Gönderi

261 syf.
·
Not rated
·
Read in 3 days
"Bizden başka canavar yok."
》Kitapta, altı ile on iki yaş arasında olan bir çocuk grubunun gelecekteki atom savaşı sırasında, güvenilir bir yere götürülmek üzere bindikleri uçağın bir saldırıya uğramasıyla bir adaya düşmeleri ve burada hayatta kalmaya çalışmaları anlatılıyor. 》Bir serüven kitabı, bir çocuk kitabı okuyacağınızı düşünürken aslında içeriğin çok daha farklı olduğunu ilerledikçe anlıyorsunuz. Ve aslında bu kitap bir roman olmaktan çıkmış, gerçekçi bir anlatımla yazılmış bir alegori, yani simgesel anlamları olan bir öyküdür. 》İşte bütün kitap bu sembollerle dolu. Her bir karakter sanki hayatımızdan birini, ya da insana dair bir başka özelliği temsil ediyor. Bu açıdan güzel çıkarımlar yapabileceğiniz bir eser olmuş. Bu çocuklar cennet gibi bir adayı her açıdan bir cehenneme çeviriyorlar. Evet yanlış duymadınız bunu büyükler değil, çocuklar yapıyor. İşte zaten kitabın en can alıcı olayı da bu. 》Kahramanlarımız: Ralph: iyi huylu, zeki, eşitliğe, sevgiye, anlaşmaya inanan, adil bir çocuk. Domuzcuk: gerçek adını kitap boyunca öğrenemediğimiz, şişman olduğu için domuzcuk diye adlandırılan, kör denecek kadar miyop, aşağı sınıfa özgü bir şiveyle konuşan, sık sık nefes darlığı nöbetleri geçiren ve bütün bunlar sebebiyle de dışlanan bir çocuk. Ama domuzcuğun bir özelliği var ki, onu bir çok yerde kurtarıcı konumuna koyuyor. Adadaki en üstün zekalı, en sağduyulu çocuk olması. Bir çok kusurunun yanında, bu çok dikkat çekici bir detay aslında. Jack: bencil, zorba, baskıcı, kendi dışındakileri önemsemeyen, onları yalnızca işlerini yapan köleler olarak gören bir çocuk. Simon: herkesin derdini dert edinen, herkese yardımcı olan, sezgileri kuvvetli bir çocuk. Öyle ki Ralph'in adadan kurtulup evine döneceğini ve kitabın asıl odak noktası olan cenavarlaşan insanları ve akıbetlerini hisseden tek kişi oydu. "Bizden başka canavar yok" sözüyle insanlığın başlıca hastalığını dile getirmişti biz okurlara. 》Çocukların amacı birileri gelip bu adadan onları kurtarana kadar yaşayabilmek. Tabi böyle bir ortamda hayatta kalmak da ekip çalışmasını gerektiriyor. Önce Ralph adanın lideri oluyor. Bütün çocuklara ateş yakmak, barınak yapmak, odun taşımak, yiyecek bulmak gibi görevler veriyor. 》Bir de deniz kabuğu var. Toplantıları başlatan ve kimin elinde olursa ona söz hakkı veren, adadaki demokrasinin sembolü olan... 》İlk başta her şey modern dünyada olduğu gibi kurallara uygun ve güzel giderken tıpkı Ralph gibi doğuştan lider vasıflı Jack farklı beklentilere girince ikisi arasında bir iktidar savaşı başlıyor. Çocuklara kalan ise hangi tarafı seçecekleri. 》Önceleri can yanmaktan, kötülük yapmaktan korkan çocukların başlarında caydırıcı bir güç, ya da bir yol gösteren olmadığında çocuk bile olsalar nasıl vahşileşebildiklerini, kuralların olmadığı bir ortamda etik değerlere bağlı kalmanın ne denli zor olabildiğini, bazen doğru olanı değil de daha az sorumluluk alacağımız işleri yapmayı tercih ettiğimizi, gücün insana ne kadar cazip geldiğini ve kötü dahi olsa güçlünün yanında olma durumunu görüyoruz eserde. Benim de okurken dehşete düştüğüm, çok üzüldüğüm kısımlar oldu. 》Golding aslında insanların tümüyle kötü olduklarına değil, çocuk da olsa herkesin iç dünyasında iyilikle kötülüğün birlikte bulunduğuna inanır. Kimisinde iyilik kimisinde kötülük baskın gelir ve öyle bir karaktere dönüşür. Bizler, çocuklara daha masum gözle baktığımız için onların da insan olduğunu gözden kaçırıyoruz. Ama onların da tıpkı büyükler gibi içlerinde iyilik de kötülük de, merhamet de, acımasızlık da vardır. Başta aileler, sonra da okul ve diğer sosyal hayatı nasıl yönlendirirse çocuk da o yöne gider. Bu okurken benim için de önemli bir farkındalıktı. İçimizdeki iyiliğin, merhametin, sevginin, saygının, güvenin, sadakatin hep baskın gelmesi dileğiyle...
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080.9k okunma
··
627 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.