Gönderi

258 syf.
6/10 puan verdi
Ordan Oraya Atlayan İncelememsi
Evlilik programları... Sezon içerisinde, akşam haberlere kadar tv başında kalabilenleri ekrana kilitleyen, kimileri için ibret, kimileri için eğlence, birkaç kişi içinse bol para kaynağı şovlar... Güzeldi bea. Hem eğleniyorduk, hem öğreniyorduk, üç kuruş paranın, hanımefendinin aracının mazotuna dahi yetmeyeceğini, çiftleşme dansının sadece kuşlara özgü olmadığını, evlenmenin, aşık olmanın veyahut cozutmanın yaşı olmadığını, az buçuk da olsa ünlü olmanın yolunun buralardan geçtiğini, neye niyet neye kısmet durumları, castları, jestleri ve daha nicelerini... Hemen hepsi kurguydu belki ama, hökümetimiz dedi ki bir gün: Duruuuun! Bu böyle gitmez! Türk toplumunun aile yapısını bozuyorsunuz. Evlilikten soğutuyorsunuz genç nesli. Falan fıstık... Sonunda ne oldu, evlilik programı eğlencemize turp sıkıldı, buralardan ekmek yiyen tayfa, devletlumuzun kapısını aşındırdı, aman efendim etmeyin eylemeyin, ekmeğimize kan doğramayın... Ve nihayetinde evlilik programı yapımcıları, aile sorunları deşikleyen tayfalara evriliverdiler. Şimdi de kim kimi dürtmüş, kim kimin çocuğu, kim kimi çocuğu zannediyordu, kim kime kaçtı, kim kimi kaçırdı, dolananlar, dolandıranlar, daha neler neler... E peki, bunlar toplumun yapısına halel getiren yapımlar olmuş olmuyor mu diye soracak olursanız... Şşşttt... Sormayın... Buralara neden girdik, aslında biraz bu düzlemde bir kurgumuz var kitapta. Hani eskiden, Mügelerin, Serapların, Esraların olmadığı cağnım yurdumda, yine böylesi şeyler yaşanıyormuş da işte, bunları da yazarlarımız dile getiriyorlarmış. Orhan Kemal de böylesi bir iş çıkarmış ve güzide toplumumuzdan bir kesit sunmuş bizlere. Ha eskiden daha iyiydik, şimdi boka sardık falan, bunlara girmeyeceğim. Eskiden neysek bence şimdi de aynısıyız da, işte teknoloji vs. artık bir şeylere erişimi daha da kolaylaştırdı ve yine aynı teknoloji, kirli donları ortaya dökmekte daha muktedir bir hal aldı, ondan böyle görünür hale geldik... Neyse. Girizgahı becerebildiğimize göre, azıcık da kitaba eğilelim. Kitabı tatilde okumam, sonrasında yanımda getirmemem ve de bitirmemin üzerinden zaman geçmesi hasebiyle, bazı noktalar yüzeysel geçiliyor olabilir, yine de iki kelam etmekten geri durmak istemedim. Başlayalım. Demiryollarından emekli Sadi Bey, "kafasına vur ekmeğini elinden al" kabilinden garibim karısı Hediye ve üç çocuğuyla birlikte, kendine ait ve de başına bela bir evde yaşamaktadır. Karısı Hediye, eski güzel günlerin hatırasıyla kocasına yaranmak gayesiyle çırpınadursun, kocasının aklı, yan evdeki tazededir: Nursen. Nursen, afet-i devran anasıyla birlikte yaşayıp, çorap fabrikasında çalışmakta, Sadi Bey ise, kartaloz kankasıyla birlikte, iş çıkışı yolunu gözleyip kıza açılabilmek gayesinde. Aşkından mecnuna bağlamış. Ah o mektubu bir verebilse... Neyse, evin içine geri dönelim. Büyük oğlan İskender, tahsilsizliğin ezikliği yakasına paçasına sinmiş. Kardeşi, hukuk fakültesi talebesi Erdal'a gösterilen ihtimam canını bir tamam sıkmakta. Evin kız kurusu ablası Ayşe ise baştankara. Bu, birbirinden zıt üç kardeşi ortak bir noktaya getiren nedir diye sorarsanız, hemen cevaplayalım: Babalarının evi. Her biri başka başka gayelerle ve kendilerince haklı gerekçelerle eve çökmek isterken, babanın da ev üzerinde planları var tabii ki. Olmaz olur mu hiç? Evdeki herkesi başından defedip Nursen'i alacak, gerekirse anasını da yanında getirtecek ve de ömrünün son demlerinde taze bir hatun ile evlenip tazelenecek, gerekirse de bu yolda ölüp gitsin değil mi ama? Ne demiş Bombacı Mülayim abimiz? Arpanın ölümü attan olsun :) Giriş bu şekilde. Gelişme ve de sonuca pek girmeyeceğim. Kitap, tam Türk dizisi kıvamında, ki zaten kitapların diziye evrilmesi furyasının olduğu dönemlerde dizisi de çekilmiş. Bkz: tr.wikipedia.org/wiki/Evlerden_B...(dizi) . Peki burada bizi neden reality show benzetmesiyle karşıladın derseniz, kitabın akışında öyle Mügelik, öyle Esralık olaylar dönüyor ki, kitabın başında kızıp küfrettiğiniz, bizim kahve önü kart zamparaları, olayın neredeyse en masum insanları olup çıkıveriyorlar. Kitap, konu itibariyle öyle ahım şahım bir şey vadetmiyor anlayacağınız. Günaşırı tv de denk gelebileceğiniz, hatta ve hatta sokağınızda, apartmanınızda dahi cereyan edebilecek olaylar silsilesinden ibaret. Yazarımızın karakter aktarımı güzel. Anlatım iyi. Yalnız sonu çok oldubittiye gelmiş. Kitabın yazım sürecini bilmem, araştırmadım da. Ama sanki böyle, "Orhan Abi artık şu kitabı bitir de baskıya geçelim." denmiş de yazarımız da sonunu alelacele bağlamış gibi. Hani sonunu şöyle bi 30-40 sayfa kadar da olsa uzatarak, bazı karakterlerin akıbetleri sağlam bir yere oturtulabilirdi ama olmamış. Yine de genel olarak iyi bir okuma deneyimiydi.
Evlerden Biri
Evlerden BiriOrhan Kemal · Everest Yayınları · 2016769 okunma
·
424 görüntüleme
Dağlar okurunun profil resmi
Çok keyifli bir inceleme okudum 😀📚emeğine sağlık bu sıcakta yüzümü gülümsettin teşekkürler 🙏🏻🥰✌🏼😀
Post Mortem okurunun profil resmi
Rica ederem Gülo :D ya öyle aman aman kıymetiharbiyesi olacak bir şey değildi ama gülümsettiyse ne mutlu :)
Canaokumalar okurunun profil resmi
Elinize sağlık. Dün hangi nane idiysek bugün de aynısıyız bence de.
Post Mortem okurunun profil resmi
Rica ederim 😌 ne yazık ki öyle...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.