Merhaba arkadaşlar. Ahmet Mithat Efendi ile alakalı olabildiğince geniş, uzun ve tüm kitapları hakkında genel bir inceleme de bulunacak bu yazımızda. Evvela bunu söyleyerek başlamak istedim. Şimdi birkaç kitabını okuyacak belirli bir sırayla gideceğiz ama birkaç yıl sonra bir okur, yazarın kitaplarını merak edip geldiğinde sadece incelemeyle değil aynı zamanda Ahmet Mithat Efendi ile ilgili bir şeyler öğrensin, bizim de araştırmalarımız birkaç günle kalmasın uzun yıllara yayılsın diye çabalıyoruz. Yazarlarımız arasında daha fazla eseri olan birisi yok ve bu kadar çok kitap yazıp daha pek çok kitabı değil basılmak, günümüz Türkçesine bile çevrilmemiş birinin eserleri üzerine çalışma yapmak da haliyle epey zor oldu takdir edersiniz. 2022 yılı Kasım ayından beridir bir yandan bu projemle uğraşıp bir yandan da günlük hayatıma odaklanmaya çabaladığım için de burada ekleyeceğim genel bilgileri diğer incelemelerde de paylaşacağım. Paragraf düzeni ise sadece okunan kitabın anlatıldığı bölüm büyük harflerle kitabın adı iki kere yazılmak şeklinde olup, aradaki boşluğa yapılan kitap incelemesini içerecek, kalan kısımlar genel bilgi üzerine olacaktır.
KARNAVAL – VAH
Evvela şu bilgiyi verelim, bazı TDK baskılarında kitap kapağında VAH hikayesi ile ilgili bilgi olmayabilir. 504 sayfalık eserde 306 sayfa sonrasında VAH isimli hikaye başlıyor tanıtımıyla beraber. Yine bir tanzimat romanı ama bu şekilde bırakıp geçmek istemiyorum. İnsanlara bir şeyleri anlatmak, açıklamak açıkçası kendi döneminin insanları için mücadele eden ve tek başına dahi kaldığında mücadeleden yılmayan ve halkı için çabalayan bir insan görüyoruz. Neler olduğunun anlaşılması ve faydalanmak adına daha açık konuşmak gerekirse TDK beni çok üzüyor. Çünkü bakıyorum Finlandiya tarihi olsun Norveç tarihi olsun pek çok küçük Avrupa devletinin verdiği mücadeleler ve bunları anlattığı kitaplar anlatılırken tarihi milattan önceye uzanan bir milletin verdiği mücadelenin kısa ama önemli dönemini yansıtan kitapların yüzüne bakılmıyor, okunmuyor, okumak isteyenler tarafından anlatılan dil nedeniyle anlaşılmıyor. Ve bu durum beni çok yıpratıyor. Bizim eserlerimizin ne eksiği var, bence fazlası var ama neden yapılmıyor. Günümüzde artık bunun siyasi olduğunu bu yüzden engellendiğini düşünmüyorum bile. Her şey para mı arkadaşlar nedir yani bu durumun sebebi? Satıştan korkuyorsanız ona göre tasarımını yapar gene satarsınız. Bu ülkede edebi değil insani değeri olmayan pek çok sex, aldatma, entrika kitapları milyonlarca satarken bu insanların akıllarına akıllı, düşünen, bilgili insanların da kitaplar okumak isteyeceği gelmiyor mu acaba, sorguluyorum.
Karnaval: 1881 tarihli bir hikayedir. Karnaval deyince aklımıza ne geliyor? Hemen böyle ejder kostümlü insanların olduğu, Jackie Chan’ın başrolde olduğu filmler aklımıza gelebilir. Ama öyle değil. Dolu dolu bilgiler içeren Avrupa karnavalları hatta daha da önemlisi Galata ve Beyoğlu bölgelerimizde yapılan karnavallar bizlere anlatılıyor. Bu ayıp mıydı, yasaklanması mı gerekiyordu ki ben bunun yapıldığını daha yeni öğreniyorum mesela. Yine bu etkinliğin bir putperest adeti olması, sosyal ayrım yapılmadığı ve herkesin buna katıldığı, burada giyilen kıyafetten yenilen yemeğe kadar pek çok konuda anlatım yapıldığını görüyoruz. Açıkçası olaylar ve karakterler beni kitabın içine de çekmedi. Zaten Ahmet Mithat’ın dönem içinde hiçbir edebi telaşı olmadığını aksine yalnızca bilgi vermek için kitaplar yazıp bunları hikayeleştirdiğini, kaliteli kitaplarının bir elin parmaklarını geçmediğini inkar edemem. Diğerleri kalitesiz demiyorum ne dediğimi bir önceki cümlemde açıkladığım için bu şekilde bir tabir kullandım. Hatta bu kitaba özel bir bilgi de vereyim. Yazarın ‘Bekarlık Sultanlık Mı Dedin’ isimli bir kitabı var. Baskısını bulup güncelleme yapana kadar onu aşağıya ekleyeceğim listeye almayacağım. Yine de var olduğunu öğrendiğimi belirteyim.
