Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

584 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Bu kitap hakkında söylemek istediğim bir sürü şey , dokunmak istediğim bir sürü konu var ama nasıl başlayacağımı pek bilemiyorum . O yüzden ilk önce kitaptaki ana olaydan ve başlangıcından spoilersız bir şekilde bahsetmek istiyorum . Locke Lamora Camorr ‘ un Hırsızbaşı tarafından satın alınarak onun himayesine girmiş bir yetimdir ta ki Gizli Barış ‘ ı bozup bir de üstüne Gölgeler Tepesi ‘ nin yegane kurallarından en önemlisini çiğneyene kadar . İşler bu hale gelince Hırsızbaşı ‘ nın acilen bir karar vermesi gerekir . Ya Locke ‘ ı köpek balıklarıyla oldukça kasa sürecek bir yüzmeye gönderecek ya da yaygın olan 12 Tanrı ‘ nın az bilinen 13 . ‘ süne mürit olarak verecektir . Locke ‘ ın asıl hayatı da işte bu az bilinen 13 . Tanrı olan Madrabaz Bekçi ‘ nin rahibi olan Peder Zincir ve diğer müritleriyle tanışınca başlar . Artık Locke Lamora tam teşekküllü bir hırsız olmak için yıllar gerektirecek bir eğitimin ve kariyerinin başlangıcındadır . Bu olaylarla yeni hayatına adım atan Locke Lamora ‘ nın biz yetişkin halini okuyoruz kitabın büyük bir bölümünde . Geriye kalan kısımlarda ise “ Ara “ adı altında Locke ‘ ın ve yakın arkadaşları Calo ve Galdo Salza ile Jean Tannen ‘ ın geçmişlerini ve Camorr şehrine dair ayrıntıları okuyoruz . Ve bence bu bölümler olmasaydı kitapta ne olduğunu anlayamayacağımız büyük bir eksiklik olacaktı çünkü geçmişini , yaşadıklarını , korkularını ve dostluklarını bilmediğimiz bir karakterden yola çıkarak Locke ‘ ın yaptıklarını yeteri kadar anlamazdık diye düşünüyorum . Bazı yerlerde okuması daha uzun süren farklı ayrıntılardan da ben başkalarının aksine zevk aldım . Kitabın dil ve anlatımından bahsetmek gerekirse eğer kişilik analizlerine , yer - mekan tasvirlerine , uzun ve detaylı olay anlatımlarına alışkın değilseniz ve en önemlisi sevmiyorsanız bu kitabı okumanızı tavsiye etmem . Çünkü kitap bu söylediklerimden bolca içeriyor . Bense uzun tasvirleri , karmaşık cümleleri , süslü metin yapısını seven birisi olarak kitabın edebi yönüne bayıldım . Kitap hakkında en beğenilmeyen şeyler Centilmen Piçler ‘ in çaldıklarını fakirlere dağıtmaması ve evrende baş karakterlerimizin büyüyle uğraşmaması olmuş . Şu an kendimi kitabın avukatı olarak hissettiğim için birkaç şey söylemek isterim . Öncelikle Locke Lamora kötü sayılabilecek bir karakter ( hırsız sonuç olarak ) ve zaten kendisi de Camorr ‘ un Belası unvanını bir iyilik meleği olduğu için almamış . Buna rağmen Gizli Barış ‘ ı çiğneyerek soyduğu soylulara baktığımız zaman onların da servetlerini hangi “ yasal “ yollarla elde ettikleri tartışılır . Sanırım bu Camorr ‘ un doğasında var . Eğer Camorr ‘ daysanız ya normal bir suçlusunuzdur ya da hükümetin suçlu olmasına izin verdiklerindensinizdir . Ayrıca benim gözümde Centilmen Piçler ‘ e basit bir hırsız çetesi muamelesi yapmak yanlış olur çünkü Centilmen Piçler servetlerini el çabukluğuna olduğundan çok dil çabukluğuna , kas gücüne olduğundan çok beyin gücüne ve acemi şansından çok yıllar gerektirmiş bir eğitime borçlular . Gelelim oluşturulan evrendeki sözde büyü ve sihir yetersizliğine . Öncelikle kitabın türünün “ epik fantastik “ olduğunu söylemek istiyorum . Bu türe örnek olan diğer kitap serileri George R . R . Martin ‘ in Buz ve Ateşin Şarkısı serisi , J . R . R . Tolkien ‘ in Yüzüklerin Efendisi serisi , Patrick Rothfuss ‘ un Kral Katili Güncesi serisi gibi serilerdir . Ve biz bu kitapların ortak özelliği olarak şunu söyleyebiliriz genellikle büyü ve sihir daha arka planda kalan unsurlardır . Bu tarz kitaplarda önemli olan karakter ve olay çokluğu içerisinde ana karakterlerimizin hayatta kalma ve amacını gerçekleştirme mücadelesidir . Dolayısıyla biz bu kitapta türünün gerektirdiğinden az veya fazla bir şey görmüyoruz . ( Ki bence özellikle kitabın son yarısındaki Bağlıbüyücü ve Şahinci üzerinden verilen büyü ayrıntıları , ilk yarısında bulunan simya ile yeni özellikler ve tehlikeler kazanan canlılar yeteri kadar büyü içeriyordu . ) Sanırım uzun paragraflar boyunca kitabı anlatıp savunmamdan kitaba ve Locke Lamora ‘ ya ne kadar bağlandığımı anlamışsınızdır . Son bir kaç şey daha ekleyip incelememi bitirmek istiyorum . Kitap çok fazla ters köşe içeriyordu . Siz tam “ Şimdi gerçekten yakalayacaklar Locke Lamora ‘ yı ! “ diyorsunuz ve o olayı zaten onun tasarladığı ortaya çıkıyor . Ama kitapta hep bizim karakterlerimiz de kazanmıyor . ( Okuyanlar anlayacaktır bir bölümdeki ölümlerden dolayı gerçekten şok olmuştum . ) Yani kazanmak da kaybetmek de bol bol kullanılan unsurlardan sayılabilir . Sanırım söylemek istediklerimin çoğunu söylediğim uzun bir inceleme oldu ve benim için favori kitaplarım kısmına yeni bir kitap eklendi . Serinin çıkmış diğer kitaplarını da en kısa zamanda okuyacağım . Heyecanla bekliyorum . NOT : Centilmen Piç Serisi toplamda yedi kitap olarak tasarlanmış . Henüz ülkemizde üç kitabı bulunmakta . Yazar dördüncü kitabın yazım aşamasının bittiğini duyurmuştu ama ne zaman çıkacağı - ülkemize geleceği konusunda net bir bilgim yok . ——————————————————————————————————— “ Boğazında kanayan bir kesik olsa ve bir hekim o kesiği dikmeye çalışsa Lamora iğneyle ipliği çalar ve kahkahalar atarak geberip gider . Çocuk . . . çok fazla çalıyor . “
Locke Lamora'nın Yalanları
Locke Lamora'nın YalanlarıScott Lynch · İthaki Yayınları · 20201,138 okunma
·
1 artı 1'leme
·
371 görüntüleme
Deniz okurunun profil resmi
Tek cümlede ne yapmıştı adam ya şok olmuştum.Locke niye parasını dağıtsın duyduğum en tuhaf eleştiri herhalde adam hırsız hırsız.Ben okurken çok da eğlenmiştim yorumunuzla bir reread yapma fikri gelmedi değil.
Beyza okurunun profil resmi
Teşekkür ederim . Gerçekten insanların bu kitap hakkındaki saçma derecede gülünç yorumlarına inanamıyorum . Benim için de çok keyifli bir okumaydı .
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.