Çok anlamlı bir inceleme olmuş. Temin edebilirsem okumayı çok isterim.
Nazım’ın Piraye’ye seslenişine gelince Piraye unutmaz dönmez geri aynı yolu yürümez kendi üzerine basa basa gider. Acısını göğsünde büyütür, göğsünde avutur. “Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da” ama Piraye olmak biraz aşkın acısından geçiyor galiba…