Birbirine zıt karakterleri yine kitabında birleştirdiğini, batı özentiliğini eleştirdiğini ekledikten sonra afedersiniz ‘Züppe’ tiplemesini de kitabına aldığını görüyoruz. Kitapta alafranga olarak ana karakter Zekai Bey, Osmanlı aydını olarak da Resmi Efendi işlenmiştir. İsimlerinin yanlarındaki tanım bile farklı fark ettiğimiz üzere. İki farklı insanın yaşadığı aşkın başına getireceği felaketler işlenirken (yazar başta inanç olmak üzere temel farkların her zaman olumsuz yansıyacağını çünkü bu farkların var olduğunu savunur, realist bir kişiliktir Ahmet Mithat. Bunun yanında Osmanlı’nın son zamanlarını ve yabancıların toplum üzerindeki etkisini de işlemeyi ihmal etmez. Ben iki karakter verdim ama şöyle söyleyeyim, romanda o kadar fazla karakter var ki bu karakteri alıp ayrı ayrı aile soy ağaçları çıkaracak kadar ileri gidebiliriz. Anlaşılması güç bir çeviride bu kadar fazla karakter beni son derece olumsuz etkiledi bunu da belirtmek isterim.
Vah: Yine bir toplumsal eleştiri içeren ancak batılılaşma furyasının getirdiği değişim içerisinde insanlara mesaj vermeyi amaçlayan sözde Aşk özde İbretlik hikayedir. Özellikle insanın çevresinin ve o çevrenin ne kadar önemli olduğunun kanıtı niteliğinde bir hikayedir. Ahlakı bozuk insanların olduğu bir toplumda insanın çevresini bu insanlar satmışsa bunun getireceği yıkım ve bu yıkımın gücü çok önemli. Tabi yazar yine İstanbul özelinde ve anlattığı konuda pek çok açıklama ekliyor ama ‘Bana Arkadaşını Söyle Sana Kim Olduğunu Söyleyeyim’ sözünden etkilenerek böyle bir hikaye kaleme aldığını düşünüyorum. TAbi ortada yine bir kadın, o kadını insanların nasıl gördüğü, sürekli romanlarda karşımıza çıkan Bey – Efendi mücadelesi de bu hikayenin adeta her şeyi. Burada da Behçet Bey ile Necati Efendi karakteri ve bunlar arasındaki anlatımdan mesajını vermeyi amaçlayan Ahmet Mithat’ı görüyoruz. Her ne kadar okunması zor olsa da beğenilecek bir hikaye olarak düşünüyorum.
KARNAVAL - VAH
Kitap incelemesi ardından devam ediyoruz. Evvela Ahmet Mithat Efendinin eserlerine ve neleri okuduk neleri okumadık bunları ayırdığımıza yönelik açıklamaları yapacağız. Bulabildiğimiz kitapları ve bunların neler olduğunu anlatacak, bulduklarımız üzerinden sıralı bir liste yaparak ilerlemeye çalışacağız. Aynı zamanda bu birkaç günlük - haftalık proje de değil. Yaklaşık 3 ila 5 yıl arasında düşündüğüm zaman dilimini kapsayarak son bulacak bir proje olacaktır. Hatta bu süreçte ve sonrasında bizlere yardımı dokunacak her türlü bilgiye de açık olduğumuzu belirtmek isterim.
