Leigh Bardugo ‘ yla tanıştığım aynı zamanda Grishaverse serisinin ilk kitabı olan “ Gölge ve Kemik “ i az önce bitirdim . Doğrusunu söylemek gerekirse bu kitaba ve üçlemeye büyük bir beklentiyle başlamadım çünkü beni hemen hemen neyin beklediğini biliyordum ve tüm beklentilerimi “ Kargalar Meclisi “ serisi için saklamıştım . İyi ki de öyle yapmışım . Çünkü aksi takdirde Alina ve söylenmelerine nasıl katlanırdım bilmiyorum .
Şimdi gerçekten tarafsız bir inceleme yapmaya ve bunu yaparken de elimden geldiğince yumuşak bir dil kullanmaya çalışacağım .
Alina Starkov yetimhanede büyümüş ve sonrasında haritacı olmak için eğitim görmüş bir kızdır . Ve kendisi her ne kadar aksini düşünse de tek yeteneği mızmızlanmak değildir . Bir gün Karanlıklar Efendisi ve maiyetiyle Karanlık Diyar ‘ dan geçerken kafile oradaki yaratıkların saldırısına uğrar . Ve o tehlike anında Alina ‘ nın sergilediği gücü sayesinde onun yıllardır beklenen Güneşin Elçisi olduğu ortaya çıkar . Ve bu yüzden çocukluk arkadaşı Malyen ‘ den ayrılıp saraya gitmesi ve orada geç kalmış bir Grisha eğitimi görmesi gerekir .
Aslında buraya kadar her şey güzel yani en azından böyle anlatınca . Çünkü biz ilk iki yüz sayfa boyunca Alina ‘ nın ortalıkta dolanıp herkese bir yanlışlık olduğunu onun Güneşin Elçisi olmadığını söylemesini okuyoruz . Sonra gücünü kabullenince de ortalıkta “ Ama ben yeteri kadar güçlü değilim . “ diye dolaşmasını görüyoruz . Ve bu söylediklerim haricinde Alina sürekli yolculuk yapıyor . Birisi gelip ona şunlardan kaç diyor , Alina onlardan kaçıyor . Sonra başkası geliyor , bu sefer de Alina onu takip ediyor . Yani insanın bir iradesi , bir düşünce yapısı olur değil mi ? Eğer Alina ‘ nın öyle bir yeteneği varsa da yazar bize o kısımları anlatmamayı seçiyor . Dolayısıyla kitabı sadece yan karakterler ve Karanlıklar Efendisi taşıyor . Ama maalesef yeteri kadar değil . Çünkü yazar kitabı birinci kişi anlatımıyla yazdığı için kitap boyunca kendimi Alina ‘ nın sıkıcı fikirlerinin içine hapsolmuş gibi hissettim .
Ama her şeye rağmen çok farklı bir evren var . Grishalar ve güçleri , Karanlık Diyar , Karanlıklar Efendisi , cellatlar , şifacılar , terziler . . . Biz bunları ne kadar görüyoruz derseniz Alina ‘ nın endişelerinden ve kendi kendine konuşmalarından fırsat kaldıkça .
Demem o ki eğer benim gibi güçlü , kendi ayaklarının üzerinde duran kadın karakterleri okumayı seviyorsanız bu kitabı okumayın . Ya da okuyun ama çok büyük beklentilere girmeyin .
Seri ikinci ve üçüncü kitaplarda açılır mı biz Alina ‘ nın gücünün tam olarak ne olduğunu görür müyüz bilmiyorum . Ama umudum o yönde . Seriyi okumaya devam edeceğim ama öncesinde biraz Alina ‘ dan uzak kalmaya ihtiyacım var . Bu seriye geri dönecek olmamınsa iki sebebi var : Kargalar Meclisi ve yazarın oluşturduğu orijinal fantastik evren . Umarım umutlarım boşa çıkmaz .