Cecilia Harcourt, babası ölüp, asker olan kardeşi Thomas’ın savaşta yaralandığı haberi gelince yapayalnız kalmıştı. Atalarının vasiyeti gereği, eğer erkek kardeşi geri dönmezse topraklara sahip olacak olan kuzeni Horace, kendisine evlilik teklif edince de, O’nunla evlenmekten kurtulmak ve kardeşini bulmak için tek başına uzun bir yolculuk yaparak New York’ta gelmişti. Ama, New York’ta kardeşi yerine, kardeşinin yakın arkadaşı Yüzbaşı Edward Rokesby’yi bulmuştu. Edward’ı Thomas’ın mektuplarından tanıyordu. Edward’da O’nu Thomas’a yazdığı güzel mektuplardan dolayı gıyaben tanıyordu aslında. Edward yaralanmış ve bilinçsiz bir şekilde yatarken, O’na yardımcı olmak ve kardeşini bulmak için orada daha uzun süre kalabilmek umuduyla söylediği bir yalan, bundan sonra olacak her şeyin farklı bir yönde ilerlemesine yol açacaktı. Üstüne üstlük Edward uyanıp da hafızasını kaybettiği anlaşılınca, işler daha da sarpa saracaktı. Edward için Cecilia’nın varlığı bir sürprizdi. Edward’ın hemen iyileşmemesi ve kardeşi Thomas’tan haber almamış olması, Cecilia’nın yalanını sürdürüp işleri daha karmaşıklaştırmasına neden olmuştu. Edward hafızasını kazanmak için, Cecilia Edward’a destek olmak ve kardeşinin akıbetini öğrenmek için çabalarken, birbirlerine duydukları ilgi ve çekim de gün geçtikçe artmaya devam etmişti. Zaman geçtikçe birbirlerine daha çok bağlanıyorlardı. Ama, hiçbir sır sonsuza dek gizli kalmazdı. Cecilia söylediği yalanın Edward ve kendi hayatı üzerindeki etkisini hesaplarken, minicik!!! bir hesap hatası yapmıştı. Tüm sırlar ortaya çıktığında ne yapacaklardı? Cecilia bunları düşünüp endişelenirken, kardeşini aramaya devam ediyordu. Yazardan okuduğum ikinci kitaptı. Anlatımı, Eşsiz Bayan Bridgerton’ dakiyle aynıydı. Sade bir dille yazılmıstı. Kitabın çoğu iki kişilik tiyatro oyunu gibiydi. Cecilia ve Edward ilişkisinin ilerleyişini okuduk adım adım. Cecilia’nın merhameti, mücadelesi, Edward’ın O’na karşı tutumu oldukça hoştu. Olaylar oldukça sakin ve yavaş ilerledi. Cecilia da Andrew da cesur, açık sözlü ve ben pek esprileri yakalayamasam da espritüel olarak tasvir edilmişlerdi. Thomas’ın akıbetini merak ettim en çok okurken. Sıkılmadan okuduğum bir kitap oldu. Kitapta bölüm başlarına koydukları mektupları da severek okudum. Romantizm de fena değildi. Ama, historicallerden beklediğim aksiyon ve tutku biraz az geldi bana. Biraz da olaylar monoton bir şekilde ilerledi sanki. Son bölümde biraz hareketlendik sadece. Ama, serinin bundan sonraki kitabı Rokesby kardeşlerin en eğlencelisi Andrew’la ilgili olacak sanırım ve O’nun öyküsü daha hareketli olacakmış gibi düşündüğüm için, o kitabı şimdiden merak ediyorum. Historical seviyorsanız ve 18 yaşından büyükseniz şans verebilirsiniz diyor, keyifli okumalar diliyorum. Kitaplarla kalın.

Hayali Evlilik Gerçek AşkJulia Quinn · Epsilon yayınevi · 202367 okunma

·

129 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

papirusktp