Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

316 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bitmeyen kavga, insanlığın bitmek tükenmek bilmeyen mücadelesini konu alır. Son derece zor koşullarda yaşayan ve aldıkları ücretle karınlarını bile doyuramayan meyve toplayıcılarının direnişini anlatır Steinbeck bu romanında. İşçilerin bu zor koşullara karşı koyabileceği tek yol grevdir ancak kapitalist toprak sahipleri çok fazla imkana sahiptir. Gazete, para, silah hepsi onların elindedir. Böyle bir düzende insanca yaşamak için verilen mücadeyi anlatıyor Steinbeck. Öyle bir anlatıyor ki hayran kalmamak mümkün değil. İşçilerdeki yılgınlığı da öfkeyi de bizzat onlarla yaşıyorsunuz. İçinize işleyen etkisinden çıkamadığınız kitaplar vardır, bu kitap kesinlikle öyle benim için. Steinbeck'i zaten çok severdim ama bu kitapla sevgim bir kat daha arttı. Keşke dünyanın her yerinde, her alanda herkes emeğinin karşılığını alsa, kimsenin emeği sömürülmese. "+ Malları kim üretir? - Şey... İşçiler. + Peki kar kimin cebine girer? - Sermayeyi yatıranların. + Ama onlar hiçbir şey üretmiyor ki. Karı almaya ne hakları var !…" "+ Böyle şeyler canını sıkıyor, değil mi evlat? Bir köpek yavrusu gibi kemir babam kemiriyorsun ama bir türlü kıramıyorsun kemiği. Az sonra dişinin birini kırarsan hiç şaşmam. - Yeterince insan, bir kemiği birlikte kemirirse sonunda kırar ama. + Belki... Fakat yetmiş bir yıldır köpeklerle ve insanlarla birlikte yaşıyorum ve çoğunlukla kemiği birbirlerinin ağzından kaptıklarını gördüm. İki köpeğin bir kemiği kırmak için birbirine yardımcı olduğunu hiç görmedim ama birbirlerinin ağzından kapmak için hırlaştıklarına çok tanık oldum." "+ Mac, neyin nesidir bu vijilanteler? Ne biçim insanlar bunlar böyle? - Her kasabada ne kadar kirli iş çeviren adam varsa, onlardır işte. Savaş sırasında yaşlı Almanların evlerini yakanlar bunlar­dır. Zencileri linç edenler bunlardır. Eziyet etmekten zevk alırlar. İnsanlara zarar vermekten hoşlanırlar ve kendilerine her zaman milliyetçiler ya da anayasanın koruyuculan gibi adlar takarlar. Eskiden zencilere işkence edenlerin devamıdır bunlar. Mal sa­hipleri onları kullanır, onlara, 'halkı kızıllara karşı korumalıyız' derler. Bunlar, hiçbir tehlikeye girmeden evleri yakar, işkence yapar ve insanları döverler. Canlarının istediği her şeyi yaparlar. Korkaktır bunlar. Yalnızca gizlendikleri yerlerden ateş ederler ve ancak on kişi olduklarında birine saldırabilirler. Sanırım, dünya­ da bunlardan daha pislik bir başka yaratık yoktur." "+ Söylediğim gibi... bize kızılların alayının o. çocuğu olduğu anlatıldı hep. Bu yalan, değil mi Mac? - Nasıl baktığına bağlı. Eğer otuz bin dönüm toprağa ve bir milyon dolara sahipsen kızılların alayı o. çocuğudur. Ama London için, bir işçi için onlar, domuz gibi değil, insan gibi yaşamanız uğruna size yardımcı olmaya çalışan insanlardır, anlıyor musun? Elbette siz haberleri gazetelerden okuyorsunuz, gazetelerin patronları toprak ve para sahipleridir, bu yüzden bizler onlara göre o. çocuğu oluyoruz, anlıyor musun?" "Bizim kirli işler çevirdiğimizi, yeraltı çalışması yaptığımızı söylerler. Hiç düşündün mü London? Bizim silahımız yok. Başımıza bir şey gelse gazeteler yazmaz. Ama karşı tarafta bir şey olsa yazmaya mürekkep yetmez. Paramız yok, silahımız yok, sadece kafamızı kullanıyoruz London, anlıyor musun bunu? Bu, bir adamın elinde sopayla bir makineli tüfek müfrezesine karşı savaşması gibi bir şey. Onun yapabileceği tek şey, sezdirmeden yaklaşıp makinalı tüfeklilere arkadan darbe indirmektir. Belki adil değil, evet ama bu da bir atletizim yarışması değil. Aç insan kural tanımaz. "
Bitmeyen Kavga
Bitmeyen KavgaJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 20165,9bin okunma
·
434 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.