kolay bir klasik. Sonu da tam bu kitaba yakışır bir şekilde bittiği için çok keyif aldım.
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362,8bin okunma
·
284 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.