Araştırma sürecinde bulduğumuz eserler neler oldu? Neleri sıraladık? Şöyle bir isim sırası şeklinde ilerlemenin en doğrusu olduğu kanısındayım ve burada büyük emek harcadığımı belirtmek isterim:
Acaib-i Alem
Ahmed Metin ve Şirzat
Alayın Kraliçesi - Alayın Kraliçesine Zeyl
Aleksandr Stradella
Altın Aşıkları
Amiral Bing
Arnavutlar Solyotlar
Avrupa’da Bir Cevelan
Ben Neyim?
Beşair
Beşir Fuad
Bir Acibe-i Saydiyye
Cellad
Cinli Han
Çengi
Çerkez Özdenler
Çingene
Çocuk Melekat-ı Uzviye ve Ruhiyesi
Dolaptan Temaşa
Durub-u Emsal-i Osmaniyye Hikamiyyatının Ahkamını Tasvir
Dünyaya İkinci Geliş yahut İstanbul’da Neler Olmuş
Dürdane Hanım
Demir Bey yahut İnkişaf-ı Esrar
Eski Mektublar
Esrar-ı Cinayat
Eyvah
Felatun Bey ile Rakım Efendi
Fenni Bir Roman yahut Amerika Doktorları
Gönüllü
Gürcü Kızı yahut İntikam
Hasan Mellah yahut Sır İçinde Esrar
Hayal ve Hakikat
Haydut Montari
Hayret
Henüz On Yedi Yaşında
Hilal-i Ahmer Cemiyet-i İnsaniyesinin Tarihi
Hikmet-i Peder
Hüseyin Fellah
İstibşar
Jön Türkler
Karı Koca Masalı
Karnaval
Kıssadan Hisse
Letaif-i Rivayat (İçerisinde 21 öykü vardır. Bazı öyküler farklı kitaplarda farklı isimlerle yayımlanmış olabileceğinden buna da değineceğiz ve o öyküleri de ekleyeceğim)
Suni’fi Zan
Gençlik
Esaret
Teehhül
Felsefe-i Zenan
Gönül
Mihnetkeşan
Firkat
Ölüm Allah’ın Emri
Bir Gerçek Hikaye
Bir Fitnekar
Nasib
Çifte İntikam
Para
Kısmetinde Olanın Kaşığında Çıkar
Diplomalı Kız
Dolabdan Temaşa
İki Hudutkar
Emanetçi Sıdkı
Cankurtaranlar
Ana Kız
Menfa
Mesail-i Muğlaka
Müdafa’a
Müşahedat
Nedamet mi – Heyhat
Niza’ı İlm-ü Din
Pariste Bir Türk
Rikalda yahut Amerika’da Vahşet Alemi
Seyyadane Bir Cevelan
Süleyman Musli
Şeytankaya Tılsımı
Şopenhavr’ın Hikmet-i Cedidesi
Taaffüf
Üss-i İnkılab ve Zübdetül Hakayık
Vah
Volter
Volter Yirmi Yaşında
Yeniçeriler
Yeryüzünde Bir Melek
Görüldüğü üzere bizim bulabildiklerimiz Ahmet Mithat kitaplığında yalnızca %15 civarında. Daha bunun yayımlanmayan, çeviri bekleyen, illa ki kaybolan veya yazar tarafından yazılıp da ona ait olduğu imzası olmadığı için anlaşılmayan gibi pek çok çeşidi var. Elimizden geleni de yapacağız bu konuda.
Şimdilik araştırdıklarımız ve bulduklarımız bu kadar. Birkaç yıl sonra yeniden bu çalışmalara döndüğümüzde hem yeniden araştırmamıza gerek kalmayacak hem de –umudum bu yönde- yeni bilgilerle harmanlamaya çalışacak ve eldeki Ahmet Mithat eserlerini güncellemeye çabalayacağız. Bu konuda kütüphaneci ve moderatör arkadaşlardan da ricam, bilmediği kitaplara lütfen dokunmasınlar. Bilhassa isimleri farklı diye kafalarına göre ayırma yapmasınlar bazı eserlere. ‘Geçmiş’ kısmından özellikle emek verip düzenlediğim eserlerde bunu rica ediyorum. Hayatımın 4’te 1’ini bu işe adadığım için bu şekilde konuşup hepinizden rica ediyorum.
Hepimize iyi okumalar dilerim..