Timur'un batı İran seferi, H.786'da (M. 1384-85) Mazenderan'ın rahat durmayan valisi Emir Veli'ye karşı yaptığı bir keşif seferiyle başladı. Emir Veli kaçtı; Timur, Mazenderan'ın başlıca şehirlerinden biri olan Astarabad'ı alıp, batıya, Rey ve Sultaniye üzerine döndü. Sultaniye'yi elinde tutan, Türk-Moğol Celayirli hanedanına mensup Sultan Ahmed önünden kaçınca, Timur da Sultaniye ve Tebriz'e itaatkar bir yönetici atamakla yetinip, H. 787'de (M. 1385-86) memleketine döndü. Bu sırada Timur'un eski mahmisi Toktamış fethe girişmiş ve Altın Orda'yı ele geçirmeyi başarmıştı. Timur için ciddi bir rakip haline gelen Toktamış, Cengiz Han'ın mirasçılarından biri ve güçlü Coçi Ulusu'nun hakimi olması hasebiyle, Türk-Moğol dünyasında daha üstün bir mevkii talep edebilirdi. Böyle ihtirasları olan iki adamın barış içinde yan yana var olması imkansızdı. Toktamış H.787 (M.1385-86) kışında, artık Timur'a bağlı yerler arasında sayılan Tebriz'e saldırıp yağmaladı. Timur'un, iktidarını yeniden kurabilmesi için H.788'de (M. 1386) büyük seferlerinden ilkine, yani üç yıl süren İran ve Kafkasya seferine çıkması gerekti. Ordusunun büyük bölümünü gerektiğinde kısımlara ayırarak hayrete düşürücü bir askeri faaliyet gösterisi yaratma amacıyla yanında götürdü. Bu seferin tek bir hedefi olmayıp, her adımda geniş, uçsuz bucaksız toprakları hedefliyordu. Önce, orta güney İran'daki, haydut yatağı Luristan üstüne yürüdü, oradan Azerbaycan'a, Toktamış'ın saldırılarının ertesinde yeniden nüfuz sahibi olan Sultan Ahmed Celayir üzerine döndü. Onu yendikten sonra Gürcistan'a geçip Tiflis'i alarak kralını tutsak ettiyse de, sonradan tekrar yerine iade etti. Bu arada Kafkasya'dan Gilan'a kadar olan toprakların hakimleri, ona olan bağlılıklarını göstermek için birbiriyle adeta yarış ediyorlardı.